2023 yılının Ocak ayını bitirdiğimiz şu saatlerde kendi kendime zamanın nasıl da hızlı geçtiğini düşünmeden edemedim. Dur yahu daha 2033’e on yılımız var dediğinizi duyar gibiyim. Lakin çok uzak bir zaman gibi gelse de aslında yaşadığımız Dünya temposunda oldukça yakın bir zaman dilimi.
2003 yılında yani yaklaşık yirmi sene önce ABD’nin komşu ülke Irak’a nükleer silah bulundurduğu gerekçesiyle istilasına şahit olduk. Bahsedilen nükleer silahlar bulundu mu bilmiyorum ama Irak hala kendine gelemedi onu biliyorum. 2011 yılında, yani onbir yıl önce diğer komşumuz Suriye’de yaşanan kanlı iç savaş, milyonlarca masum insanın ölmesi. Üstüne bu savaşlardan kaçan düzensiz göçmenlerin Türkiye ve Avrupa’da yarattığı insani krizler, sonucunda sınır güvenliğimiz de oluşan büyük tehditler. Ardından Rusya’nın 2008’de önce Gürcistan’ı ve hemen ardından 2014 yılında Kırım’ı işgal etmesi. Bunlar yetmezmiş gibi bir de Rusların 2022 yılında Ukrayna ya başlattıkları tam ölçekli askeri operasyon. Dün gibi hatırladığımız bir çok krizin üzerinden yılların geçmesi ve önümüzdeki on yıl içinde muhtemel gerçekleşmesi beklenen bir o kadar iç ve dış olayar.
Sadece komşu ülkelerimiz olan Suriye, Irak, Iran, Gürcistan, Ermenistan değil ama Dünya’nın içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve sosyal krizler saymakla bitmiyor. Politik olarak güçsüz, istikrarsız, sürekliliği olmayan ülkelerin yaşadıkları bozgunlar maalesef gayet açık ve net olarak ortada.
Bugün ülkemizin hem kendi bölgesinde hem de Dünya’da ki sağlam ve dik duruşu, haliyle ülkemizi yöneten AK Parti kadroları ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu sayesindedir. Ne kadar kabul etmesek de güçlü lider beraberinde mukavemetli kadrolar oluşturur. Mavi Vatan doktrininden tutun da savunma sanayiinde SiHA, iHA’lar, yerli savaş uçaklarımız ile birlikte tanklarımız hep bu hızlı karar alabilme makanizması sayesinde gerçekleşmiştir. Aynı zamanda altyapı - üstyapı çalışmaları, hızlı trenler, otoyollar, stadyumlar, kütüphaneler ve bunun gibi önümüzdeki yüzyıla etki edecek birbirinden değerli yüzlerce proje bir bir hayata geçti. Burada Güçlü Liderlik ve güçlü parlemento olmadan bunların hepsi yine olurdu demek muhtemelen hayalci bir yaklaşım olurdu.
Geldiğimiz noktada, Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılında çok önemli bir seçime gidiyoruz. Görünen o ki tek ortak noktaları Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı olan, altı farklı siyasi partinin bu stratejik ve önemi her geçen gün artan seçimde ülkemizi yönetebilmelerine, kritik kararlar alabilmelerine, doğru atamalar yapabileceklerine, terör ve dış güçler ile aralarına mesafe koyabileceklerine, PKK’ya terör orgütü diyebileceklerine, Siha’ları ve Ihaları, yerli uçak ve arabımızı yapmaya devam edebileceklerine siz seçmen olarak ihtimal veriyor musunuz?
Bunu bekleyip göreceğiz. Ama başlıkta belirttiiğim gibi içeride 85 milyon vatandaşı,kûresel de ise temsil ettiği değerleri ve medeniyeti ile bizleri takip eden milyarlarca insan için 2033’e giden yolda Güçlü Türkiye esastır ve önemlidir
