• BIST 9997.85
  • Altın 3146.171
  • Dolar 35.7318
  • Euro 37.4876
  • Muğla 10 °C
  • İzmir 11 °C
  • Aydın 13 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 2 °C

8 Mart Kadınlar Gününde AKUT’un Kadın Gönüllüsü ile Konuştuk!

8 Mart Kadınlar Gününde AKUT’un Kadın Gönüllüsü ile Konuştuk!
Tüm dünyada tıpkı Anneler Günü gibi, Sevgililer Günü gibi ticari bir dinamik hedefine dönüşen ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ aslında bir dramın anma günü.

8 Mart 1857 yılında, New York’ta, polisin bir fabrikada ‘daha iyi şartlarda çalışmak’ istedikleri için grev yapan, çoğunluğu kadın 40.000 işçiye saldırmasıyla çıkan arbede anında oluşan yangınla hayatını kaybeden 192 işçiyi anma günü. 

1977 yılında BM tarafından Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edilen 8 Mart’ı bilhassa kapitalist dünya düzeninden dolayı, bilmeyen neredeyse yok gibi. 

Bu anlamlı gün her ne kadar alışverişe odaklı bir kutlama ekseninde devam etse de, bizimki gibi gelişmekte olan ülkeler açısından bir farkındalık sürecinin de gelişmesi demek. Kadınların sadece kadın oldukları için toplumsal hayat içerisinde yaşadıkları sayısız olumsuzluğun dile geldiği nadir zamanlardan biri… Kadın cinayetlerinin, aile içi şiddetin, tecavüzlerin, tacizlerin samimiyetle konuşulabildiği ve çözüm önerilerinin dile getirilebildiği; kadının gücünün fark edilebildiği… Yılda bir gün de olsa değerli hissettirildiği...

Ben de yapısı gereği hassas, güçlü ve duyarlı olan kadının, imkân verildiği taktirde sosyal yaşamda neler yapabileceğine küçücük bir örnek vermek istedim. Bunun için AKUT Marmaris ekibi gönüllülerinden Damla Güneş Bakıcı ile konuştum. Sevgili ekip arkadaşım Damla’ya AKUT gönüllüsü olmaya nasıl karar verdiğini ve duygu, düşüncelerini sordum. O da gönüllülük sürecini sizler için kaleme aldı. Buyrun hep birlikte okuyalım… 

“Ben Damla Güneş Bakıcı. Bir STK’da gönüllü olmaya karar verdiğimde henüz çok küçüktüm. Bu kararımda ilk etken abimin AKUT gönüllüsü olması idi. İkinci ve bence en önemli etken ise 1999 Marmara Depremi’ni Sakarya’da yaşamış olmamdı. O günlerde ülkemizin eksiklerine, depremzedelerin çaresizliklerine ve acılarına tanık olmuştum. Herkes gücü yettiğince bir şeyler yapmalıydı. Büyük afetlerin, toplumsal travmaların üstesinden ancak el ele vererek gelebilirdik. Bunu daha çok erken yaşta anlamıştım.

Ağabeyim AKUT’taki pek çok eğitime beni de götürüyordu ve ben onları uzaktan izliyordum. Çok büyük bir dostluk vardı aralarında; paylaşım, güven, samimiyet ve eğlence vardı. Buna rağmen eğitim başlayınca takındıkların ciddiyete, disiplinlerine hayran oluyordum. Bu disiplinin temelinde yaşam hakkının kutsiyeti vardı elbette… Bir canlının yaşamı söz konusu olduğunda hata yapma lüksleri yoktu. Bir düğümü yüzlerce kez atabiliyor, bir kazazedeyi sedyeye sabitleme pratiğini onlarca kere tekrarlayabiliyor ve bu tekrarların hiçbirinde bir “of” demiyorlardı… 
Her ne kadar aktif olarak görev alamıyor olsam da o yıllarda gerçekleşen gözlemlerim hem farkındalığımın çok gençken gerçekleşmesini hem de işin mutfağında olmamı sağladı. 
Zaman geçip resmî olarak gönüllü başvurusu yapabileceğim yaşa erdiğimde gerekli prosedürleri tamamlayıp AKUT gönüllüsü oldum. 
Eğitimler ve operasyonlar yaşamımın bir parçası olmuştu artık. Yanı sıra değişiyordum, dönüşüyordum, kendimi tanıyor, sınırlarımı keşfediyordum… 

Bugün artık 28 yaşındayım. AKUT gönüllüsü olmamın yaşamıma olan pozitif etkileri elbette saymakla bitmez ancak EKİP RUHU’nun ne anlama gelmiş olduğunu öğrenmiş olmam ve bu ruhun bana iş yaşamımda kazandırdığı olumlu gelişmeler, en zor, en olumsuz anlarda bile başarılı olmamı sağlamakta… Beni ben yapan ve kendi yaşamımda da her daim bir adım önde olmamı sağlayan, beni pozitif bir insana dönüştüren işte bu EKİP RUHUDUR!

Gönüllü olmak ise anlatılması çok zor bir duygu… Adı üstünde GÖNÜLLÜ… Karşılıksız veren… Verirken içinde mutlak SEVGİyi barındıran... Her canlıyı “CAN” olarak gören ve insan-hayvan ayırt etmeden yardıma koşan…

dsc_0322.jpg

Yaşamda öyle duygular vardır ki o duyguları satın alabilecek para basılmamıştır.
Zorda olan insanlara el uzatmak, yüreklere sessizce kondurulan bir hayat öpücüğü gibidir. Ve ben bu hayat öpücüğüne aşığım! 

Genç bir insan olarak zaman zaman eğlenmek yerine enkaz eğitimi almayı, ilkyardım eğitimi almayı yeğliyorum. Bazen fiziksel sınırlarımı zorlayan eğitimler alyorum. Evet, bazen yoruluyorum da… Ancak tüm bunları hiç tanımadığım, muhtemelen bir daha da hiç görmeyeceğim bir insanın yaşamını kurtarmak için yaptığımı bilmek bana iyi geliyor… Artık ruhen yaşıtlarımdan biraz daha fazla olgunlaşmış, sabırlı, anlayışlı, empati yapabilen, sadece bakan değil, baktığında görmeyi de öğrenmiş ve her deneyimden dersler çıkaran bir bireyim. Tüm bu değişim ve gelişimimde, cinsiyet ayrımcılığı yapmayan, kadına değer veren, kadının gücünü ortay çıkartmasına olanak sağlayan AKUT’un fırsat eşitliği disiplini yatmaktadır. 

Gönüllülük vermek kadar almak da demek… Aldığım sayısız eğitim sayesinde bugün artık çok daha güçlü, çok daha farkında bir bireyim. Her insanın yaşadığı topluma fayda sağlaması bir insanlık borcu… Hem bu borcu ödememe, hem değişip dönüşmeme hem de iç huzuruma katkı sağladığı için; aynı çatı altında toplanmamıza, güçten güç almamıza ve bir canlının yaşamına dokunmamıza katkısı olan herkese sonsuz teşekkür ederim.

Sağlığım elverdiği sürece AKUT gönüllüsü olmaya devam edeceğimi biliyorum… Kadınların kendi güçlerini artırmalarını sağlayacak platformların çoğalmasını diliyor ve tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyorum…”
 
Çiğdem Tan     

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141