Büyük Taarruz Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun Yunan Kuvvetlerine karşı başlattığı genel saldırıdır. Bakanlar Kurulu taarruz kararını almış ve 14 Ağustos 1922 tarihinde kolordular taarruz için yürüyüşe geçmiş, 26 Ağustos tarihinde saldırı başlamış, 9 Eylül ‘de Şanlı Türk Ordusu İzmir ‘e girmiş ve 18 Eylül ‘de işgalci Yunan ordusu ‘nun Anadolu ‘dan tamamen temizlenmesiyle savaş sona ermiştir.
26 Ağustos Sabahı
Her zamankinden daha sessiz bir sabah. Yunan karargâhı derin uykuda. Buna karşın Türk taarruz birlikleri gece savaş düzeni almış bekliyor. Topçular tetikte. Saat 04.00 ‘te Başkomutan Atatürk, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa atlarına biniyorlar. Karanlıkta bir kaç fenerle aydınlatılan patika yoldan Afyon Kocatepe ‘ye yöneliyorlar. Şafak sökerken, Kocatepe ‘deki gözetmeler yerine varıyorlar. Fevzi Paşa Kur’an okuyor. Atatürk, eli şakağında, savaş planlarını son kez gözden geçiriyor. Sabah 04:30 ‘da topçu ateşiyle Büyük Taarruz başlıyor.
24 Ağustos (2 gün önce)
Taarruzdan iki gece önce, 24 Ağustos ‘ta Afyon Orduevi ‘nde yüksek rütbeli Yunan subaylarının katıldığı bir balo verilmişti. Yunan kurmayları Atatürk ‘ün saat 16.00 ‘da Çankaya ‘da şehrin ileri gelenlerine “çay ziyafeti” vereceğini sanıyordu. Çünkü Atatürk, yunan ‘ı uyandırmamak için Hâkimiyeti Milliye ‘de böyle bir haber yayınlatmıştı. Ancak o gün Atatürk Çankaya ‘da “çay keyfi“ değil, Akşehir ‘de ordu komutanları ile son toplantılarını yapıyor ve taarruz emrini veriyordu. İki gün öncesinde Türk ordusu, İtalyanlardan aldıkları SpatXIII uçakları ile keşif uçuşlarına da çoktan başlamıştı. Aynı gece Türk birlikleri karadan sessizce Yunan cephesine sokulmuştu. Yunan komutanları “çay keyfi” yapıyor ve “balo” etkinliklerine katılıyor, bu esnada dünyanın gördüğü en büyük askeri deha Mustafa Kemal Paşa ise 2 gün sonra başlayacak olan Büyük Taarruz öncesi yunan ordularının dış dünya ile her türlü haberleşme imkânlarını ortadan kaldırıyordu.
26 Ağustos
Bölgeye 1. Ordu (üçü süvari tümeni olmak üzere) toplam 15 tümen ile saldıracaktı. Bu tümenlerle, güneyden kuzeye doğru düşman müdahale edilecekti. Kuzeyden, Afyon ‘dan Eskişehir ‘e doğru uzanan 130 km ’lik cepheyi ise sadece 7 tümen ile tutacaktı. Bu kuvvetin neredeyse tamamı da Afyon ‘un kuzeyinde bulunacaktı. Yani Yunan ‘ın taarruz beklediği Eskişehir ilk gün boş bırakılmış gözükecekti. Başkomutanımızın bu eşsiz planı bazı aksaklıklara rağmen “tıkır tıkır” işledi. Büyük Taarruz Mustafa Kemal Paşa ’nın ve silah arkadaşlarının bu cesur planı sayesinde kazanıldı. 26 Ağustos tarihinde ilk bir kaç saatte önemli mevziler kazanıldı. 27 Ağustos ‘ta Türk orduları düşmanın peşinden Sincanlı ve Afyon Ovası ’na indi. Yunan orduları bozguna uğrayarak geri çekildi. Afyon ele geçirildi. O gün, 57. Tümen Komutanı Miralay Reşat, Atatürk ‘e söz verdiği saatte Çiğiltepe ‘yi alamadığı için intihar etti. Miralay ‘ın intihar haberine çok üzülen Atatürk, ailesine Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası takdim edilmesini sağlamış ve soyadı kanunu çıktığında ailesine Çiğiltepe soyadını bizzat kendisi vermiştir.
Atatürk 31 Ağustos ‘ta savaş alanını gezdi. Ölüler, yaralılar, perişan haldeki esirler ve buna rağmen kırık dökük enkazlarına arasında yere düşmüş bir Yunan sancağını yerden kaldırtan Atatürk…
Geride kalan Yunan artıkları İzmir ‘e doğru kaçmaya başladılar. Kaçarken köyleri, şehirleri, hatta ekilmiş tarlaları yaktılar. Kadınlara tecavüz edip öldürdüler.
Ve Atatürk, 1 Eylül 1922 ‘de Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz ‘dir emrini verdi.
Bu husustaki irademizden ve zafere olan sarsılmaz inancımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu düşüncelerle Cumhuriyetimizin banisi, Büyük Taarruz’ un Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle yâd ediyorum.
Bin yıldır bu vatanı korumak için hayatlarını feda etmiş tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize sağlıklı, huzurlu ömürler diliyorum.
Sağlıklı kalın huzurlu kalın hoş cakalın….