‘Akp il başkanı Kadem Mete’yi vicdanı ile baş başa bırakıyorum.’’

Akp Muğla İl Başkanı’nın basın açıklamasına cevap vermek yerine sevgili Kadem Mete’nin sürdürdüğü il başkanlığı göreviyle 16 yıldır iktidarda olan partinin yediği kul haklarından, batırdığı ekonomiden bahsedelim. Sözcü gazetesine ve değerli yazarlarına açılan ve açılmak istenen fetö davaları deyim yerindeyse trajikomiktir. Çünkü Akp de biliyor ki fetö ile mücadele eden gazete ve gazetecilerin başında Sözcü ve yazarları gelmektedir. Oysa fetönün yanından ayrılmayan gazeteciler, fetö ile poz veren milletvekilleri hala Akp kalkanı altında nedense korunmaktadırlar. Yıllarca süren, sahte delillerle bu ülkenin aydınları, geleceği parlak subayları Ergenekon, Balyoz davaları ile hapse atılmış kimi gururuna yediremediği için intihar etmiş, kimi hapiste hastalanarak, kimisi de kahrından vefat etmiştir. Akp iktidarı döneminde, siyasilerin destekleri ile yapılan bu operasyonlarda hayatları karartılan insanların kul hakkı bu iktidarın boynundadır. Aynı o günlerde de bu iktidarın yarattığı yandaş gazeteler ülkemizin gururu aydınları, gazetecileri yine bu siyasilerin açıklamaları ile hedef göstermiştir. Ergenekon savcısını koruyan Akp genel başkanı, Türkiye bağırsaklarını temizliyor diyen Akp genel başkan Yardımcısı, Türkiye’nin kılcal damarlarına asalak fetöcülerin yerleştirildiğini bilmiyorlar mıydı? Ülkemizi 15 Temmuz sürecine beraber ıslanılan bu yollar götürmedi mi? Sadece fetö değil terör örgütü ile Oslo görüşmeleri, terör örgütü mensuplarını sınırdan konvoylarla geçiren, çadır mahkemeleri kuran iktidar Akp değil mi? Açılım süreci adı altında şehirleri terör yandaşlarına bırakan, valilere dokunmayın talimatı verip daha sonra buralarda verdiğimiz şehitlerin vebali Akp’nin değil mi? Ekonomik olarak da ülkeyi batıran, herşeyi ithal eder hale getiren, konkorde kelimesini icat eden, köprü, havaalanı yaptık deyip geçiş garantisi vererek yandaş mütahitleri zengin halkını mağdur eden iktidar Akp değil mi? Böyle bir partinin il başkanına cevap vermek yerine kendisini vicdanı ile baş başa bırakıyorum.’