• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Muğla 16 °C
  • İzmir 17 °C
  • Aydın 19 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 10 °C

ANAMIN AVLUSU GİBİ

Zeki SARIHAN
Apartmanlarda yaşayanlara acımak gerekir. Çünkü toprakla ilişkileri kesiliyor. Oysa biz köylü bir milletiz. Köylü demek toprak demektir. Toprak ise insana güzel meşgaleler sunar. Ekersin, dikersin, gübrelersin, sularsın, seyreltirsin ve ürün alırsın.
Ekip diktiklerin bir süre toprağın içinde gizlenir, sonra bir bakmışsın toprağın üstünde bir yeşillik peyda olmuş. Gözlerinin önünde santim santim boy verir.  Yaprak açar, çiçekleriyle süslenir. Meyveye, tohuma durur.
Âşık Veysel ne güzel söylemiştir. “Bağrın yardım kazmayınan belinen, yine beni karşıladı gülünen” diye. Ekim ve dikimi geç yaparsanız, ayrık otları temizlemezseniz, toprağını iyi hazırlamazsanız beklediğinizi bulamazsanız.
TOPRAKLA OYNAYAN EL GÜZELLEŞİR
Köy kadınlarının birer sebze avlosu vardır. Avlo, tapularda nedense “Ağlağu” diye geçer. Evlerin önündeki küçük meydandaki avludan farklıdır avlo. Köy kadınları buralara soğan, sarımsak, salatalık, patlıcan, domates, biber gibi sebzeler ekerler. Havalar kurak giderse bakraç ve kovalarla su taşınıp sebzelere can verilir. Bir köşede maydanoz ve nane yetişir. Yemeğe oturduğunuzda bile o anda yemeğe katmak için çocuğunuzu nane ve maydanoz almaya gönderebilirsiniz. Kuş gibi alır gelirler. Ananız pişirdiği için zaten tadına doyum olmayan yemeği bir kat daha lezzetlendirirler.
Avlular, kadınlar için doğaya biçim verme, yaratma fırsatı yaratır.  Besteci bile bunun farkındadır. Köylü sevgilisi için “Toprak ile oynamış/Belli güzel elleri” der. İnek sağan, hamur yoğuran, çamaşır yıkayan el de güzeldir.
Köyden kente kopuk gelerek kentlerin çeperlerinde gecekondu mahalleleri kuranlar topraktan kopamazlar. Tek veya iki katlı gecekondularının çevresindeki bir evleklik toprağı nasıl da yeşillendirirler. Bu yeşillik, şimdi kentlilerin veya birinci kuşak köylü olup artık kentlileşmiş olanların yazlıklarındaki çimenlerden kaynaklanmaz. Köy yerinde çiçek ve çimenden bol ne var? Yazlıkta bunları yiyecek hayvan da yoktur üstelik.
1977’de Ankara’ya geldikten sonra üçüncü evimizde oturuyoruz. İlk ikisi apartman dairesi idi. İlkinde beşince katta oturuyorduk ve çevresinde el kadar bir yeşillik yoktu. İkincisinde zemin katta oturuyorduk ve bundan yararlanarak onun beş altı adım uzunluğunda ve iki adım genişliğindeki toprak parçasına birkaç yıl karalâhana fidesi diktim. Ne kadar da güzel oldular. Ah onları anam kadar lezzetli pişiren biri de olsaydı!
ANAMIN AVLUSUNA BENZETİYORUM
15 yıldır oturduğumuz bağımsız evimizin küçük bir bahçesi var. Burada yetişmekte olan birkaç ağacımız da bulunuyor. Bodur diye diktiğimiz ceviz ve ayva kocaman ağaç oldu. Orta boy kirazımız bu yıl bol ürün verdi. Elma ve ters karadutumuz, kayısımız geçen yıl kurudu, yenilerini diktik. Geçen sonbaharda diktiğimiz kayısı ve elma daha çocuk yaştayken bu yıl ikişer adet meyve verdi! Meyveleri pek kaliteli olmasa da bodur armut ağacımız bile var.
Bütün bunların arasında her gün dolaşmak, çiçek açmalarını, meyveye durmalarını ve meyveler olgunlaştıkça “İşte bunu ben yetiştirdim” gururuyla üçer beşer toplayıp sofraya koymak ne büyük zevk. Hep o köylülükten kaynaklanıyor.
İçinde bu ağaç ve fidanlardan başka gülfidanlarının da bulunduğu bahçedeki çimenliğin bahçe duvarı tarafında beş altı metrekarelik yeri kazarak birkaç yıldır bazı sebzeler yetiştiriyorum. Bu yıl salatalıklarım, biber ve domateslerim, birkaç patatesim ve sekiz on mısırım var. Gömgök karalâhanalarım da olsa keyfim tam olacaktı. Onlara baktıkça kendimi köyümde, anamın avlosunda hissediyorum.
Sosyalist sistemde üretim aracı olan toprak mülkiyeti toplulaştırılırken köylü ailelere birkaç dönümlük bir özel bahçe hakkı verilmesinin nedeni de herhalde ev ekonomisine katkı kadar toprakla işbirliği içinde özel yaratıcılığı ayakta tutmak olmalı.
Her sabah ve akşam bakıyorum, gitgide uzamakta olan sarı çiçeklerle süslenmiş teveklerinin altında yeni salatalıklar gizlenmiş. Sizi küçük kaçaklar, ben sizi bulmaz mıyım? Sütlü mısırlarım da olsun, siz o zaman görün bendeki keyfi.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141