Performans Sanatçısı ArasCan Dönmez uzun süre akıllardan çıkmayacak bir hareketle çağdaş sanatı uzun süre sonra tekrar kaşıdı. Yeni performansı “İyi Geceler James Dean”in ikinci gösteriminde önce sahnede asılı duran James Dean portesine daha sonra da mekanı dolduran kalabalığa süt döken Dönmez “sanatta süt” tartışmasının da fitilini alevledi.
“BÜYÜME ÇOCUK” ŞARKISI İLE BAŞLADI…
Sonbahar yapraklarının tavandan dökülerek ve Nükhet Duru’nun “Büyüme Çocuk” şarkısının çalınarak başladığı performans romantik bir aşk filmini andırırken birden seyirciye dökülen süt şok etkisi yarattı. James Dean’in büyümemesi, büyüyememesi üzerinden ilerleyen performansta Dönmez sütü ilk olarak sahnede seyirciye diagonel olarak asılı duran Dean’in portresi üzerine döktü. Daha sonra porteyi oturma biçimi nedeniyle arkalayan ve performansın enstalasyonu dahilinde portrenin bir uzantısı konumunda olan seyirciye döktü. Ne olduysa bu anda oldu ve üzerine dökülen süte itiraz eden bazı seyirciler salonu çığlıklar eşliğinde performans üzerinden sütü provoke ederek terk etti.
SÜPERVİZÖRDEN AÇIKLAMA: DIŞARDAKİLER KAÇ KİŞİ?
Performansın süpervizörü Nihan Demirelli, prömiyer gecesinden önce “gundemgazetesi.net” e yaptığı özel açıklamada provokatörlerden korktuğunu ve ArasCan Dönmez performansları deyince bir durup düşünmek gerektiğini düşünenler, açıklamasında bulunmuştu. Demirelli, 8 Ocak gecesi yaşananlarla ilgili olarak bu kez şunları söyledi: “Prömiyer gecesi korktuğumuz olmadı ama ikinci gösterimde çağdaş sanat adına utanç verici şeyler yaşadık. ArasCan’ın performansları da tıpkı ruhu gibi. Bu nedenle herkese hitap etmiyor. Performansları da kendi gibi önden gidiyor ve bu nedenle insanlar anlayamıyor. Sadece süt döktü ve akıl hastası ilan edenler oldu. İçeride kaç kişi olduğumuz belli peki ama dışarıdakiler kaç kişi?”
DÖNMEZ SUSKUN AMA DESTEKÇİSİ BÜYÜK:
Bir aralar “gundemgazetesi.net” de de yazan Performans Sanatçısı ArasCan Dönmez ise o gece ile ilgili suskunluğunu koruyor. Dönmez’in performansı hangi koşul altında olursa olsun devam ettireceğine dair bir söylenti ise aldı başını gidiyor. Sanat çevresinden Asuman Dabak başta olmak üzere çok sayıda kişi Dönmez’e destek vermeye başladı. İşte bugüne kadar ArasCan Dönmez performanslarını izleyenlerin performanslar hakkındaki yorumları:
Anthony Vincent Bova (Eric Morris Teknikleri Newyork Resmi Temcilsici): Aurası çok güçlü. Hem kendi hem de aklı güzel bir adam…
Ioaekim Bills: (Fener-Rum Patrikliği Baş Despotu): Müslümle gayrimüslüm, kadınla erkek, heteroseksüel ile eşcinsel, yaban ile evcil, insanla hayvan, komşu ile komşu ve genç ile yaşlı arasındaki apolitik ile politik arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları onun performansları sayesinde görebildim ve bakışımı kırabildim. Defalarca gitmemin altında yatan neden de bu.
Koza Tamdoğan (Pina Bausch Dans Topluluğunun Yönetici, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi): Performans başarılı. Performansçı da. Özellikle ilk performansı Ağustosta Karla Dans’ın kendi hayatından bir hikayeyi konu almadığı, verdiği Ayşe Arman röportajının kurgu olduğu açıklamasını yapması performansta “climax” dediğimiz şeyi verdi bize. Süre konusunda problemler olmasa ve hep aynı sürede başlayıp ve bitse Türk seyircisi için bence daha iyi. Çok metin yazmalı.
Suna Selen (Devlet Tiyatrosu Oyuncusu) : Xaiver Dolan Avrupa için ne ise, Arascan da Türkiye için o. Bir savaş atlısını oynarken hayal ediyorum onu sinemada. “İlk” leri yapmanın zorluğunu yaşıyor. Ondan sonra gelenler rahat edecek.
Mehmet Binay (Yönetmen): Objeleri, kostümü ve Aras’ın kendisiyle birlikte tüm performansların bir müzede korunması gerektiğini düşünüyorum. İzlerken zorlandım.
Lale Mansur (Sinema Sanatçısı): Ben sadece “Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım” ı izledim. Konu dağınıklığı olduğunu düşündüm. Toparlamak zordu. Sadeleştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Ayrıca şan dersi de alması da yararına olur.
Alanur Özalp (Uzman Psikolog): Yurtdışına açılması gereken bir sanatçımız var, adı da; ArasCan Dönmez. Türkiye’de bir performansçı var mı yok mu bunu oraya ancak ve ancak ArasCan ile gösterebiliriz. Özellikle psikoloji bölümünde okuyan öğrenciler onu yakından takip etmeliler.
Şükran Moral (Performans Sanatçısı): O, gerçek bir sanatçı ve yaptığı da çağdaş sanat, bunun yadsınacak hiçbir tarafı yok. Yaptığı bir heykel olsa çoktan yıkılmıştı. “Ağustosta Karla Dans” ta “Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım” da çok iyi. Ayrıca Oleg Kulik ile aynı bienalde çalışma fırsatı yakalamış bir sanatçıyım. Ona gönderme içeren bir performansla karşılaşmak sürpriz oldu. Gönderme yapmak zordur, başarmış.
Mehmet Sander (Dünya çapında dansçımız): Onun engeli ne artık ne üniversite, ne iktidar, ne kitap, ne de biri ya da bir yer. Tek engeli kendisi. Son sürat gitmeli ve bir yere çarpar mıyım diye endişe etmemeli. Çarparsa, yol ya da duvar onu durdurur ve yeniden son sürat devam eder. Başardı. İlk öğrencilerimdendi, gurur duyuyorum.
Nedim Saban (Tiyatrocu): Böyle işlere herkes kalkışamaz, zaten kalkışmamalı, yapanına bırakmalı. Fazla kişi bulaşmamalı. Bravo.
Hakan Ertan (Üst düzey yaşam koçu ve kurumsal koç): Hiçbir şey tesadüf değildir, hayat dört mevsimdir ve her şey insan içindir. Nasıl nefes alırsan öyle yaşarsın. ArasCan’a her zaman, “lütfen nefes al aldığın nefesine anlam ve değer kat” diyorum ve bunu yapıyor. Çünkü “sen varsan hayat denen o beş harfin içini varlığınla doldurursun, kendine lütfen iyi davran” diye de eklerim. Başarı, emek ve alın teri ile beraberinde gelir… ArasCan’ın hem hayattaki hem de performanslarındaki başarısı tamamen bu, başka hiç kimse ya da bir şey değil.
Şükran Eroğlu (Avukat): Çok riskli ve diken üstünde işler yapıyor. Fakat anlatıyor ve anlaşılır oluyor. Her iki performansıyla da anayasada bir değişiklik yapamaz belki ama farkındalık yaratır ve bir kişiye daha anlatsa, bu iyi bir şeydir. Kıyıya vuran deniz yıldızlarının hikâyesinde olduğu gibi. O doğru bir genç, doğru bir sanatçı.
Ragıp Ertuğrul (Tiyatro Kritisyeni) : Sahnenin gücünü kullanarak yaratıcı işler çıkartıyor ortaya. Cesareti tebrik etmeye yeter.
Nazım Hikmet Richard Dikbaş (İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi) : Olacak diyemiyorum. Olmuş.
Ercüment Balakoğlu (Tiyatrocu) : Alnından öpüyorum. Bu ne cesaret. İlk kez performans seyrettim. Performans sanatı ile tanıştım. Helal olsun.
Pelin Başaran (Performing Arts Research and Creation’ın kurucusu) : Güçlü. Mehmet Sander’in söylediklerine katılıyorum. Başkalarıyla çalışmaya açık olursa ve bu konuda esnek davranırsa daha iyi olur.
Tolga Karel (Oyuncu,Müzisyen): Alttan gelen genç sanatçılara desteğim sonsuz. Hikaye beni cezbetti. Hikayeye fotoğraf çekmekse beni heyecanlandırdı. ArasCan’ın performans fotoğraflarını çekerek ona destek vermedim, işe katkı getirdim belki. Getirmek istedim çünkü. Benim de imzam olsun istedim. Ona güvendim ve güveniyorum.
Cemil İpekçi (Modacı) : Bana beş sene önce geldiğinde “git bu kilolarla sana bornoz dikilmez, dişlerinin de ortodontik tedaviye ihtiyacı var” demiştim. Beş sene sonra geldi. Kilolar gitmiş, dişler yaptırılmış. Şimdi “ne istiyorsan isteyebilirsin” dedim. Ağustosta Karla Dans’ı yeni bitirmişti. Kendi kadar aklı da yakışıklı. Önemli olan bu.
Karen Hill (Holistik Beslenme Uzmanı) : Birinin bunu yapması gerekiyordu. Bizimle çalışarak fiziği ve kasları konusunda yol aldı. Sanatı ise hep vardı. Bizden sonradan olacakları verdik ona. Uzun vadede çok iyi bir yere gelecek kesinlikle. Performansçı olarak bildiğim şu ana kadar sadece o.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.