Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Mavi Marmara olayına ilişkin İsrail'le görüşmelerin sürdürüldüğünü belirterek, "Eğer tazminat konusu çözüme bağlanırsa arkadan diplomatik ilişkilerin kurulması, eskiden olduğu gibi büyükelçilik düzeyinde atamaların yapılması ve bununla ilgili çalışmaların başlaması gerekiyor. Bunu takiben de İsrail ve Türkiye bu ambargoların, ablukaların kaldırılması konusunda birlikte çalışacaklar" dedi.
AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Arınç, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Mavi Marmara gemisiyle ilgili olarak Türkiye ve İsrail arasında bir mutabakata varılıp varılmadığına yönelik soru üzerine Arınç, 3 yıl önce Gazze ablukasını kırmak ve oraya yardım malzemesi götürmek üzere Mavi Marmara gemisiyle yola çıkan barışçı aktivistlere, açık sulardayken İsrailli komandoların düzenlediği operasyonda kötü sonuçların ortaya çıktığını, 9 kişinin hayatını kaybettiğini, yaralananlar olduğunu, maddi manevi zarar görüldüğünü hatırlattı.
Yaşanan gelişmeler üzerine İsrail hükumetine yönelik 3 şartın ileri sürüldüğünü ifade eden Arınç, "Birinci bu yaptığınız haksızlıktır, bu haksız fiil karşısında Türk halkından, Türk hükumetinden özür dileyeceksiniz. İkincisi zarar görenlere tazminat ödeyeceksiniz. Üçüncüsü 35 ülkeden bu gemiye doluşan insanlar sadece barış için, oradaki halkla dayanışma için gidiyorlardı; sürdürdüğünüz bu ablukanın ve ambargonun da kaldırılması gerekir. İsrail 2 yıl buna itiraz etti" diye konuştu.
Geçen mart ayında, ABD Başkanı Obama'nın İsrail'i ziyareti sırasında yaptığı baskılar ve teklifler sonucunda Netanyahu'nun Türk halkından ve Türk hükumetinden açıkça özür dilediğini belirten Bülent Arınç, bunun Türk hükumetinin diplomatik başarısı olduğunu, ayrıca İsrail hükumetinin de yaptığı haksızlık karşısında açıkça ve alenen özür dilemesi anlamına geldiğini belirtti.
Yaşanan bu gelişmeleri olumlu gelişme olarak gördüklerini belirten Arınç, ikinci koşul olarak ölen ve yaralananların ailesine tazminat ödenmesinin geldiğini ve bu konudaki görüşmelerin hemen başladığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakanımız hükumet içinden ben bu müzakereleri koordine etmek görevini verdi. Biz teknokratlarla bu işi bilen insanlarla bir müzakereyi yürüttük. Bazen Ankara'da bazen İsrail'de Tel Aviv'de bu görüşmeler konusunda önemli müzakereler yapıldı ve sadece bir iki pürüz kalmıştı. Henüz bu pürüzler çözülmüş ve sonucunda bir anlaşmaya varılmış değil. Ancak çözümün yakın olduğunu ben de hissediyorum. Evet bu iş tamamdır dediğimizde ne yapacağız. İsrail ve Türk hükumetleri arasında bir uluslararası sözleşme imzalanacak. Sonra bizim anayasamız gereğince bu uluslararası sözleşmeyi TBMM'ye getireceğiz. Orada kanun haline gelirse, o zaman ödemeler yapılacak ve aramızdaki ikinci şart da yerine gelmiş olacak. Şüphesiz bu ikinci şart, birinci şart birbirinin arkasına geliyor değil ama Gazze'ye ve Filistin'e uygulanan ambargoların da kaldırılması veya en azından insani geçişler için yumuşatılması gerekli. Bu konuda İsrail adım attı. Mal geçişlerine, ilaç geçişlerine izin verdi. Ancak ambargo ve abluka tamamen kaldırılmış değil. Eğer tazminat konusu çözüme bağlanırsa arkadan diplomatik ilişkilerin kurulması, eskiden olduğu gibi büyükelçilik düzeyinde atamaların yapılması ve bununla ilgili çalışmaların başlaması gerekiyor. Bunu takiben de İsrail ve Türkiye bu ambargoların, ablukaların kaldırılması konusunda birlikte çalışacaklar. Umarız ki Filistin, Gazze halkı için de çok önemli saydığımız, insani ölçüler içerisinde süratle yerine getirilmesini arzu ettiğimiz çabalar, tazminat konusunun halledilmesini müteakip hızlıca yerine gelmiş olacaktır. Bahsettiğiniz haberi ben de okudum. Bu konuda bir gelişme var ama henüz imza atacak düzeyde değiliz. ABD de, İsrail de bu konuda Türkiye'nin bir an evvel anlaşma yapmasını umut ediyor. Biz de doğrusu o 3'lü özürden sonraki aşamaları süratle yerine getirmek istiyoruz."
- Tazminatın miktarı
Bir basın mensubunun tazminat miktarıyla ilgili bazı rakamları telaffuz etmesi üzerine Arınç, şu ifadeleri kullandı:
"Bunların hiçbirisi doğru değil. Siz bu rakamları sanıyorum piyasada dolaşan haberlere göre söylüyorsunuz. Rakam konusunda ne İsrail hükumetinin ne de bizim bir açıklamamız olmadı. Kendi aramızda tartıştığımız bir kaç konu var ama rakamlar telaffuz edilmedi. Biz bu haksız fiil karşısında uluslararası hukuku ne emrediyorsa onu talep ediyoruz. Bunun geçmişte emsalleri vardır. Bu emsallere uygun olarak ölenlerin ailelerine ve yaralıların ailelerine veya bizzat kendilerine ödenecek tazminat miktarlarını hukukçularımız tespit edip karşı tarafa teklifte bulundular. Bunlar üzerinde çalışmalar sonuçlanmak üzere. 30 istendi 20 verildi bunlar gerçekçi değil. Bunlardan çok daha yüksek olabilir veya alçak da olabilir. Çünkü biz kafadan böyle bir teklifi yapamayız. Böyle bir olay karşısında geçmişte hangi ülke hangi uluslararası hukuk kriterlerine uygun tazminat ödemişse biz hukuk devletiyiz ancak onu talep edebiliriz. Anlaşma imzalanabilirse rakamların mutlaka tatmin edici olduğunu hepimiz göreceğiz."
(Bitti)
Muhabir: Ramazan Ercan
Yayınlayan: Serdar Yılmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.