Siyasiler seçimle uğraşırlarken, kasırga halini alan pahalılık da milleti feci şekilde eziyor.
Asgari ücret artıyor ve emeklilerin ağzına bir parmak bal çalınıyor ya, daha paralar ceplere girmeden
zam yağmuru sırılsıklam ıslattı milleti.
Hemen benzine-mazota zam, arkadan toplu ulaşım biletlerinde esaslı bir artış, 8 liralık sandviç
büyüklüğündeki beyaz ekmek 10, lüks ekmekler 35-40 lira…
Migros-BİM-A101-Carrefoursa- Şok ve diğerleri gibi büyük-küçük Türkiye’deki
toplam 28.544 markette aklınıza ne gelirse herşeyin fiyatı sürekli artıyor..Bu artışlar
duracak gibi değil, dahada azgınlaşıyor.
Piyasa başıboş bırakılmış durumda. Bunun adına serbest piyasa ekonomisi değil,
herkesin aklına esen ürüne istediği etiketi yapıştırma ekonomisi demek daha doğru olur..
Bu durumdan fırsatçılar da dibine kadar yararlanıyorlar. Gıda komisyoncuları vurgun
vuruyorlar adeta. Büyük şehirlerde pazarlarda bile 15-20 liraya satılan limona Mersin’de
2 liraya müşteri bulamıyor çiftçiler. Kilosu 20-25’e tartılan portakal-mandalina yerinde
3 lira..Bari devlet alsa bunları da, halka tanzim satısı yapmaları için belediyelere dağıtsa.
Buğdaydan başka ürün tanımayan Toprak Mahsulleri ofisi bu işlere de el atsa ya..
Bizi yönetenler başka bir ülkede mi yaşıyorlar acaba? Görmüyorlar mı bu rezaleti?
Çıkmıyorlar mı çarşıya pazara? Giyim fiyatları el yakıyor, elektrik-doğalgaz faturaları
çok zorluyor milleti. Dar gelirliler yine kalitesiz kömür yakmaya ve şehirlerin havasını
kirletmeye başladılar. Linyit yakmasın da ne yaksın garibanlar? Kira pahalı, gıda pahalı,
ısınma pahalı, yiyecek-içecek pahalı, peki ucuz bir şey yok mu bu ülkede? Olmaz olur mu,
siyasilerin nutukları çok ucuz, hatta bedava..
Ülkemizde yönetenlerle yönetilenler arasında büyük bir uçurum var. Aradaki tuzu kuruları
saymazsanız, nüfusun büyük bir çoğunluğu feci şekilde şikayetçi pahalılıktan.
Bir şikayeti de derdini anlatamamaktan daha doğrusu anlayacak kimseleri bulamamaktan…
Evde musluk tıkanıyor, tesisatçı 1000 liraya geliyor. Elektrik arızası oluyor, tamirci daha fazla istiyor.
İki tık-tık bir şık-şık haydi bakalım sökülün paraları.Televizyon bozulduysa yandınız, hele internet
arıza yaptı mı, günlerce onarmıyorlar ve perişan ediyorlar evden çalışanları. Ama kimi kime
şikayet edeceksin? Eve gelen esnaf makbuz vermiyor, siz geldiğine şükredin kafi…Ohhh ne ala memleket.
Hele beyaz eşya onarımı tam bir rezalet. Büyük fabrikalar servisler kurmuş şehirlerde, bazı yerlerde ise
taşaronlara yaptırıyorlar tamirleri. Bir buzdolabınız, çamaşır makinanız, termosifonunuz filan bozulmaya
görsün, havalarından geçilmiyor şirketlerin. Güya kayıtlar alıyorlar, sizi günlerce süründürüyorlar, randevu
verip lütfen servis elemanını gönderiyorlar evlerinize. Peşin 300 lira servis ücretini alıyorlar. Her defasında
parça noksanı buluyorlar. Parçayı merkezine sipariş ediyorlar. Ondan sonra günlerce bekleyip duruyorsunuz
parça gelecek diye. Sinirleriniz müsaitse bekleyin günlerce haftalarca, değilse yeni bir makine alın, ilaca ve
doktora vereceğiniz paradan daha ucuza gelir belki.
Göz göregöre soyuluyoruz yahu. Bir küçük pet şişe içme suyunun fiyatı 15 lira benzincilerde. Zaten
benzinciler markete döndüler. Bir sahanda yumurta satmıyorlar şimdilik. Arabanız var mı, şehirlerde yıkatmaya
kalkarsanız 250-350 lira arası.Üstelik fiş de vermiyor çoğu. Peki, elbette muayeneye sokuyorsunuz aracınızı,
TÜV denen şirkete ortalama 1500-2000 lira ödediğinizin farkındasınız değil mi? Ne yapıyorlar da milletten
alıyorlar bunca parayı? Eskiden Karayolları 40-50 liraya yapardı muayeneyi. Sonradan devlet bu işi, 20 yıllığına
özelleştirdi. Şimdi yüzde 50’den fazlası yabancılara ait olan ve içinde Doğuş’un da bulunduğu ibir ortaklık 270
istasyonda muayene ediyor araçları. Oysa bu işi dünyada olduğu gibi bizde de yetkili oto tamircilerine bıraksalar,
belki de 250-300 liraya yaptırırız muayeneyi.
Bütün bu sıkıntıların sebebi, iyi yönetilmemekten, kontrolü becerememekten ve
devlet kurumlarının çoğunu dikkatsiz ve bazılarını da gereksiz özelleştirmekten
kaynaklanıyor. Kamu-Özel sektör çalışanlarına zam yapmakla bitmiyor ki işler.
Piyasayı tutmaz ve kontrol edemezsen yaptığın zam haftasına kalmaz sıfırlanır ve enflasyonu
düşürme hayalleri de gerçekleşemez. Nitekim öyle oluyor da… CAN PULAK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.