CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, İstanbul merkezli operasyona ilişkin olarak, "Olayların bu kadar somut, belgelerin, bilgilerin, paraların, kasaların ortada olduğu bir ortamda ısrarla iktidar yetkililerinin 'milli iradeye müdahaledir' demesi, siyaseten bir akıl tutulmasıdır" dedi.
Tekin, partisinin İzmir İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin gündeminde bir haftadır yolsuzluk olduğunu, uzun süredir toplumun beklentisine cevap verebilecek temiz siyaset kampanyası başlatmak istediklerini belirtti.
Dünyanın birçok ülkesinin Türkiye'dekine benzer sıkıntıları yaşadığını ve bunları aştığını dile getiren Tekin, şunları kaydetti:
"Ne yazık ki bugün AB sürecinde olan bir Türkiye'nin halen dünyadaki yolsuzluk sıralamasında 57. sırada olması en büyük ayıplarından bir tanesidir. Bu ayıp inşallah bu vesileyle başlayan yolsuzluk serüveniyle son bulur diye düşünüyorum. Süreç başlarken aslında iktidar dahil olmak üzere, Parlamento'da bütün grupların, kim başlatırsa başlatsın tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerden kim hesap soruyorsa hangi ideolojik kalıp içinde olursa olsun Türkiye için birer milli kahraman olduğunu unutmamalıyız. Olayların bu kadar somut, belgelerin, bilgilerin, paraların, kasaların ortada olduğu bir ortamda ısrarla iktidar yetkililerinin 'milli iradeye müdahaledir' demesi siyaseten bir akıl tutulmasıdır."
Kabinedeki bakanların çocuklarının mal varlığına bakıldığında somut şekilde Türkiye'nin soyulduğunun görülebileceğini öne süren Tekin, CHP İstanbul İl Başkanlığı döneminde bir bölge müdürünün 5 milyar dolarlık hafriyatın pay edilmesiyle ilgili belgeleriyle bir rapor hazırladığını ve bunun üzerine defalarca sürgüne tabi tutulduğunu ileri sürdü.
- CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da bütçe görüşmelerinde bir bakanın, "Yolsuzluk yapanın Allah belasını versin" sözüne atıfta bulunarak, "Yolsuzluk yapanın bu millet de belasını verecek" dedi.
Az gelişmiş demokrasilerde hükumetlerin ekonomiyle gelip yolsuzlukla gittiğini, AK Parti'nin de ekonomik kriz nedeniyle iktidara geldiğini ve yolsuzlukla gideceğini iddia eden Tanrıkulu, şöyle devam etti:
"Gündemi saptırmaya gerek yok, gündem yolsuzluktur. Yöntem, kesinlikle hukuk ve adalet olmalıdır. Kesinlikle de kamu vicdanını tatmin eden sonuçlar olmalıdır. Bunun dışında hiçbir yöntem oluşmamalıdır. Hem gözaltına alınanların hukuku hem de soruşturmayı yürütenlerin hukuku. İki şey tersten işlemeye başladı. Birincisi İstanbul Emniyet Müdürleri, vali oluyordu. Yeni güvenlik konseptinde valiler, emniyet müdürü oluyor. Benim 25 yıldan bu yana hukukçuluğum var. Bütün yargı pratiğinde çift imzalı savcı işlemi görmedim. Yani savcıların çift imzayla bir soruşturma işlemi yapacak hale getirilmesini görmedim."
- Sorular
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gürsel Tekin, "Yurttaşların çocukları 500-600 lira ücretle iş bulma çabasında olurken bu çocukların bu kadar zeki oluşları ve servet sahibi olmaları araştırmaya değerdir diye düşünüyoruz" dedi.
Bir gazetecinin operasyonun cemaat tarafından yapılıp yapılmadığına ilişkin soruya Tekin, şu yanıtı verdi:
"Bizi ilgilendiren mesele devletin vicdanı harekete geçmiş midir geçmemiş midir. Uzun süredir 76 milyon yurttaş soyuluyor mu? Soyulan vatandaşların, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını kim ortaya koyuyorsa önemli olan odur. Bunlar kamu adına, devlet adına görev yapan insanlardır. Bir söz vardır. 'Avukatın düşkünü derdini mübaşire anlatır'. Size bağlı, siz yönetiyorsunuz. Kimin kime bağlı olduğunun hiç önemi yok. Başbakan, 'Türkiye'nin en büyük kamu bankasına zarar veriyorlar' diyor. Kamu bankasının genel müdürü ayakkabı kutusuna 4,5 milyar koyarken sen onun hesabını sor. İhtiyaç sıralaması yaparsak evimize her şey gelir para sayma makinesi kimin gelir. Bütün bu belgeler bulgular ortadayken 'O muydu, o ideolojiye mi sahip' hiç bizi ilgilendirmez. Biz sonuca bakarız."
Muhabir: Ramazan Ercan
Yayınlayan: Mehmet Yılmaz Güldaş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.