CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki 'Tek adam rejimine geçeceğiz' ve diyorlar ki 'Bütün yetkileri tek adama verelim. TBMM'nin kanun yapmasına gerek yok.' Peki kim yapacak? Sarayda bir kişi oturuyor ya, o yapacak. 'Bundan sonra kanunu o yapsın.' Buna izin vermeyeceğiz." dedi.
Çeşitli temas ve ziyaretler için Muğla'da bulunan Kılıçdaroğlu, Bodrum ilçesinin Mumcular Mahallesi'ndeki bir kahvehanede vatandaşlarla sohbet etti. Sorunları dinleyen Kılıçdaroğlu'na bir vatandaş el dokuması halı hediye etti.
Daha sonra Mumcular Meydanı'nda parti otobüsünden halka seslenen Kılıçdaroğlu, kavga, dövüş, gerginlik istemediklerini, kendileri gibi düşünmeyenlere de saygı duyduklarını söyledi.
"Görüşümüz, kimliklerimiz, inançlarımız farklı olabilir ama biz şanlı bayrağımızla yaşamak istiyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bütün çabamız daha güzel bir Türkiye'de yaşamak, her evde bereketin olması, bu memlekette huzurun olması. Bütün çabamız, çocuklarımızın güzel bir eğitim alması, bayrağımızın gönderde şerefle dalgalanması, kadın erkek eşitliği, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak, güzellikleri bu ülkeye getirmek."
Kemal Kılıçdaroğlu, "bir dikta yönetimi değil, demokrasi, huzur içinde şanlı bayrağın altında birlikte yaşamak istediklerini" ifade etti.
Çiftçinin rahatlıkla toprağını ekmesini, işçinin fabrikasında rahatlıkla çalışabilmesini, memurun devlet dairesinde güven içinde çalışmasını istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Siyasetçi vatandaşın sorunlarıyla ilgilensin, cebini düşünmesin, siyaseti zenginleşme aracı olarak görmesin. Siyaseti vatandaşa hizmet aracı olarak görmesi lazım. Bunun için mücadele ediyoruz. Diyorlar ki 'Tek adam rejimine geçeceğiz' ve diyorlar ki 'Bütün yetkileri tek adama verelim. TBMM'nin kanun yapmasına gerek yok.' Peki kim yapacak? Sarayda bir kişi oturuyor ya, o yapacak. 'Bundan sonra kanunu o yapsın.' Buna izin vermeyeceğiz. Emin olun buna izin vermek, intihar etmek demektir. Yani Türkiye'nin, cumhuriyetin ve TBMM'nin intihar etmesi demektir."
- "TBMM'nin onuruna, şanına en büyük katkıyı yapmış olursunuz"
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimini sabaha kadar çalışıp, bombaların altında mücadele ederek püskürten Meclis'te bazı milletvekillerinin, önüne gelen anayasa teklifini bilmeden, görmeden beyaz kağıda imza atarak Anayasa Komisyonu'na getirdiğini iddia etti.
"İnsanda biraz utanma, ahlak olur. Yahu neyin altına imza attığına bir bak, oku, bir sor." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Başbakan'dan ve TBMM Başkanı'ndan istirhamım, bu anayasa değişikliği teklifini geri çekin. TBMM'nin onuruna, şanına en büyük katkıyı yapmış olursunuz. Ne demek öyle bütün yetkileri götürüp bir kişiye vereceksiniz. Öyle yetkiler veriliyor ki mesela bir sabah Cumhurbaşkanı kalkacak diyecek ki 'Ben İçişleri Bakanlığı'nı kapattım. Resmi Gazete'de yayınlattım.' Neye göre kapattın? 'Keyfim öyle istiyor.' Bir sabah kalkacak diyecek ki 'İçişleri Bakanlığını kapattım ama yerine başka bir bakanlık kuruyorum. Bundan sonra valilerin yetkileri şöyle olacak.' Neye göre? Kendisine göre. Şimdi bunları TBMM belirliyor. Meclis'te 4 parti var. Değişik partiler var. Bir araya geliyorlar, oturuyorlar, konuşuyorlar. İktidar bir şey getirdiğinde uyarıyorlar, düzeltiyorlar. Şimdi bu yetkiyi alalım, nereye verelim? Saraya verelim. Biz bunu parlamentodan çıkarmamak için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz. Sizden sadece bayrağa, vatana millete sahip çıkmanızı istiyorum."
- "Dünyada böyle bir uygulama da yok"
AK Parti'nin her şeyi yapabileceğini zannettiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Yok öyle bir şey. Dünyada böyle bir uygulama da yok zaten. Aklınızın gerektirdiği şeyi yapacaksınız. Oturup tartışacağız, konuşacağız. 'Akıl akıldan üstündür' diye bir sözümüz var. Niye bunu yapmıyoruz? Niye bir araya gelmiyoruz, oturup konuşmuyoruz, tartışmıyoruz? Neden doğru ile yanlışı birbirinden ayırmıyoruz? Hayır efendim. Bir kişi düşünüyor bizim yerimize, kim, sarayda oturan beyefendi her şeyi biliyor. Akıllı adam, bilmediğini en çok soran kişidir. Akıllı adam bilmiyorsa bir şeyi sorar." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin parlamentodan geçmemesi için her türlü mücadeleyi yapacaklarını dile getirdi.
- "Terör insanlık suçu"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, terörün bir insanlık suçu olduğunu, teröre karşı herkesin dik, onurlu durması gerektiğini ve teröre prim verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Şehirlerin silah deposuna döndüğünü, valilere ve kaymakamlara 'Bunlara dokunmayın' diye talimat verildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Nusaybin'de kamyonun üstünde kalaşnikof silahlar dağıttılar. Güvenlik güçleri müdahale etmek istediler. Dediler ki 'Sakın bunlara dokunmayın.' Şimdi terör dolayısıyla CHP’yi suçluyorlar. CHP kadar başınıza taş düşsün. Sanki iktidarda CHP var da bütün bunları CHP yapmış, bizi suçluyorlar. Bunları unutmayın. Bunların yatacak yeri yok. Memleketi ne hale getirdiler. FETÖ'yü getirdiler, başımıza koydular. CHP ile FETÖ'nün ne ilişkisi var? İlişki varsa sende. Bu işin siyasi ayağını takip edeceğiz. Kim bunları devletin içine yerleştirdi? Kim bunları paşa, general, üniversite hocası yaptı? 14 yıldır iktidar da CHP mi var, kim var? 14 yıldır siz armut mu topluyordunuz? Onları getirdiniz, hepsini yerleştirdiniz."
- "Medyanın yüzde 90’ı bunların kontrolünde"
Kılıçdaroğlu, medyada sabah, öğlen, akşam 'başkanlık şöyledir, başkanlık böyledir' diye anlatımlarda bulunulduğunu aktardı. Kemal Kılıçdaroğlu, "Medyanın yüzde 90'ı bunların kontrolünde. Hatta tasarıyı bile görmeden bazı hocalar çıkıyorlar televizyonlara, 'Parlamentonun yetkisi arttı.' diyorlar. Nasıl bir yetki artışıysa bu? Kanun yapma yetkisini veriyorsun Cumhurbaşkanı'na, parlamentonun yetkisi artıyor. Bunların adı havuz akademisyenleri. Havuz medyası. Parayı koyuyorlar ceplerine, 'Git böyle anlat.' diyorlar. O da gidiyor anlatıyor. O nedenle hepimizin dikkatli olması lazım. Kendi ülkemizde demokrasi içinde birlikte yaşayacağız. Bu sorun CHP'nin sorunu değil. Bu sorun aynı zamanda kendisini milliyetçi, Atatürkçü, sosyal demokrat, ülkücü, olarak tanımlayanların sorunudur. Bu sorun Türkiye’nin sorunudur." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye şu anda yönetilmiyor"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin freni patlamış bir kamyon gibi gittiğini ve nereye çarpacağının belli olmadığını öne sürdü.
"Türkiye şu anda yönetilmiyor. Bir ara derdim ki Türkiye'de yönetim boşluğu var. Yönetilmiyor ki boşluk olsun. Türkiye şu anda yönetilmiyor." diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Kimin ne yaptığı belli değil. Suriye'ye girdiler, her gün şehitlerimiz geliyor. Siyasette ahlaki kurallar çöktü. En çok yalan söyleyenin iktidara geldiği bir döneme denk geldik. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Allah aşkına, bundan sonra kovmayın. Doğru söyleyenin baş tacı yapılan bir döneme Türkiye'yi getiriyoruz. Doğru söyleyen baş tacı yapılsın. Emeğin hakkını versin. Eğer Türkiye'de bir sorun varsa bu sorun ortak yaşanıyor. Sorun benim sorunum değil, hepimizin sorunu. Demokrasi hepimizin sorunu. Ne yaparlarsa yapsınlar doğruları söylemeye devam edeceğiz. Bu bizim ahlakımızın gerektirdiği bir kuraldır. Bu ülkede Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak hepimizin mutlak görevi. Bu mücadelede sadece ve sadece size inanıyoruz ve size güveniyoruz, sizinle yola çıkıyoruz. Bizi yalnız bırakmayın."
Kemal Kılıçdaroğlu, güvenlik güçlerinin terörün bedelini ağır ödediğini, onlara sıkılan kurşunun aslında millete sıkıldığını, ülkenin bekası ve huzuru için görev yaptıkları için haklarının her zaman korunması gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.