Cumhuriyet Halk Partisi Marmaris İlçe Başkanlığı, Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
1948'de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, "İnsan Haklarının Anayasası" olarak tanımlanır. İnsanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükleri tanımlar, her insanın yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye, kötü muameleye ve onur kırıcı cezalara tabi tutulamayacağını ilan eder. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda uluslararası toplum tarafından sürdürülen çabalara yol gösterici işlevini bugün de sürdürür. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edildiği tarih olan 10 Aralık her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır.
BM'nin 6 temel insan hakları sözleşmesi vardır:
1. Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi,
2. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi,
3. İşkenceye Karşı Sözleşme,
4. Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Sözleşmesi,
5. Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi,
6. Çocuk Hakları Sözleşmesidir.
Türkiye, Birleşmiş Milletler çerçevesinde oluşturulan temel insan hakkı sözleşmelerinin tümüne taraftır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine göre; ülke, ırk, dil, din, sınıf ve cins ayrımı olmaksızın; insanın doğmakla hak ettiği insanlık hakkı kısıtlanamaz, sorgulanamaz.
Çağdaşlaşmanın ve insanca yaşamanın yolunu açan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet etmiş olduğu ülkemiz; maalesef bu gün hukuk ve insan haklarının ihlali konusunda dünya sıralamasında en üst sıralarda yer almaktadır.
Ülkemizdeki bozulan hukuk anlayışı nedeni ile AİHM kapılarında hak aramaya çalışan insanların açtığı davalarda dosya sayısı 20 bine yaklaşmıştır. Bu sayı dünya ülkeleri içinde bizi en üst seviyelere taşıyor. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapılan davalarda en çok cezalandırılan ülke de maalesef Türkiye’dir.
Hukukun üstünlüğünü koruyacakları yemini ile mecliste oturan sayın iktidar vekilleri ve başbakanın bu utancı nasıl içlerine sindirebildiklerini anlayabilmek mümkün değildir.
Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran AKP, her dilediği yasayı saatler içinde ilgili kurum ve komisyonların görüşünü bile beklemeden, kanun hükmünde kararnamelerle veya torba yasalarla bir gece yarısı geçirebilmektedir. Ne yazık ki aynı çabukluğu, insan hakları ihlallerini iyileştirme konusunda göstermemektedirler. Kaldı ki var olan hakları da, kendi çıkarları doğrultusunda törpüledikleri, kısıtladıkları tartışmasız bir gerçektir. AKP iktidarı; insan hakları konusunda ne denli duyarsız olduğunu insanların doğrudan AHİM e gidebilmesinin önünü keserek, önce anayasa mahkemesine müracaat etmelerini zorunlu hale getirdiği anayasa değişikliği ile kanıtlamıştır. Son 12 yılda Türk toplumu insan olmanın ve demokrasinin gereği olarak yaşanan haksızlıklara tepki göstermenin bedelini çok ağır ödemiştir. Yaşanan tüm toplumsal olaylarda AKP iktidarı otoriter tavırlarıyla genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk demeden tüm halkına zulüm etmiş ve ölümlere sebebiyet vermiştir.
Uluslararası bütün bildirgeleri kabul ettiğini imzası ile teyit edip beyan eden, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı çıkıp “KADIN ERKEK EŞİT DEĞİLDİR” dediği zaman “Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” ihlal edilmiştir.
Çocuk ıslah evlerinde ve devletin yetiştirme yurtlarında çocuklar tacize ve tecavüze uğradığı zaman “Çocuk Hakları Sözleşmesi” ihlal edilmiş olmaktadır.
Bu topraklarda yüzyıllardır birlik ve beraberlik içersinde yaşayan farklı etnik kökenli vatandaşlarımızı kutuplaştıran, hiç kimsenin bilgisi dahilinde olmayan çözüm süreci ile “Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Sözleşmesi” ihlal edilmiştir.
Bugün AKP yöneticileri, vekilleri ve yandaşlarının ‘’insanlık onurunun hiçbir ayırım gözetmeksizin, korunması için ortak standartlar oluşturulması amacıyla kaleme alınan BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 66. yıldönümünün kutlandığını belirten yazı ve röportajlarını dinleyeceğiz. Hatta bazı AKP vekilleri ağlayacaktır bile.
Bu zihniyet ve AKP iktidarı tüm bu sorunları çözebilecek bir meclis çoğunluğuna sahipken, ülkeyi karanlık ve yasaklı günlere sürükleyen bir hükümet olarak, Cumhuriyet tarihinin en kara sayfalarında, en çok hak ve hürriyet ihlalinin yaşandığı dönem olarak yerini alacaktır.
BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 66. Yıldönümünde; Ülkemizde ve Dünyada hak ve hukukun ihlal edilmediği, Cumhuriyetin, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün tartışılan değil, yaşam şekli olduğu bir gelecek temennisi ve umudu ile kutluyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.