CHP Marmaris İlçe Kadın Kolları ve Gençlik Kolları öncülüğünde, kadına şiddete karşı ve gençlerin kötü alışkanlıklardan korunmasına dikkat cekmek üzere, Ketenci Otel önünde başlayan yürüyüş, Atatürk meydanında son buldu. Yürüyüşe CHP Marmaris İlçe Başkanı Av. Ömer Bozdemir ilçe teşkilatı Kadın Kolları ile Gençlik Kolları üyeleri, belediye meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
CHP Marmaris ilçe Kadın Kolları Başkanı Sevgi Özer Çevik, 'İki yaşında SILA bebeğin cinsel istismara uğraması ve bu nedenle ölmesi, buna sessiz kalınması toplumun ahlak yapısına vurulan bir hançerdir.' Diyen Çevik sözlerine şöyle devam etti.
Ülkemizde yaşanan şiddet olayları hızla artmaktadır.
Kamuoyunu derinden yaralayan ve endişelendiren cinayetler ürkütücü, kan dondurucudur.
İki yaşındaki SILA bebeğin cinsel istismara uğrayarak ölmesi,
İstanbul 'da iki kadının 19 yaşındaki bir genç tarafından vahşice öldürülmesi,
Gebze'de bir hayvan barınağında hayvanların katledilmesi ve sokak şiddeti...
Ülkemiz adeta şiddet sarmalına girmiştir.
İki yaşında SILA bebeğin cinsel istismara uğraması ve bu nedenle ölmesi , buna sessiz kalınması toplumun ahlak yapısına vurulan bir hançerdir.
Bu tip olaylar; çocuk cinsel istismarları, daha açık bir şekilde tecavüze uğramaları, öldürülmeleri toplumda, ailelerde korkuya ve güvensizliğe sebep olmaktadır. Kimse kendini , çocuğunu güvende hissetmemektedir.
Toplum değerleri için için çürütülmekte, geleneksel yardımlaşma alışkanlıkları bitirilmekte, sosyal devlet bu anlamda görevini yapmamaktadır.
Özellikle çocuklarını yalnız büyüten annelere hem sosyal hizmetler hem de belediyeler ücretsiz kreş açarak çocukların daha güvenli ellerde bulunması sağlanmalıdır.
Tek başına çocuk büyüten annelerin en büyük sorunu, çocuklarını bırakacakları yerlerinin olmamasıdır.
SILA bebeğin ücretsiz bir kreşe bırakılma hakkı olsaydı, bu kadar iğrenç, bu kadar acımasız, bu kadar vahşi bir şekilde ölmeyecekti.
Çocuklarımızın,
Cinsel istismara uğramaması için,
Aile içi ensest ilişkiye maruz kalmaması için,
Yurtlarda, okullarda, yollarda cinsel saldırıya, uğramamaları için Özgür ve güvenli bir hayatları olması için, İktidar, muhalefet , yerel yönetimler ve toplum olarak bütün şartlarımızla onları korumalı,
Ruh, beden ve cinsel sağlıklarıyla geleceğe umutla bakmalarını sağlamalıyız.
Bir ülke düşünün ki,
Literatürüne KADIN CİNAYETLERİ diye bir başlık eklemiş.
Bir ülke düşünün ki,
Her gün bir kadın öldürülüyor, taciz ediliyor, cinsel ve psikolojik şiddete uğruyor.
Bir ülke düşünün ki,
Kadınlarının çoğunluğu ekonomik olarak ya babasından ya da kocasından para almak zorunda bırakılıyor.
Bir ülke düşünün ki,
Kendi şehrinden ismini alan sözleşmeden kendi kadınlarını men ediyor.
Oysa en çok kadının katledildiği şehir İstanbul iken.
İstanbul Sözleşmesi uygulanmaya konmuyor.
Çoğu kadın, Çoğu kadınkendi ayakları üzerinde durmak, şiddet gördüğü, sevgisiz kaldığı bir hayatı bırakmak istediği için öldürülüyor.
Daha da ürkütücü olan bir şey var...
Gençler de bu yolu takip edip ķız arkadaşlarını öldürüyorlar.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da iki genç kadın 19 yaşındaki bir genç tarafından vahşice öldürüldü. Sansürsüz telaffuz ediyoruz, birinin boğazını kesmiş.
Ayşenur ile İkbal, bu kan dondurucu cinayete kurban gittiler.
Biz bu metinleri hazırlarken bile kadın cinayet haberleri geliyordu.
Kendilerine mikrofon uzatılan kadınlar," güvende hissetmediğini, tenha yollarda yürümekten, korktuğunu, belirli saatlerden sonra dışarı çıkamadıklarını ,çantalarında bıçak, sprey taşıdıklarını söylüyorlar.
Kadınlar cinsiyetleri nedeniyle; fiziksel, cinsel, psikolojik, şiddete maruz kalıyor.
Kendi yollarını seçmek istediklerin de ise ölüm ile cezalandırılıyor.
Artık bu cinayetler durdurulsun!
Kadınlar dövülmeden, sövülmeden, insan gibi yaşayabilsinler.
İstanbul Sözleşmesi acilen hayata geçirirsin.
Sadece kadınlarımız çocuklarımız değil, hayvanlarımızda hunharca katlediliyor.
Gebze' de bir hayvan barınağında aralarında kedi ve köpek yavrularının da bulunduğu 43 evcil hayvanın ilaç verilip, torbalara konularak vahşice katledilmesi sadece hayvanseverleri değil, olayı duyan, resimlerini gören herkesi dehşete sürüklemiştir.
Ey insanoğlu, siz dünyanın sadece size ait olduğunu düşünerek hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaya devam ediyorsunuz.
Annenizi, babanızı, kardeşinizi, evladınızı kaybettiğiniz zaman dünyanın başınıza yıkılacağını da biliyorsunuz.
Size, ailenizden birine başkaları tarafından zarar verildiğinde ortalığı savaş alanına çeviriyorsunuz.
İşte o zaman; sokakta korku içinde yaşam savaşı veren, her türlü eziyete karşı hayata tutunmaya çalışan sokaktaki canlarımız aklınıza gelsin.
Siz sahibi öldüğü zaman mezarı başında ağlayan köpeği, yavrusu dereye düştüğünde canı pahasına suya atlayıp kurtaran anne kediyi gördünüz mü !?
Yeter be insan oğlu yeter !!!
Sokakta gördüğünüz canları tekmelediniz, üstüne araba sürüp ezdiniz, sopalarla dövdünüz, bacağını kırdınız, kafasını kırdınız daha yetmedi arka ayaklarından ağaca bağlayıp derisini yüzdünüz, üzerine benzin döküp yaktınız.
Onları, hisleri, duyguları olmayan ağlamayı bilmeyen acıyı hissetmeyen, acıkmayan, susamayan, cansız bir eşya gibi gördünüz. Eşyalarınıza verdiğiniz değeri can dostlarımıza vermediniz.
İnanın ki hayvan diye adlandırdığımız canlarımız bizlerden daha merhametli, daha sevgi dolular.
Unutmayalım ki,
Bu hayvanları insanlar evcilleştirdi, onları doğal alanından koparıp kendi hizmetine aldılar.
Bu hayvanların genleriyle insanoğlu oynadı, ticaret aracı yaptı.
Kontrolsüz, takipsiz sahiplenmeler takip edilmeli, istemedikleri zaman sokağa bırakmaları engellenmeli.
Yolda yürürken, karşınızdan gelen canlıya siz sevgiyle yaklaşırsanız sevgiye, kötü niyetle yaklaşırsanız tepkiye maruz kalırsınız.
Unutmayalim ki, doğamız; insanıyla , hayvanıyla, ormanıyla,havasıyla suyuyla bir bütündür.
Gebze' de olanlar korkunçtur, vahşettir, acımasızlıktır, dehşet vericidir.
Onlarin sesi olacağız, susmayacağız, öldürülmelerine izin vermeyeceğiz.
Kadın Cinayetleri durdurulsun!
Kadınların insanca yaşama hakkına erkekler karar vermesin.
Çocuklar faili meçhul cinayetlere kurban gitmesin.
Hayvanların onları evcilleştirenler tarafından yok edilmelerine izin verilmesin.
Sokak şiddeti bitsin.
İstanbul Sözleşmesi acilen hayata geçirilsin.
Bebeklerimiz için,
Çocuklarımız için,
Gençlerimiz için,
Kadınlarımız için,
Hayvanlarımız için,
Ormanlarımız için,
Doğamız için,
Aldığımız her nefes için Haykırmaya devam edeceğiz, onların sesi olacağız.
Bu vahşetleri lanetliyoruz." Dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.