Erdoğan koronavirüse dair yeni tedbirleri açıkladı. Erdoğan: Hafta sonları saat 10:00-20:00 saatleri dışında sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Hafta sonları tedarik zinciri bozulmadan 10.00 ile 20.00 saatleri arasında sokağa çıkma sınırlaması uygulanacak
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Aziz milletim, değerli basın mensupları, sizlere el kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum. Pazar günü Kıbrıs Türkünün, hukuk, eşitlik ve varoluş mücadelesinin en kıymetli eseri olan KKTC'nin ilanının 37. yıldönümü vesilesiyle adaya bir ziyaret gerçekleştirdik.
"Ziyaretimizde MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli, bakanlarımız, eski meclis başkanlarımız, milletvekillerimiz ve muharip gazilerimiz de eşlik etti. Adada ilk olarak 15 Kasım Cumhuriyet bayramlarına iştirak ederek Kıbrıs Türkünün bayram sevincine iştirak ettik.
"Ardından kapalı Maraş'a geçtik. Kıbrıs Türkü'nün iyi niyet jesti Rum kesiminde hiçbir zaman karşılık bulmadı. Kapalı Maraş'ın sahil şeridi halka açıldı. Bu cesur girişimi biz de destekliyoruz. 15 gün gibi kısa bir sürede asfaltladık. Çevre düzenlemesi gibi hizmetleri hayata geçirdik.
"Maraş'ta gerçekleştirdiğimiz program bölgenin hızla sağlanmasını sağlayacak adımlar konusundaki kararlılığımızın da ifadesidir. Kıbrıs meselesinden bihaber, kapalı Maraş'ın açılmasının stratejik önemini kavrayamamış olanların bu programa piknik gözüyle bakması pek tabiidir. Hamdolsun milletimiz meselenin ne olduğunu da, orada yaptığımız işin manasını da gayet iyi biliyor.
"Her konuda olduğu gibi sağlık, özellikle son dönemde salgın hususunda da Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Kısa sürede inşaatını tamamladığımız 100 yataklı Lefkoşa Acil Durum Hastanesi'nin de açılışını yaptık. Ayrıca Kıbrıs'a 500 yataklı bir hastanenin inşaası için de hazırlıklara başladık.
"Sayın Tatar, Cumhurbaşkanı seçilmesinin hemen ardından Ankara'yı ziyaret etmişti, böylece iade-i ziyaretimizi de gerçekleştirmiş olduk. Gayet başarılı geçen bu programla Türkiye ile KKTC'yi birbirinden ayırmak isteyenlere en güzel cevabı verdiğimize inanıyorum. Rum-Yunan ikilisinin uzlaşmaz tavırları sebebiyle, yeni bir gelecek inşası için hep beraber kolları sıvıyoruz. KKTC gerçeğini, bölgede ve tüm dünyada kabul ettirecek bir döneme girdiğimize inanıyorum. Ziyaretimizde gösterdikleri samimim teveccüh için Kıbrıslı kardeşlerimize şükranlarımı tekrarlıyorum.
"2 haftasını geride bıraktığımız İzmir depremi ülkemize hem doğal afetler gerçeğini bir kez daha hatırlatmış, hem de afet öncesi ve sonrası hazırlıklarımızı gözden geçirmemize sebep olmuştur. İzmir depreminde iyi bir sınav verdiğimize inanıyorum. Depremin gerçekleştiği andan itibaren Türkiye afet planı işlemeye başlamıştır. İzmir'deki AFAD ekipleri harekete geçmiş, çevre illerdeki ekipler destek için yola çıkmıştır. Depremin ilk saatlerinde arama kurtarma ekipleri, sahada çalışmaya başlamıştı. Aynı şekilde ilk dakikalardan itibaren emniyet, jandarma ve TSK kuvvetleri birimleri hem personelleriyle hem de İHA'larla destek için afet bölgesinde yerlerini almışlardır. Depremin ikinci saatinde 25 bin kişilik mobil mutfak bölgeye sevk edilmiş, çadır ve battaniye gibi barınma ihtiyaçları yola çıkarılmıştır. Depremin 6. saatinde 2 binin üzerinde arama-kurtarma personeli ve 15 arama-kurtarma köpeği yola çıkmıştı. Depremin 10. saatinde Türkiye arama-kurtarma planı kapsamında 7 temel ihtiyacın karşılanması için binlerce personel sahada görev almış durumdaydı. Depremin 12. saatinde 100 psikososyal destek personeli depremzedelerle görüşme yapmaya başlamıştı. Depremin 48. saatinde binin üzerinde çadırın kurulumu tamamlanmış, depremzedelerin kullanımına sunulmuştu. 72. saatte 8 binin üzerinde personel ve 1200 araç sahada faaliyet halindeydi. Kızılay'ımız her zaman olduğu gibi tüm imkanları, personeli ve gönüllüleriyle İzmirlilerin yanıdaydı. Bugüne kadar İzmir'de 700 bin öğün sıcak yemek dağıtıldı. Görüldüğü gibi tüm planların tıkır tıkır işlediği bir organizasyonla devlet İzmir'e ve İzmirlilere sahip çıkmıştır.
"Kalıcı konutlarla ilgili proje hazırlıkları tamamlandı. Bu ay bitmeden ihaleler yapılır inşaat sürecine geçilecek. 1157 konutu kendi yerinde inşa edeceğiz. Belirlenen rezerv alanlarda 3 binin üzerinde konut inşa ederek hak sahiplerine sağıtacağız. Türkiye genelinde de binaların dönüştürülmesi çalışmalarını hızlandırıyoruz, bu konuda vatandaşlarımızdan daha fazla destek bekliyoruz. Gerekirse bu konuda yeni düzenlemelere de gidebiliriz. Rant yerine depreme dayanıklılığı önceleyen bir anlayışla, bu şekilde hareket ettiğimizde hedeflerimize daha kısa sürede ulaşacağımız açıktır.
"Dünyada ve bölgemizde tarihi bir yeniden yapılanma sürecinin sancıları yaşanıyor. Siyasi ve ekonomik değişim dalgası, sınırları aşan sonuçlar doğurarak etki alanını ve gücünü artırmaktadır. Türkiye'yi son 18 yılda tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma reformlarıyla tanıştırmış bir yönetim olarak... Geçmişte devlet işine çöreklenmiş olan vesayetin, gizli ajandalarıyla, paralel hatlarıyla, ucu dışarı kadar uzanan dayatmalarıyla artık tarih olmuştur. Zihniyet olarak tek parti devri faşizminden öteye geçememiş olanlar, bizim değişim ve reform başarılarımızı dahi tabu haline getirmeye çalışıyor. Adı üzerinde değişim dinamik bir süreçtir, ortaya çıkan şartlara ve ihtiyaçlara göre yeni adımlar atmayı gerektirir.Değişimin asla bitmeyen bir gerçek olduğunu unutmadan, sürekli hedef büyüterek, yeni reformlarla yolumuza devam ediyoruz. Bugüne kadar hep adalet ile kalkınmayı, hukuk ile ekonomiyi iki olgu olarak kabul eden bir nalayışla milletimizin huzurunda olduk. hukuk devletinden anladığımız mevzuat devleti değildir. Gördüğüm adalet, özgürlük, eşitlik ve insan haklarına dayanan bir normlar sisteminin inşasından yana olduk. Adaletin olmadığı yerde diğer tüm imkanların birer zulüm aracına dönüştürüleceğini biliyoruz. Bu bakımdan bizim inandığımız adalet kavramı yargıyla ilgili olmanın ötesinde bir manaya ve işleve sahiptir. Medeniyetimizde ve kültürümüzde adalet kavramının üzerinde durulmasının sebebi bu derin ve güçlü anlamdır. Adalet keyfi uygulamalara müsamaha göstermeyen, suç ve cezanın şahsiliği ilkesini merkeze koya bir hukuk düzeniyle sağlanabilir.
"Son 18 yılda adaletin tesisi ve yaşatılması konusunda çok büyük değişimleri hayata geçirdik. Geçtiğimiz yılın 30 Mayısında kamuoyuyla paylaştığımız yargı reformu strateji belgesini bu hakikatler ışığında hazırlamıştık. Meclisimiz bugüne kadar strateji belgemiz kapsamında 3 yargı paketini kanunlaştırdı. 15 Temmuz'da milletin yazdığı destanı hukukla taçlandıran yargının daha iyi işlemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Hukuk devletinin tüm unsurlarıyla tahkim edilmesi önceliğimizden ve adalet hassasiyetimizden kesinlikle taviz vermeyeceğiz.
"Demokrasinin işlerliğini artırarak, hukukun üstünlüğünü güçlendirerek, ekonomi alanında da yeni fırsatların güvenliğini teşkil edecek adımları atmakta kararlıyız. Hazine ve Maliye Bakanlığımızda bir değişikliğe gittik. Aynı şekilde Merkez Bankası ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığında da yeni görevlendirmeler yaptım. Bu görev değişiklikleri, küresel düzeyde yaşanan siyasi ve ekonomik değişimlere uygun şekilde, köklü reformlara hazırlık yaptığımız bir dönemde gerçekleştir. Yeni küresel ekonomik mimaride, Türkiye'nin önünde açılan fırsat pencerelerini değerlendirmekte kararlıyız.
"İnsan Hakları Eylem Planı, bu hazırlıkların en önemlilerinden biridir.Adalet Bakanlığımız yeni dönemin yol haritası olacak insan hakları eylem planının ana başlıklarını oluşturdu. Önümüzdeki günlerde ekonomik hayatın tüm paydaşlarıyla da çalışılarak taslağa son hali verilecek. Bu çerçevede piyasa aksaklıklarının giderilmesi, mülkiyet hakkı ve sözleşme serbestisi gibi konular da ele alınacak. Ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre mevzuat değişiklikleri konusunda gereken adımlar kısa sürede atılacak. Kamu gücünü özgürlükleri daraltan değil, özgürlükleri koruyan ve yaşatan temel zemin olarak görmeye devam edeceğiz. Bu vatanda ezanımızla, bayrağımızla, tüm değerlerimizde yaşamak, yine önceliklerimizin en başında yer alacaktır. Terörle mücadelemizden bölgemizdeki harekatlarımıza, tüm çalışmalarımızı bu anlayışla yürütüyoruz. Bugüne kadar hep altını çizdiğimiz gibi özgürlük ve güvenlik kavramlarının birbirine karşı değil, birbirlerini tamamlayacak şekilde hayat ulmasını sağlamakta kararlıyız.
"İnsanlık tarihinin yakın zamanda yaşadığı bu en büyük salgının önüne geçecek kesin bir çare henüz bulunamadı. Koruyucu tedbirler kapsamında yürütülen aşı çalışmalarında ümit verici gelişmeler yaşanmakla birlikte tehdit sürüyor. Sonbaharla birlikte yeniden tırmanışa geçen hasta ve ölüm sayıları, Avrupa'da ve dünyada tedbirlerin sıkılaştırılması sonucunu doğurdu. Kimi şehirlerimizde ciddi seviyelere ulaşan hasta ve ölüm sayıları çok daha dikkatli olmamız gerektiğine işaret ediyor.
"Salgınla mücadeleyi ekonomimizi ayakta tutarak başarıya ulaştırma mecburiyetimiz var. Her alanda milletimizin yanındayız. Sanayiciden ihracatçıya, esnaftan işçiye kadar herkese destek veriyoruz. Milletimizden bu fedakarlıkların boşa gitmemesi için daha fazla hassasiyet, daha fazla katkı bekliyoruz. Amacımız, ülkemizi bir an önce bu salgın illetinden kurtararak asıl gündemimize çok daha fazla odaklanmak, tüm enerjimizi hedeflerimize ulaşmaya vermektir.
"Alışveriş merkezleri, marketler, restoranlar, berber ve kuaförler gibi işletmelerin çalışma süreleri saat 10 ile 20.00 arası olarak sınırlanacak. Sinemalar sektörün talebine de uygun şekilde yıl sonuna kadar kapalı kalacak. Restoran ve kafelerde sadece paket servis uygulamasına geçilecek. Kıraathanelerimizin faaliyetlerine bir süre ara verilecek. Tüm spor müsabakaları seyircisiz oynanmaya devam edilecek. Şehirlerimizin ana cadde ve meydanlarındaki sigara içme yasağı sürecek. İl kurulları bu sınırlamayı genişletebilecek. Kamu ve özel sektör işyerlerindeki esnek mesai düzeni uygulamasına hassasiyet gösterilecek. Tüm bu hususlarla ilgili ayrıntılar İçişleri Bakanlığımızın genelgesinde yer alacaktır. Hep beraber bu salgın musibetinin üstesinden gelerek sağlıklı ve huzurlu şekilde geleceğe bakacağız."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.