Jim Carrey, "hayatınızdaki insanların size değil başkalarına nasıl davrandıklarına bakın. Lokantada garsona, sokakda kediye, takside şoföre" demiş.
O kadar haklı ki, o kadar olur. Maalesef yaşamımızda kadın olsun erkek olsun bazı kişilerin hizmet sektöründeki insanlara karşı sergiledikleri iğrenç, duygusuz ve aşağılıyıcı davranışları insanı çileden çıkarabiliyor hatta tiksindiriyor.
Yıllar önce, otuzlu yaşlardayken Kanada da büyük bir firmanın satış ve pazarlama müdürlüğünü yapıyordum. Bildiğiniz gibi Kanada büyük bir ülke. Çalıştığım firmanın her bölgede müdürleri vardı. Yıl içerisinde bir araya gelip toplantılar yapardık ve bu toplantıları ben organize ederdim.
Bütün gün çalışıp kararlar alır yeni stratejiler belirler sonra akşamları benim seçtiğim tanıdığım ve devamlı müşterisi olduğum çok güzel restoranlara gidip yer, içer yorgunluk atar, rahatlamaya çalışırdık.
Quebec'ten, Kanada'nın Fransız bölgesinden gelen Patrick isimli Fransız Kanadalı bir müdür vardı. Her gittiğimiz lokantada adeta olay çıkarır, garsonları aşağılar, devamlı şikayetler eder, seviyesiz şakalar yapar, azarlardı. Gittiğimiz yerlerde beni tanıdıklarından ve oralarda çalışanların bana bakışlarından "bu hıyarı neden getirdin" diyorlar gibi hissediyor müthiş huzursuz oluyordum. Yani yediğim içtiğim burnumdan geliyordu.
Sonunda bir fırsat bulup Patrick'i uyardım. Ona eğer dalga geçmekten veya hakaret etmekten hoşlanıyorsa ve cesareti varsa bunu kendi ayarındaki insanlara yapmasını, kendine hizmet etmek zorunda olan insanlara yapmamasını, yakışık almadığını söyledim. Aynı zamanda büyük bir şirketi temsil ettiğini ve bu davranışlarının benim keyfimi kaçırdığını, huzursuz ettiğini de ekledim.
Maalesef böyle insanlar otorite karşısında yağ çeker, köpekleşirler. Hemen tavırları değişti. Özürler diledi. Cebinden pahalı bir Küba purosu çıkarıp zorla elime tutuşturdu.
Neyse içeri girdik oturduk. Biraz sonra bu herif aynı iğrenç davranışlarına tekrar başladı. Gözüne baktım, ima etmeye çalıştım, what fayda. Artık dayanamadım. Ayağa kalktım. " Sen gelsene biraz" dedim dışarı çıktık. Bana verdiği puroyu çıkardım çeketinin mendil cebine koydum ve" arabana atla hemen siktir ol git, yarın sabah ofise gel paranı, tazminatını, çıkışını versinler" dedim. "Ama sir" falan gibi bir şeyler söylemeye çalıştı. "Sen bu şirkete yakışmıyorsun seni uyardım yeterince" dedim. Sırtımı döndüm, içeri girdim. Gidiş o gidiş. ( böyle durumlarda inanın en fazla sırtını dönmek zorunda kalan üzülür)
Maalesef bu tip insanlar her yerde karşınıza çıkıyorlar ve değişmiyorlar. Ülkemizde de bu tiplerle karşılaştım. Sırtımı dönüp gitmem zaman aldı ama sonunda döndüm.
Sonuç olarak dedim ya Jim Carrey haklı. Tanıştığınız insanların başkalarına davranışlarına dikkat edin çoook önemli.
Tahammül etmek zorunda değilsiniz.
Değişmeyecekler.