Başkan Zeybekoğlu: "Ülkemizde 11 Mart’ta ilk COVID-19 vakasının tespitinin ardından, kısmi de olsa alınan tedbirlerle salgının yayılması yavaşlatılmıştı. Bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir yandan halkımızın ihtiyaçlarının sosyal devlet anlayışı çerçevesinde giderilmesini talep ederken, tedbirlerin en sıkı biçimde uygulanması çağrısı yapmıştık. Sürecin başta Türk Tabipler Birliği olmak üzere bütün sağlık meslek örgütlerinin katılımıyla yönetilmesini savunmuş, doktorlarımızın uyarılarına kulak asılmadığı takdirde salgının yeniden kontrolden çıkacağını vurgulamıştık.
Geldiğimiz noktada, ne yazık ki ülkemizde, COVID-19 Salgını yeniden kontrolden çıkmıştır.
Siyasi iktidarı uyarıyoruz! Süreci yönetemediğiniz için, COVID-19 verilerini açıklamadığınızı biliyoruz.
Halkın canıyla siyaset olmaz!
Şeffaf olun, verileri paylaşın! Salgın koşullarında mahalle mahalle verilere ulaşabilmek bir vatandaşlık hakkıdır.
“Milletin Aklıyla Alay Etmeyin”
Salgınla ilgili her gün açıklanan vaka sayıları bir yana tüm gücü elinde bulunduran AKP Genel Başkanı “maske konusunda uyarıyoruz, düğünleri erteleyin” gibi milletin aklıyla alay eden açıklamalar yapmaktadır. Ayasofya’da 350 bin kişi toplamanın, Giresun sel felaketini yaşarken miting yapmanın daha dün “100 bin yeni üye” adı altında organizasyon düzenlemenin neresi sağlıkla, tedbirle, önlemle açıklanabilir. Milletimizin aklıyla alay ettirmeyiz. Tüm Türkiye’de geçerli olan kurallar AKP’nin oyuncağı değildir. Sağlıkla ilgili gidişatı siyaseten kullanmak hiçbir vicdana sığmaz.
COVID-19 ile mücadelenin en ön saflarında görev yapan doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarının önünde bir kez daha saygıyla eğilirken, Sağlık Bakanlığı’nı doktorlarımızı ve sağlık çalışanlarını korumayı temel alan bir süreç yönetimine davet ediyoruz. Bazı hastanelerimizde 16 saate varan mesailerle, doktorlarımız ve sağlık çalışanları insanüstü bir çaba sergilemeye devam ediyorlar. Bugüne kadar salgın nedeni ile kaybettiğimiz görev şehidi sağlık çalışanlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyoruz.
Kendileri COVID-19’a yakalanarak, ailelerinden ve çocuklarından uzak kalma riskiyle görev yapıyorlar.
Bu nedenle;
-İhtiyaç duyulan yerlere acilen sağlık personeli alınmalı, doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın sağlığını koruma görevi yerine getirilip çalışma saatleri azaltılmalı, personelin tükenmişlik hissine kapılmasının önüne geçilmelidir.
-Sağlık personeline 3600 ek ödeme verilmeli, ayrımsız bütün personelin maaşları yükseltilmeli, özlük hakları geliştirilmelidir.
-Kronik hastalığı olan doktor ve sağlık personeli bu süreçte izinli sayılmalıdır.
-Salgınla mücadele süreci, başta Türk Tabipler Birliği olmak üzere bütün sağlık meslek örgütleri ile beraber yürütülmelidir.
Muğlamızda salgınla mücadele sürecinin başarıya ulaşması için;
- Acil olarak Menteşe Devlet Hastanesi’nin tam teşekkülle faaliyete geçebilmesi için kadrolu personel sağlanmalıdır.
- Bodrum Devlet Hastanesi bir an önce bitirilmelidir.
Aklın ve bilimin ışığında kapsamlı ve katılımcı bir halk sağlığı mücadelesi yürütmek yerine, Tek Adam Rejimi’nin kısa vadeli politik çıkarlarını baz alan bir anlayışın hakim olmasının bedelini bütün halkımız canıyla ödüyor. Bu gidişata dur denilmeli, halkın sağlığını önceleyen, katılımcı, demokratik, bilimin yol göstericiliğinde bir süreç tasarlanmalıdır" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.