Değerli okurlar çok eski yılları hatırlıyorum,
yaşlı birisi tramvaya, otobüse veya vapura bindiğinde
gençler hemen kalkar yer verirdi.
Heryerde yaşlılara saygı duyulurdu.
Yıllarla Anadoludan, Balkanlardan, Arap ülkelerinden İstanbul, Ankara, İzmir ve ülkenin
batısına gelen çok sayıda insan oldu.
Bu şekilde sevgi hırsızlığı başladı, saygı azaldı hatta bitti.
“Yerimi bir ihtiyara kaptırmayayım diye sabah otobüste uyur gibi yapıyorum” bunu
söyleyen işte bu şekilde yetişenlerden sadece biri.
Dikkat edecek olursanız Osmanlı ve eski Türklerin en önemli ve dünyada benzersiz
olan farkı büyüklerine olan saygıları idi örneğin anne/babanın elini öpüp başa koymanın
birlik ve beraberlik gücü tüm Avrupayı çok şaşırtmış hatta korkutmuştur.
Dünyada eşi, benzeri yoktur.
Bu saygının altında Mustafa Kemal Atatürk’ün Ordulara emir vermesi ve ülkemizin kurtuluşu
yatmaktadır.
Genç Ahmet dayısına “Haso”, teyzesine “Fatoş” , Babasına “Babuş”, Annesine “Anniş” diyor
ve bu hoş karşılanıyorsa orada saygı bitmiş, mesafe kalkmış, esas hırsızlık başlamıştır.
TAMAMEN yabancı kültürden gelen ve Atalarımızda hiç olmayan sevgi hırsızlığı?
Psikologlarca söylenen “çocuğun gözünde ön plana çıkabilmek için” yani aşağılık duygusunu
giderebilmek için.
Halbuki eski İstanbulu çok iyi bilirim, sofrada bile başta oturan ailenin yaşça en büyüğü
sofraya oturmadan kimse oturmaz, o yemeğe başlamadan kimse başlamaz ve yine o kalkmadan
kimse kalkmazdı.
Büyüklerle “Sen” değil hep “Siz” diye konuşulurdu.
Balkan ve Arap göçü bu saygıyı nerede ise tamamen bitirdi.
Saygı bitince elbette saygısızlık başlar, etrafa baktığınızda bunu görmemek imkansız…
Yanlız ekonomiyi değil, birçok şeyi berbat ettik…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.