Krizlere değil, kucaklaşmaya, birlikte çalışmaya ihtiyacımız var
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Anayasa’ya göre silahsız, saldırısız yürüyüş yapmanın temel bir hak olduğunu belirterek, “Dün bütün gün sabahın ilk ışıklarına kadar yaptığımız görüşmelere bu sabah da devam ettik. Bu sabah İçişleri Bakanımızla görüşmemizde sorunun çözüldüğü bilgisini aldım. Keşke bunları yaşamasaydık. Türkiye’nin bu krizlere değil, kucaklaşmaya, birlikte çalışmaya ihtiyacı var” diye konuştu.
Feyzioğlu, Ankara girişinde polis tarafından yürümelerine izin verilmeyen baro başkanlarının yanına giderek, basına açıklamalarda bulundu. Feyzioğlu, şunları söyledi:
“Anayasamıza göre silahsız, saldırısız kamu güvenliğini tehlikeye atmayan yürüyüş yapmak temel haktır. Dün bütün gün sabahın ilk ışıklarına kadar yaptığımız görüşmelere bu sabah da devam ettik. Defalarca Sayın Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Meclis Başkanımızla görüştüm. Bu sabah İçişleri Bakanımızla görüşmemizde sorunun çözüldüğü bilgisini aldım. Keşke bunları yaşamasaydık. Türkiye’nin bu krizlere değil, kucaklaşmaya, birlikte çalışmaya ihtiyacı var.
Ankara dışından gelen baro başkanlarımız Ankara girişinde dün kısa bir yürüyüş yapıp oradan otobüslerle Anıtkabir’e geçmek istemişlerdi. Biz de kendilerini yönetim kurulumuz ve bazı baro başkanlarımız ile birlikte Anıtkabir’de bekliyorduk. Şehir girişinde yollarının kesildiğini ve yürüyüşe izin verilmediğini öğrendik. Atamızın manevi huzurunda saygı duruşunda bulunmadan Anıtkabir’den ayrılmayı doğru bulmadık. Hemen arkasından yönetim kurulumuz ve oradaki baro başkanlarımız Ankara girişine baro başkanlarımızın yanına derhal intikal ettiler. Ben de yetkili makamlarla görüşmek üzere telefon ve ziyaret trafiğine başladım.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak sorunlarımızı yapıcı iletişim yoluyla çözmek için büyük gayret sarfettiğim kamuoyunun malumlarıdır. Elbette sert konuşmaları tercih edenler olabilir. Böyle yapmadığımız için bizi kınayanlar da olabilir. Demokratik yöntemler içinde kalındığı sürece hepsine saygı duymalıyız. Kimse kimseye bir dayatmada bulunamaz. Ne ben yürümek isteyen başkanlarımıza neden böyle yapıyorsunuz diyebilirim ne de başkası bana neden Meclis’te müzakere yürütüyorsun diyebilir. Ancak altını kalın çizgilerle çizmek istediğim bir husus var. Biz yürüyüş yöntemini tercih etmemiş olsak da hukuk sınırları içinde yapılmak istenen bir yürüyüşün engellenmesini kabul edemeyiz. Dün yaşananlar yanlış olmuştur. Başkanlarımızın bir kısmının bana tepkisini de saygı ve hoşgörü ile karşılıyorum. Sabaha kadar o şartlarda dışarıda kalıp sakin olmalarını beklemiyorum. Elbette birlik başkanlarına sitem de edebilirler, kıza da bilirler. Önemli olan bu aşamada sorunun çözülmesidir. Dilerim bundan hepimiz yapıcı sonuçlar da çıkarmayı başarırız. Halkımız da meslektaşlarımız da sorunlara çözüm bekliyor. Kavga istemiyor.“
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.