• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • Muğla 4 °C
  • İzmir 9 °C
  • Aydın 10 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 2 °C

Giderken!...

Temel IRMAK /Gönül Dostu

“İnsanlar adlarından söz ettirmeye, iz bırakmaya bayılıyorlar. Tanınmak, bilinmek, fark edilmek istiyorlar. Bunu narsistik bir amaç uğruna da yapıyor olabilirler, hep var olmak, ölümün yıkıcılığından kurtulmak için de”.

Giderken; “sevdiğinin acısı insanın kendi acısını örebiliyor”.

Hani derler ya; “taş bastım kalbime” diye. Onun gibi bir şeydir sevgi. Ya da bir yerden bir yere göç etmek. Marmaris'e geldiğim 1984'den beri tanıdığım ve yakın dostlarımın en yakınlarını yitirdiklerinde yanlarında veya bir anlamda cenazelerinde olmaya çalıştım. Çünkü yitirilen değerlere önem veren bir yapıya sahip olduğumu düşünüyorum. Yitirmek bir anneyi, babayı, kardeşi veya yakın bir akrabayı. İnsan yitirdiğinde değerini onun eksikliğini anlıyor.

Yitirmek; Biz varlıklar yitirdiklerimize, ancak kaybettiğimizde değer verdiğimizi anlıyoruz. Bir insan düşünün parasını yitirince, nasıl deliye dönmüşçesine parasını arıyor. Bulamayınca üzülüyor. En yakınını kaybetmiş birisiyle kıyaslanmaz bu para yitirme meselesi. Ben en çok dedemi yitirdiğimizde üzülmüştüm. O yıllarda da yine bu şehirde buluyordum. Üzülmüştüm ve ağlamıştım. Bir keresinde en çok sevdiğim Şirin amcamı kaybettiğimde de çok üzülmüştüm. Onun cenazesine katılamamıştım. Her Samsun'a gittiğimde mezarlarını ziyaret eder, dua okurum.   

Etrafıma bakıyorum da, insanların birbirini nasıl harcamaya çalıştığını gördüğümde yine üzülüyorum. Belki de bu satırları yazmama sebepti. Boşa geçirilen günler ve hatta yıllar. Sonuç  yitip gitmek. Ben ve bu satırları okuyanlar bir gün bizlerde yiteceğiz ve bir zaman gelecek bizleri de unutacaklar. Bütün derdimiz unutmamak. Onun için çabalıyoruz, gece gündüz çalışıyoruz. Belki de hastane de 4 gündür yoğun bakımda yatan babasını bile unutuyoruz. Dünyanın renkli yaşantısı içinde kaybolup gidiyoruz.  Babamın 3-4 kere gelip, “bırak oğlum bu işleri, gel yanımda dur. Senin harçlığını veririm” dediğini düşünüyorum. Bırak neyi bırak. İşi bırak, hangi işi. Bir yerde çalışmıyordum ki, bize öğretilen “ülkenin milli değerlerini sahip çıkılması” fikrini nasıl bir kalemde siler atabilirdim ki. Dışarıdan bakıldığında basit bir iş gibi görünen gazetecilik, babamın düşündüğü gibi sadece bir iş miydi ki. Bence değilmiş, bunu ancak bizim gibi düşünenler anlayabilir.

Marmaris'e bakıyorum, herkes bir amacın peşine düşmüş. Hiç kimselerin yitirdiklerin giderken ne götürdüğünü anımsadığı bile yok. Kimi inşaat yaparken, bir metre nasıl büyük yaparım, kimisi işlettiğini mekanın önüne bir masa daha nasıl atarımın derdinde. Yani herkes kendi menfaatinde, ülkenin veya karşısında ki, komşunun hakkını düşünen kalmadığı bir toplumla iç içe yaşamak zorundayız.

Belki yaşamımızda kaybettiğimiz değerleri yerine geri koyamıyoruz. Ama belki yaşayan değerlerimizin gönüllerini alabiliriz. İşte o yüzden yollara düşeceğim. Bir süre yine buradan ayrı kalacağım. İnsanoğlunun ne zaman nerede yiteceğini hiç belli değildir. Bir gün bizlerde bir yerlerde yitirsek, hakkınızı helal ediniz….     

(Allah'a Emanet Olunuz!)

Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141