• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Muğla 13 °C
  • İzmir 16 °C
  • Aydın 16 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 10 °C

“HERKESİ SEVDİĞİNE VERSİN YARADAN”

Zeki SARIHAN

 

 

 

 

Dünyanın en günahkâr devleti hangisidir diye sorsalar, bütün mazlum milletler yüz yıl öncesine kadar İngiltere’yi gösterirdi. 1930’larda onun yerini Hitler Almanya’sı aldı. 1945’ten sonra ABD emperyalizmi dünyanın başına Alikıran baş kesen kesildi. Şimdi kendini terfi ettirerek onun yanında ikinci baş düşman olmaya karar veren bir ülke var. Putin Rusya’sı. Amerika ve Rusya hâkimiyetlerini genişletmek için kuvvete başvurmakta kendilerini özgür sayıyorlar. Hiçbir hak ve hukuk kuralı onları bağlamıyor. ABD, bu konuda emperyalistin ileri gideniydi. Ukrayna’yı işgale yeltenen Putin’in Rusya’sı eski Sovyet Cumhuriyetlerinden oluşan yeni Rus Çarlığını diriltmek için ön almaya kalktı. Bu hareketiyle Batı ülkelerinin ABD şemsiyesi altında toplanmasına sebep olarak kendi ayağına kurşun da sıkmış oldu. Dünyanın büyük bir bölümünün nefretini üzerine çekti. Hele o nükleer silahları kullanma tehdidi nasıl bir çılgınlıktır öyle!

Putin, saldırının nedeni olarak bir komşusu hakkında tarihsel hak iddia ediyor. “Ukrayna Rus’tur ve Rusya’nındır” diyor. Buna karar verecek olan Putin değil, Ukrayna halkıdır. Ukrayna, “Biz Rus’uz ve Ukrayna Rusya’nın bir parçası” diyorlarsa yapacakları bir oylamaya bunu kararlaştırarak Rusya’ya katılırlar. Benzer bir gerekçeyi irili ufaklı birçok devlet ileri sürebilir ve dünya düzeni karman çorman olur. En iyisi herkesin bulunduğu yerde oturmasıdır.

Cüssede büyük, insanlıkta küçük devletler, milletleri kendi başlarına bırakmıyorlar. Pek çok millet, tarih boyunca zorlu savaşlar vererek kendi millî sınırlarını saptadı, bayrağını belirledi ve egemenliğini ilan etti. Fakat Atatürk’ün 1933’te belirttiği gibi dünyada bağımsızlığına kavuşacak daha çok millet vardı. O tarihten beri bunların bir kısmı da egemenliğine kavuştuysa da hâlâ vesayet altında bulunan milletler bulunuyor. Tarih, onların da bağımsızlığına kavuşacakları güne doğru ilerliyor. On yıllarca süren kan ve gözyaşı sonunda iş olacağına varır.

KARARLARI AĞALAR VERİYOR

Karacaoğlan’ın bir şiirinde “Herkesi sevdiğine versin yaratan” dizesindeki dilek, milletler için de geçerli değil midir? Dünyanın başına ağa kesilenler, köy ağaları gibi kimin kiminle evlenebileceğine karar vermeye kalkışıyor. Yuva kurma çağına gelmiş olan sevdiğine kavuşamayan gençler gibi milletlerin bir kısmı da sevdiğine kavuşamadığı için mutsuz. Bu sevgili, bağımsızlık olabilir, özerklik olabilir, başka milletlerle birlik kurmak olabilir. Bunlara ulaşamayışın verdiği mutsuzluk yüzyıllar boyu sürebiliyor. İsyanlar, çatışmalar nedeniyle dünyada silah seslerinin kesilmediği bir gün yok!

Rusya Ukraynalıları kazanmak istiyorsa yapacağı şey, onu kendine çekecek bir refah ve demokrasi toplumu olmaya çalışmaktır. Sen Rus milliyetçiliği uygulamaya çalışıyorsan Ukrayna’da bir Ukrayna milliyetçiliğinin yer bulması doğal değil mi? Ukrayna’ya vereceğin bir refah yoksa neden seninle birleşsin? Zaten Ukrayna’daki rejim de Rusya’dakinin küçük bir örneği.

Ukrayna yönetimi, iktisadi olarak Avrupa Birliği ile birleşmek ve güvenliğini de NATO’da bağlamak istiyor. Biz Türkiye devrimcileri ülkemiz için buna taraftar değiliz ve Ukrayna için de bunun mutluluk getirmeyeceğini düşünüyoruz. Türk burjuvazisi ise Avrupa Birliği yanlısı ve NATO’cu. Türkiye para babalarının Dünya kapitalizmi ile birleşme iradesini ortaya koyalı çok oldu. Onu bundan vazgeçirecek olan Türkiye halkıdır. Ukrayna halkı Batı ile bütünleşmek ve NATO’nun şemsiyesi altına girmek istiyorsa kim ne diyebilir? Hele böyle bir nedenden ötürü başka bir ülkenin ne Türkiye’yi, ne Ukrayna’yı istila ve işgal etmeye hakkı var mıdır?

EFENDİSİZ YAPAMAYANLAR

Kendi ülkesi için reddedeceği bir gerekçeyi ve uygulamayı başka bir ülke için uygun görmek tam bir ilkesizliktir. Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başladığından beri Türk siyaseti ve basını en azından ihtiyatlı bir dil kullanmayı tercih ediyor. Fakat bir parti ve onun gazete ve televizyonu var ki, işgale Putin’den daha hararetle taraftar. Günde 24 saat bunun propagandasını yapıyor. Böylece siyasette epeydir kendini ele veren bir Rus işbirlikçiliği de açıkça su yüzüne çıktı. Pazarda en çürük malın bile alıcısı bulunduğu gibi uluslararası piyasada da her malın alıcısı bulunabiliyor. İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’de NAZİ Almanya’sının kazanması için dua edenler vardı. Almanlar yenlince bunların bir kısmı Amerikancılığa terfi ettiler. Bazı insanlar efendisiz yapamıyorlar demek ki!

Rus-Ukrayna savaşında takınılacak tutum şudur: Rusya askerlerini Ukrayna’dan derhal çekmelidir ve öldürdüğü insanlar, yakıp yıktığı servetler için Ukrayna’ya tazminat ödemelidir. Dombask, Kırım gibi bölgelerin hangi ülkeye ait olduğu sorunu referandumlarla çözülmelidir. Ukrayna’ya da şu tavsiyede bulunmaktan geri durulmamalıdır: Dâhil olmak istediği NATO, ABD’nin (Batı emperyalizminin) hâkimiyet aracıdır. ABD’nin NATO yoluyla Rusya kıyılarına ulaşması ve onu tehdit etmesi, Ukrayna’nın güvenliği için bir tehdittir. Ukrayna tarafsızlık politikasına sarılmalıdır.

Başka ülkelerin bağımsızlığını savunmayanların kendi ülkelerinin bağımsızlığını savunmaları mümkün değildir. (Independent Türkçe, 2 Mart 2022)

Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141