İnsanın bir başkası için her şeyden vaz geçmesi, kul köle olması bütün hayatını ona adaması ne kadar doğru bilmiyorum. Eğer buna deli gibi sevmek veya körkütük aşık olmak deniyorsa zor yani. Allah kolaylık versin. Biz fakirdik, böyle alengirli isimler bilmediğimizden Anadolu'da kara sevda derdik bu tip olaylara.
Alan memnun satan memnun deyip geçmek, bunu bu kadar basitleştirmek doğru mu onu bilmiyorum.
Bağdat valisi Leyla ile Mecnun hikayeleri dinlemekten bıkmış usanmıs. Askerlerine emretmiş ikisini de bulup huzuruna çıkarmışlar. Vali Leyla' ya bakmış bakmış, kara kuru, patlak gözlü, koca burunlu çirkin bir kadın. Hayretler içinde Mecnun'a dönmüş "Lan Mecnun hay babanın canına sı..yım, lan sen bu kadın için mi akĺını yitirdin, kafayı yedin, çöllerde fink atıyorsun, kafanı, taştan taşa vuruyorsun a dürzü? diye sormuş. (Özür dilerim kitapta böyle yazıyor, ben kitabın yalancısıyım) Mecnun "Prefrontal korteks fonksiyonlarım aksadı, dolayısıyla amigdalamın calışma ritmi bozuldu" diyememiş tabii. Sadece "Sen Leyla'yı bir de benim gözümle gör vali hazretleri" demiş. Hikayenin sonunu bilmiyorum sayfalar burada kopmuş veya kopartılmış. Belki vali bey "Hay senin gözüne.." falan gibi bir şeyler söylemiş olabilir. Dedim ya hikayenin sonunu bilmiyorum. O günlerde gözlük icad edilmiş miydi. Onu da bilmiyorum. İnsan yaşlandıkca ne çok seyi bilmiyor hayret ediyorum...