Mısır’da darbe ile iş başına geçen ve yaptığı askeri darbeyle kendisini o makama getiren insanın idam edilmesini isteyen Sisi Firavunu, şimdi de uydurma mahkemesinden 529 İhvan-ı Müslimin’nin idam edilmesinin kararını çıkarttırmıştır.
Zor kullanarak eline geçirdiği iktidarı, kendi kör nefislerinin tatmininde kullanan bütün diktatörler, ülkelerini bir yangın yerine çevirmekte, ağlayan, sızlayan, merhamet dilenen insanların gözyaşına bakmamaktadırlar. İnsan haklarıymış, hukukmuş bu evrensel kelimeler onlar için hiçbir mana ifade etmemektedir.
Tarihe göz attığımız zaman bu tip Derebeyleri, Neronları, diktatörleri, Firavunları bol bol görmek mümkündür. Bir şartla ki bu zalimlerin yaşadıkları devirler, sonradan gelen nesiller için bir lanet devri olarak şerle yâd edilmektedir.
Pek tabiidir ki bir adı da “Hak” olan Rabbimiz, bu zalimleri ve kâfirleri “yüzün koyu cehenneme atacağını bildirmekte, onların orada ebediyen (sonsuzu kadar) kalacağını” ifade etmektedir.
Son devrin İslam âlimlerinden Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bu ve benzeri zalimler için; “kâfirler için yaşasın Cehennem” diyerek, bu bahse son noktayı koymuştur. Biz de aynı şeyi söylüyor ve “Firavunlar için de yaşasın cehennem” diyoruz.
Mısır Cumhur Başkanı Mursi, Peygamberimizi ziyaretinde…
DEMOKRASİ HAVARİLERİ NEREDE
Batılıların ve bizde ki Batıcıların pek önem verdikleri(!) Demokrasi ile ve yüzde 52 oy alarak seçilen Devlet Başkanı Mursi, daha bir yılını bile doldurmadan General olan ve Genel Kurmay Başkanlığını yürüten Sisi tarafından darbe ile düşülerek hapsedildi.
Uydurma hâkimler, uydurma mahkemeler ve uydurma gerekçeler bir birine eklendi ve şimdi Mursi idam edilme noktasına gelmiş bulunmaktadır. Mursi ile birlikte 529 İhvan-ı Müslim’in yöneticisini de aynı şekilde idam edilmek istenmektedirler.
Biz, Avrupa ülkelerinden, AB ve ABD’den Mısır’da ki bu zulme karşı durmalarını beklemiyoruz. Onlar 80 senedir yaptıkları icraatlarda Müslümanlara karşı yapılan zulümlere hep bigâne kalmışlar, hatta ellerine geçirdikleri fırsatlara bizzat kendileri de zulmetmişlerdir.
Ancak Müslüman ülkelerin yöneticileri ve özellikle de Türkiye hükümet yetkilileri… Bunlar nerededirler?
30. Mart seçimlerinde yaptığı her açık hava toplantında eline alarak “Haşhaşiler” diye yüklendiği insanlar kadar önemi yok mudur bu insanların ki bizim hükümetimiz ve ağzını açıp tek beyanat vermez, bu konuda bir tek aksiyon göstermezler.
Nerede bu konuda yetkililerin olayı kınayan beyanatları, nerede BM’leri devreye sokma çalışmaları, nerede Müslüman ülkelere ziyaretler yaparak onların da bu meş’um olaya karşı çıkmalarını sağlama çalışmaları.
Aziz, Milletimize sesleniyoruz… Mısır’da ki masum kardeşlerinizi unutmayınız. Bütün dualarınızda onları zikrediniz. Allah’tan o kardeşleriniz için Dünya ve ahret saadeti isteyiniz. 529 kardeşimizin haksız idamlarına karşı nerede bir tepki olursa bu tepkilere siz de katılınız. “Büyük fırtınalara yön veren gücün küçük kelebeklerin kanat çırpışları olduğunu…” unutmayınız. Bu azgın Sisi Firavunun da sonunun, o Musa (a.s) ve kavmine zulmeden o eski Firavunlar gibi olmasını Yüce Allah’dan isteyiniz.
Dünyanın neresinde olursa olsun, “Mutlu insan, Sağlam aile ve Güçlü toplum…” hedeflerine ulaşmak için çalışan HAY-DER Hayırda Yarışanlar Derneğimiz, Mısır’da yaşanan bu “Hukuk katliamını” bütün kalbiyle kınar, en kısa zamanda masumların “Dünya ve ahret saadetine kavuşmalarını…” Züntigam (zalimlerden intikam alıcı) rabbimizden dileriz.
“Mısırlı kardeşlerimiz ve bütün dünya bilsinler ki onlar yalnız değildirler. İbrahim’in ateşini söndürmeye giden karınca gibi HAY-DER her zaman onların yanında ve yardımında olacaktır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.