13 EYLÜL SAKARYA'DA GÜNEŞİN DOĞDUĞU GÜN
13 Eylül 2019 Cuma 09:50
98 yıl önce, 13 Eylül 1921 Salı günü Türkiye tarihinde bir dönüm noktası yaşandı. 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgalle başlayan ve bütün Batı Anadolu’nun işgaliyle sonuçlanan Yunan saldırısı 2 yıl 4 aylık Türkiye için kahredici bir sürenin sonunda Sakarya’da kırıldı.
O gün cephe ve cephe gerisinde olanları, Türk ve Yunan kaynaklarından derleyerek aşağıda özetliyorum.
Yunanlıların Ankara’yı ele geçirerek Türk direnişini kırmak amacıyla 23 Ağustos 1921’de 100 km. uzunluğunda bir cephede başlattıkları ve 22 gün 22 gece aralıksız süren savaş, Türk cephesinin zaferiyle sonuçlandı.
Birkaç gündür ateş ve moral üstünlüğünü ele geçiren Türk kuvvetleri gün ışığınca, saldırılarına başladıklarında karşılarındaki Yunan artçı mevzilerini de boş buldular. Türk ordusu her koldan ilerledi. Yunanlıların nehrin batısına çekilmeleriyle bütün Sakarya doğusu Türklerin eline geçti. 22 gündür adım adım savunularak terk edilmiş dereler, tepeler kurtarıldı. Yunanlılar çekilirken Sakarya üzerindeki bütün köprüleri tahrip ettiler. Türk atlıları, Yunan cephe gerisinde bulunan Sivrihisar’a bir baskın yaparak 400 tutsak Türk erini kurtardı. İki Yunanlı doktor, Yunan hastaları ve erleri tutsak alındı. Yunanlılar, 17 Eylüle kadar 5 gün daha Sakarya batısındaki mevzilerinde kalarak daha sonra eski mevzileri olan Kütahya-Afyon-Eskişehir hattına çekileceklerdir.
Batı Cephesi Komutanlığı, düşmanın nehrin batısına atıldığını Başkomutanlığa bildirdi. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 23 Ağustos’ta başlayan savaşın üç gündür yapılan Türk saldırısıyla öğleden önce kazanıldığını Meclis’e, valiliklere, Müdafaai Hukuk Cemiyetlerine, diğer cephe komutanlıklarına bildirdi ve düşmanı etkili bir takip için emir verdi.
Yunan Ordusu Başkumandanı Papulas, resmî tebliğinde Türklerin yenilgiye uğradığını ileri sürdü! Bir Yunan kaynağına göre (Vitieridu) Yunan askerleri Sakarya’yı şarkı söyleyerek geçmiş…
SAVAŞ ALANININ MANZARASI
Fethi Bey’in (Okyar) günlüğünden: "Bu sabah pek mesudum. Şimdi esir bir Yunan neferiyle görüştüm. 150 mevcutlu bölüğü 40’a inmiş. Bir haftadan beri ekmek yememişler. Maneviyatı pek düşkün. Müthiş perişan bir hali var. Bu derece parlak bir zafer, her türlü ümitlere yol açmıştır. İnşallah milletimiz artık felah bulur."
Kâzım Özalp anlatıyor: "Sabah düşmanın bir kısmı, perişan bir halde Sakarya’nın batısına geçmiş. Geçemeyenler, Sakarya’da boğulmuş. Ölüleri, yaralıları ve hastaları, savaş meydanında ve gerilerinde dökülmüş bulunuyordu. Savaş meydanında ölü ve yaralılardan başka toplar, kundakları kırılmış veya sağlam tüfekler, boş veya dolu cephane sandıkları, benzin varilleri, gaz tenekeleri, su kovaları, testiler, gazeteler, atılmış mektuplar, konserve kutuları, elbise, çorap ve ayakkabılar… bırakılmıştı. Kuytu yerlerde ve sel yarıntıları arasında küme olan düşman askerlerinin aralarından yükselen ince siyah dumanlar, yakılan çalı ve ot demetlerini gösteriyordu. Bazı askerlerin yerlere saldırdıkları görülüyordu. Bunlar şüphesiz ki toprak üstünde gördükleri ekmek ve peksimet parçalarını kapışıyorlardı."
Çekilen Yunanlıların bıraktığı üç Türk yaralısına rastlandı. Yunanlı bir doktor, yaralarını sarmış, yanlarına da ekmek ve su bırakmış.
30 BİN KAYBA KARŞI SAKARYA GÜNEŞİ
Sakarya Savaşında Türk ve Yunan kayıpları hakkında farklı rakamlar verilmektedir. Genelkurmay’ın Türk İstiklal Harbi kitabına göre Türk ve Yunan kayıpları:
Ölü: 3.713-3.958 Yaralı: 18.480-18.955 Esir ve kayıp: 805-14.450 Toplam: 23.000-37.363
Kâzım Özalp: “Savaşa 2.500 subay, 45.000 piyade tüfeği, 175 topla girmiştik. 1.000’e yakın subay, 30.000’e yakın asker şehit ve yaralı kaybımız oldu.” Alptekin Müderrisoğlu, 4 subay 5.635 kaçak er, 27 subay 8.062 erin belirsiz olduğunu da not etmektedir (Sakarya C. II: 346)
Sakarya Savaşı, Yunanlılara da pahalıya patlamıştır.
Bakanlar Kurulu, Mustafa Kemal Paşa’ya bir kutlama yazısı gönderdi: “Türk milleti bugün tek bir insan gibi seni düşünüyor. Anafartalar kahramanının genç başı üstünde ebediyen sönmeyecek olan bir Sakarya güneşi parladı.” Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’ya gönderilen kutlama yazısında da “Bütün bir zulüm dünyası ve hıyanete karşı bu kadar mahrumiyet ortasında ordumuzun kazandığı yeni ve mutantan(görkemli) muvaffakiyeti, mesut ve müftehir (övünerek) tebrik ederken, son kurtuluş zaferinin de silahlarımıza vaat edilmiş olduğuna dair taşıdığımız sarsılmaz imanı tekrar ediyoruz.”
ZAFERİ KAZANAN KÖYLÜLERDİR
Millî Müdafaa Vekili Refet Paşa Meclis’te “Sakarya zaferi, köylüler ve köylü kadınlarının eseridir” dedi. Meclis, Mustafa Kemal Paşa’nın önerisi olan BMM Takdirname ve Taltif Kanunu’nu görüşerek kabul etti. Konya Mebusu Vehbi Efendi, “Savaşı kazanan köylülerdir, onlar taltif edilmeli” dedi.
Batı Cephesi birlikleri yeniden düzenlendi. Tümenlerden beş kolordu teşkil edildi. İzzettin (Çalışlar) Birinci, Selahattin Adil (Adil) İkinci, Kazım (Özalp) Üçüncü, Kemalettin Sami Bey Dördüncü, Fahrettin (Altay) Beşinci Kolordu Komutanlıklarına getirildi. Yeni kurulan Kocaeli Grup Komutanlığına Albay Halit (Karsıalan) getirildi. Fahrettin ve Kâzım Beyler albaylıktan generalliğe terfi etti. Başkomutanlık karargâhı Alagöz köyünden Polatlı’ya taşındı.
HALK SEVİNCE BOĞULDU
Haftalardır savaşı kaygı ile izleyen halk, zaferin kesinleşmesi üzerine şenlik yapmaya başladı. Ankara’da askerler ve halk yürüyüş yaptı. Meclis, Millî Müdafaa Vekâleti, Hâkimiyeti Milliye ve Öğüt gazeteleri ziyaret edilerek bunların önünde heyecanlı konuşmalar yapıldı. Hastanedeki yaralılar ziyaret edildi, gece fener alayları düzenlendi. Kastamonu, Zonguldak, Gölpazarı, Karaköse (Ağrı), Sinop, Adapazarı’nda da heyecanlı toplantılar, top atışları ve fener alayları düzenlendi. Kayseri’de büyük sevinç gösterileri ve fener alayları yapıldı. Trabzon’da da halk resmigeçit ve gece fener alayları yaptı.
İstanbul’da Müttefik Orduları Başkomutanlığı, İngiliz Savaş Bakanlığı’na gönderdiği raporda Sakarya Savaşı’nın 10 Eylül’e kadarki durumunu bildirerek Yunanlıların 18.000, Türklerin ise 12.000 kayıp verdiğini, Yunan ordusuna yeni cephane ve takviye gönderildiğini, Yunan ordusunun saldırıdan vazgeçerek Ankara’yı ele geçirmeye kalkışmayacağını, Eskişehir-Kütahya-Afyon hattına çekilmeyi düşündüğünü yazdı.
BOLŞEVİK OLDUNUZ!
Meclis’in gizli oturumunda Kafkas hükümetleriyle yapılacak anlaşma tartışıldı. Bazı mebuslar, Rusya’nın şiddetle aleyhinde bulundular. Hükümet üyeleri ise Rusya ile dostluğu savundu. İkinci Gruba mensup Erzurum Mebusu Durak Bey, Maliye Bakanı Ferit Bey’e “Bolşevik oldunuz” diye bağırdı. Gizli oturumda Millî Yükümlülük vergisi toplayan askerlerin halka daha iyi davranması da istendi.
Ankara’nın isteğine uyarak Rusya’nın Türkiye’ye girmesine izin vermediği Enver Paşa, Sakarya Savaşı’nın Ankara’nın zaferiyle sonuçlandığını öğrenince Bakü’den ayrılarak Türkistan’a gitti.