Gündem Gazetesi

17 Ağustos 1999 03:02

Yazarımız Çiğdem Tan'ın sorularını yanıtlayan AKUT Marmaris Ekip Lideri Tolga Gözüm, deprem felaketine hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha vurguladı.

17 Ağustos 2014 Pazar 15:53

17 Ağustos 1999 03:02

Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan büyük Marmara depremi, son 100 yılın en büyük afetlerinden birisi olarak tarih yapraklarına düşerken; richter, artçı, öncü, arama kurtarma gibi pek çok kavramı da beraberinde getirdi. Resmi kaynaklara göre 17.480 kişinin hayatını kaybettiği, 23.781 kişinin yaralandığı ve 600.000 kişinin evsiz kaldığı afetin ardından Devlet ve vatandaşlar olarak deprem olgusuna, arama kurtarma konusuna farklı açılardan bakmaya başladık. Yavaşta olsa toplumumuzda “Güvenli Yaşam Kültürü” adını verdiğimiz bir kavram giderek yer bulmaya başladı.

Büyük depremin 15. yılında, hayatını kaybedenleri, insanları hayata döndürenleri saygıyla anarken, ülkemizin gerçeği olan deprem ve arama-kurtarma konusunu AKUT Marmaris Ekip Lideri Tolga Gözüm ile konuşalım istedik…

t1.jpg

-17 Ağustos 1999 17 Ağustos 2014… Ne değişti? Hazırlıksız yakalandığımız büyük şokun ardından güvenli yaşam kültürünü artırabildik mi? Bu sorumluluk ilk olarak kime aittir?  

Güvenli yaşam kültürüne toplum olarak çok uzak olduğumuzu düşünmekteyim ne yazık ki. Bunu oluşturabilmenin en önemli adımı okullarda başlar diye düşünüyorum. Bu tür konuları içeren derslerin müfredata mutlaka eklenmesi gerekli…

Güvenli yaşam kültürü de, afetlerle mücadele de asıl olarak devletlerin sorumluluk alanlarıdır. Devlet ve vatandaş arasında, yine STK’lar ile vatandaş arasında sıkı bir iletişim olmalı ve Devlet halkı sürekli olarak eğitmeli, ikaz etmeli ve denetlemelidir. Konunun öncelikli sorumluları; arama kurtarma denilince AFAD, bağlı olduğu kurum itibariyle de Başbakanlıktır.

-Marmaris’te bir deprem olduğunda ekibinizin gücü nedir? Ekip olarak kriz anında hangi kuruma bağlı olarak çalışıyorsunuz?

Ekibimizde 60 gönüllümüz olup çekirdek kadroyu 30 kişi şeklinde düşünebilirsiniz. Bu 30 kişinin tamamı operasyonel yetkinliğe sahiptir. AKUT Marmaris olarak şu an için en önemli eksiğimiz enkaz dinleme cihazı. Bu cihaz, bir deprem veya afette, enkaz veya yerin altındaki en hassas sesleri algılayabilip arama kurtarma ekiplerinin kazazedeye daha kısa zamanda ulaşmasına imkân vermektedir. Ortalama 25.000 TL civarında bir fiyatı var.

Biz de AKUT Marmaris olarak, afet durumlarında bütün kurumlar gibi kriz masasına bağlı olarak çalışırız.

t4-001.jpg

-Kriz Masasını kimler kurar?

Kriz masaları Valilik/Kaymakamlık tarafından oluşturulur. Bu merkez de Marmaris için Kaymakamlık binasıdır fakat daha güvenli ve lokasyonu daha uygun olan belediye su arıtma tesisleri bölgesi de o an düşünülebilir. Bu kriz merkezi bütün çalışmaların yönetildiği merkez olacaktır. Yani gelen bütün yardımlar, kurtarma ekipleri, çalışmalar bu merkezden yönetilecektir.

-O zaman kriz masasını oluşturan unsurların birbiriyle koordinasyonu çok önemlidir diyebilir miyiz?

Evet elbette. Sonuçta Jandarma, Polis, İtfaiye, Hastaneler, UMKE, Kızılay, Kurtarma ekipleri, STK’lar, aklınıza gelebilecek bütün kurumlar afet durumlarında birlikte çalışmak zorunda ve bunların hepsinin koordineli bir şekilde yönetilmesi için evvelinde de çeşitli ön çalışmaların yapılması önemli.

-Sizin diğer kurumlarla/STK’larla bu konudaki çalışmalarınız ne düzeyde?

Gerek Belediye, gerekse Kaymakamlık kurumları ile yıllarca bu organizasyonlar üzerinde çalışmalar yaptık. Uzun süredir Marmaris’te bir ekip olmasının da sayesinde birçok olayda devletin bütün kurumları ve hatta birçok STK ile ortak çalışmalarda, kurtarmalarda bulunduk. Dolayısıyla birbirini çok iyi tanıyan kurumlar haline geldik. Ve elbette bu çok avantajlı bir durum...

-Marmaris’e inen tek bir yol var ve olası bir depremde bu yolun çökmesi durumunda nasıl ulaşım sağlanacak?

Marmaris’e Aksaz Deniz Üst Komutanlığı tarafından gelen alternatif bir yol daha bulunmaktadır ve Komutanlık bu yolun kullanılabilirliğinin sürekliliği için gerekli bütün çalışmaları yapmaktadır. Bunun dışında deniz ulaşımı ve hava ulaşımı da önemli yer tutacaktır.

-Haberleşme, iletişim?

Askeriye bu konuda bütün imkânlara sahip... Bunun yanı sıra Marmaris’te çok sayıda amatör telsizci bulunmakta. Kendi kodlarını kullanarak röle vasıtasıyla Türkiye'nin her yeri ile iletişim sağlayabilirler. Kendileri ile daha önce yaptığımız ön hazırlıklar sayesinde, afet anında koordine olmak zor olmayacaktır. Ayrıca AKUT olarak kendimize ait bir röle (Telsiz terminallerinin birbirleri ile uzak mesafelerden bağlantı kurabilmesini sağlayan sabit giriş ve çıkış frekansları bulunan cihazlardır.) kurabilmek için çalışmalarımız da devam ediyor.

-İlçe merkezli bir afet olursa, gelen kurtarma ekipleri nasıl organize edilecek, nerelerde konaklayacaklar?

Uluslararası standartlara göre bir arama kurtarma ekibi kendi iaşe'sini (yeme-içme ve konaklama) sağlayabilir olmalıdır. Deprem konusunda da artık tecrübeli bir ülke sayılabileceğimizden, bu konuda eksiği olan pek fazla ekip bulunduğunu düşünmüyorum.

Gelecek olan ekipler belediyenin su arıtma tesislerinin olduğu bölgede ve Günnücek orman parkında konuşlandırılabilir. Bildiğiniz gibi AKUT'un Marmaris’teki merkezi su arıtma tesisleri bölgesinde. Bizimde o bölgede kurtarma ekiplerinin ve işinin yönetileceği bir kriz merkezi oluşturma konusunda çalışmalarımız var. Belediye Başkanımızın da onay verdiği bir proje üzerinde çalışmaktayız.

-Bir kişi afet anında kurtarma çalışmalarına yardım etmek isterse ne yapmalı?

Bir deprem durumunda en çok ihtiyacımız olacak şey güvenilir bilgi olacaktır, güvenli hasar bilgisi. Vatandaşlardan öncelikle isteyebileceğimiz şey, kendi mahallelerindeki hasar durum bilgisini kriz merkezine ulaştırmalarıdır. Daha sonra da yapılabilecek en verimli çalışma kurtarma ekiplerinin oraya sevk edilmesine yardımcı olmaktır.

Biz çok uzun süre Marmaris genelinde bir kitapçık harita oluşturmaya çalıştık. Önceden belirlenecek, özellikle motorize olabilen ki Marmaris motosiklet cennetidir; hasar tespit ekipleri oluşturmaktı amacımız. Böylelikle Marmaris geneli hasar tespit raporunu çok kısa bir sürede çıkartabilmeyi hedefliyorduk ama bazı aksilikler yüzünden bu proje şu an için durduruldu.

-Marmaris’teki hastanelerimiz ne durumdadır, sizce büyük bir afette yeterli hizmeti verebilirler mi?

Hastanelerimizin de acil eylem planları hazır ancak yapıları ve imkânları sebebiyle ne kadar verimli olabilecekleri konusunda pek bir yorum yapamayacağım.

Özellikle devlet hastanesinde yaptığımız bazı tatbikatlar oldu. Deprem durumunda sahra hastanesi kurulması, hastanenin tahliye edilmesi gibi çalışmaları da içeren tatbikatlar düzenledik.

-Her ev için geçerli “güvenli nokta” diye bir yer/alan var mıdır?

Elbette vardır, gerekirse de oluşturulmalıdır. Hayat üçgeni denen oluşumun her yaşam alanında olabileceği unutulmamalıdır. Bu alanlar ile ilgili ve acil eylem planı (aile içi) belirli aralıklarla hatırlatma toplantıları düzenlenmelidir diye düşünüyorum.

-Aile acil eylem planı nasıl olmalıdır?

En basit şekilde düşünecek olursak, öncelikle ev içi bir plan yapılmalıdır. Deprem esnasında değişik yaşam alanlarındaki güvenli bölgelerin nereler olduğuna karar verilmeli ve mümkünse tatbikat yapılmalıdır. Gerekli evrakların kopyaları, daimi kullanılan ilaçlar, idame malzemeleri vs. gibi malzemeleri varsa araçlarında bulundurabilirlerse çok faydalı olacaktır.

Tüm aile fertlerinin evden çıkmadan gerekli önlemleri nasıl alacakları belirlenmeli, tesisatların kapatılması, şalterlerin indirilmesi, tüpün kapatılması vs. konularında görev dağılımı yapılmalı. Bunun dışında buluşma noktası belirlemekte çok önemlidir. İletişimin kesileceğini varsayarak ayrı yerlerde olan aile fertlerinin bir buluşma noktası belirlemeleri gerekmektedir.

-Camdan atlamak deprem esnasında her zaman ve her koşulda asla yapmamamız gereken bir şey mi?

Camdan atlamak kesinlikle yapmamamız gereken bir davranış. Şayet güvenli bir biçimde ailemizi ve kendimizi güvenli noktalara tahliye edemiyorsak, evin içindeki en güvenli noktalara sığınıp beklemeliyiz.

-Eşyaları sabitlemek ne kadar etkili bir yöntem?

Eşyaları sabitlemek öncelikle can güvenliği için, daha sonra da hayatı idame ve de maddi kayıpları engelleme açısından gerekli bir davranıştır. Yıkılmayan bir evde, deprem dolayısıyla çıkan bir yangından kaçarken, kapının arkasındaki bir dolabın devrilmesi sebebiyle kapıyı açamadığınızı ve çıkamadığınızı, yine yıkılmayan bir evde yatağın yanındaki dolabın uyurken üzerinize devrildiğini düşünün. Oysa ki; sabitleme bu riskleri ortadan kaldırabilecek ve sizi hayata bağlayabilecek en basit yöntemlerden biridir.

-Deprem anında elektrikli aletleri yahut ateş kaynaklarını söndürmek gerekir mi?

Kesinlikle bütün tesisat anahtarlarının kapatılması en mantıklı harekettir

-Deprem riski taşıyan bir binada yıkılma ilk olarak nereden başlar?

Deprem riski taşıyan bir binada yıkılma öncelikle merdivenlerden, balkonlardan ve sonra da kolonlardan başlar.

-Depreme Sokakta yakalanırsak nasıl hareket etmeliyiz?

Depreme sokakta yakalanırsak binaların ve elektrik tellerinin altından, su kanallarının bulunduğu yerlerden uzak durmalıyız. Eğer böyle bir alan içerisindeysek hemen bu alandan açık alanlara uzaklaşmalıyız.

-Acil durum çantasında neler bulunmalı?

Acil durum çantasında olmazsa olmazlar; el feneri, ambalajlı gıda maddeleri, terlik, eldiven, mevsimine göre kıyafet, radyo, bol miktarda pil, ilk yardım malzemeleri, varsa kullanılan ilaçlar vb. yer almalıdır.

-Deprem bitip evimize geri girdiğimizde neler yapmalıyız?

Deprem bittiği zaman, uzmanların binanıza girin komutu olmadan binaya girilmemesi gerekir. Ola ki mecbur kalıp girildiği takdirde de zorunlu ihtiyaç malzemelerini hemen alıp artçı depremler bitinceye kadar tekrar dışarıya çıkmak ve gelecek talimatları/bilgileri beklemek gerekir. Hasarlı binaların kontrolü yapılmadan ve mevcut risk durumu belirlenmeden aynı evde yaşamaya devam etmek kesinlikle yanlıştır. 

-Enkaz altındaysak nasıl hareket etmeliyiz?

Enkaz altındayken, mümkün olduğu kadar, hareket kabiliyetimiz olsa bile fazla hareket etmememiz gerekir. Çünkü arama kurtarma ekiplerinin bize ne zaman ulaşabileceği belli olmaz. Dolayısıyla vücudumuzdaki kırıkların veya iç kanamanın ya da su kaybının fazla olmaması adına bu davranış önemlidir. Düdük varsa yaşam belirtisi göstermemiz için hayli etkili bir yöntem. Yoksa el kol veya bacaklarımızı bir yere vurup ses çıkartmamız bağırmaktan daha az enerji harcamamızı sağlar.

AKUT Marmaris Ekip Lideri Tolga GÖZÜM’e Teşekkürler…

(Söyleşi: Çiğdem TAN-Fotoğraf: Bülent SELÇUK)

Facebook'la Yorumla

BENZER HABERLER