“AB, herkese refah getirmedi”
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Kaynak, Brexit’in Türkiye’ye olası etkilerini yorumladı:
04 Ocak 2021 Pazartesi 13:17
Avrupa Birliği’ne girişi gibi çıkışı da olay olan Birleşik Krallık’ın yılan hikayesine dönen ayrılık süreci Brexit, nihayet sona eriyor. İngiltere’de 2016 yılında yapılan AB’den ayrılma referandumunda “evet” oylarının kazanması, tüm dünyada bir şok etkisi yaratmıştı. Üyeliğe kabul olma girişimleri Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle’den iki kez veto yiyen Büyük Britanya, nihayet 1973’te kapının eşiğinden adımını atabilmişti.
Brexit sürecinin Türkiye’ye olası etkilerini yorumlayan Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğr.Üy. Dr.Bahadır Kaynak, ‘Çok zor kazanılmış üyeliği bile isteyerek bırakan Londra’nın macerasından, Türkiye hangi dersleri çıkarabilir? sorusunu yanıtladı.
“AB Bürokrasisi, talepleri karşılamada yetersiz”
“Öncelikle AB’nin birçok üye ülke ve Avrupalı için arzu edilen refah ve bolluğu getiremediğini söylemek mümkün” diyen Dr. Bahadır Kaynak, Britanya’nın birlik dışına çıkma kararı alan ilk ülke olsa da birçok yerde benzer hoşnutsuzlukların var olduğunu ve giderek güçlendiğini ifade etti. Avrupa Birliği’nin yaşanan sorunların tamamının sorumlusu olmadığı gibi Birlik dışına çıkmanın da bu memnuniyetsizlikleri ortadan kaldırmaya yetmeyeceğini söyleyen Dr. Kaynak, “Bunu da zaman içerisinde yaşayarak göreceğiz. Öte yandan AB’nin bürokratik yapısının toplumsal talepleri karşılamadaki yetersizliğinden de politikacıların ve bürokratların ders çıkarmış olması gerekir. Yıllara yayılan zayıf büyüme, yüksek işsizlik gibi sorunlar bir süre sonra kitlelerde bezginlik duygusu yaratıp radikal alternatiflere yönelmelerine sebep olabiliyor. Brexit bu durumun en vurucu örneği olarak karşımıza çıktı.” şeklinde konuştu.
İngiltere tarafından AB’den çıkış kararı alınmasından sonra, Britanya ile kıta Avrupası arasındaki bağlara en az zarar verecek şekilde bir ayrılık formülünün bulunması kavgasının patlak verdiğini belirten Dr. Bahadır Kaynak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bilhassa Birleşik Krallık’ın AB ile ticaretinin hangi esaslara göre sürdürüleceğine dair bir anlaşmanın yapılması uzun müzakerelere konu oldu. Nihayet yıl sonuna varılmadan bir mutabakata varılması ile bu hikâyenin de sonuna gelinmiş olundu. 2021 yılı itibariyle Birleşik Krallık, ana kıta ile yollarını ayırmış ama yine bir şekilde dümen suyundan çok uzaklaşmadan yoluna devam ediyor olacak. Plansız ve kontrolsüz bir ayrılığın önlenmesi Londra’nın finansal merkez olarak konumunu sürdürmesi için de önemliydi.”
“On yıl önceki kadar cazibesi yok”
Türkiye’nin, İngiltere’nin yarım yüzyıl önce dahil olup daha sonra kendisini dışarı attığı AB’nin kapısında en çok bekleyen ülke olmayı sürdürdüğüne dikkat çeken Dr. Bahadır Kaynak, “Üstelik üyelik perspektifi ne Avrupa başkentlerinde ne de Ankara’da artık ciddiye alınmıyor. Öngörülebilir bir gelecekte Türkiye’nin AB’nin dışında ama tamamen bir kopuştan da kaçınarak yoluna devam edeceği anlaşılıyor. Hal böyleyken Brexit gerçeğinden Ankara’nın çıkaracağı dersler ve önümüzdeki döneme ilişkin planlamasında kullanabileceği materyaller mevcut” ifadelerini kullandı. “Britanya’nın dışarı çıkışı, AB’nin bir on yıl önce göründüğü kadar büyük bir cazibe merkezi olmadığını gösteriyor” diyen Dr. Kaynak, “AB’den içeri adım atmak bütün sorunları çözmüyor ve hatta belki bazı meselelerin çözümünü güçleştiriyor. Öte yandan bu projenin başarılarının da küçümsenmemesi gerekir. Sadece ekonomik anlamda değil, üye ülkelerin demokratik standartları açısından da AB’nin değerlerinin önemi zayıflayarak da olsa sürüyor” dedi.
Ankara için dersler…
Türkiye’nin Brexit’e ilişkin ticaret anlaşmasının hemen ardından Londra ile ayrı bir anlaşma imzalayarak iki ülke arasındaki dış ticaretin hasar görmeden devam etmesini sağlama aldığını belirten Dr. Bahadır Kaynak, “Zira Birleşik Krallık Türkiye’nin en önemli ticaret partnerleri arasında ve Gümrük Birliği’nin yerine geçecek bir ticaret anlaşmasının devreye alınması gerekliydi. Londra ile Brüksel arasında imzalanan anlaşmanın, Türkiye’nin güncellemek istediği Gümrük Birliği açısından da yol gösterici olması mümkün. AB ile tam üyelik dışında nasıl bir ortak zemin bulunabileceğine dair cevaplar arayan Türkiye için Birlik dışındaki Britanya’nın durumu fikir verebilir” yorumunu yaptı.
Ankara’nın uzun yıllar tam üyeliğin hakkı olduğunu ve bu talebinden geri adım atmayacağını ifade ettiğini hatırlatan Dr. Kaynak, “Bu doğru bir pozisyon olmakla beraber, Birleşik Krallık’ın AB ile tesis edeceği alternatif çalışma şekli ilham verici olabilir. Bu bağlamda Ankara bir yandan Brexit’in Londra ile ilişkilerini zedelememesini sağlamaya çalışırken diğer yandan AB ile ilişkilerin derinleştirilmesi için ne tür dersler alınabileceğine bakacaktır. AB de Britanya ile tesis edecekleri bir ilişki biçimini Ankara ile kurmaktan imtina edemeyecektir.” dedi.
Sonuç olarak, Londra’nın kendisi açısından oldukça riskli bir adım atmış olsa da Türkiye’nin bu durumun olumsuz etkilerini bertaraf edecek ve belki orta vadede olumlu gelişmelere kapı açacak fırsatları olacağını söyleyen Dr. Bahadır Kaynak, “Brexit sonrası oluşabilecek fırsatların bu bakımdan değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Böylelikle belki de AB ile tıkanmakta olan ilişkiler için bir çözüm yolu bulunabilir.” şeklinde konuştu.