Cumartesi aksam üzeri Ankara yoluna koyulduk. Çoğu kez olduğunu gibi yine ülke meselesi için bir araya gelmiş bir otobüs insan. Herkesin davası aynıydı. Yüzlerdeki tebessümden belliydi.  

Salonuna Marmaris MHP İlçe Başkanı Gürbüz Gürçoskun, Armutan MHP Belde başkanı Mehmet Altınova, İçmeler MHP Belde Başkanı İbrahim Bolatkıran, Yöneticilerimizden Doğan Demiröz, Kemal Engür ve diğer yönetici arkadaşlarımızla büyük bir heyecanla yerlerimizi almıştık. Bendeniz ise Mehmet Altınova ve İçmeler Posta gazetesinin sahibi Metin Yasan'la basın bölümündeydik,.     

       “Doğudan batıya, kuzeyden güneye; bir olmak, iri olmak ve diri olmak için Ankara'ya koştunuz.”'Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile' diyen Ülkücülerin toyudur bugün. Devlet ve millet bekası için güç birliği yapmanın zamanıdır bugün”. Diyerek konuşmasına başlamadan bizleri selamlayan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli. "Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği" toplantısı Ankara Atatürk Salonunda başlatmıştı.

MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'nin mitinglerine katılmış birisi olarak, şaşkınlığımı izlemeyerek, yakındakilere “muhteşem bir başlangıç” dedim. Evet o muhteşem başlangıç tam 2 saat sürdü. Ve sayın Bahçeli'nin salonuna hakim olması ayrıydı.

MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, “Benimle bu yolda yürümeye var mısınız? Bu uğurda her güçlüğe meydan okumaya hazır mısınız? Gece demeden, gündüz demeden tek başına iktidar hedefimize ulaşmak için var gücünüzle çalışacak mısınız? Her haneye ulaşıp, her kapıyı çalıp, her gönüle girip Üç Hilal'in mesajlarını ulaştıracak mısınız? Yarınlarını ay yıldızlı bayrağımızın altında gören herkesi kucaklayacak mısınız? Hangi etnik kökene, dine, inanca ve dile sahip olursa olsun herkesin sevgisini kazanmak için gayret gösterecek misiniz?İllerimizi, ilçelerimizi, beldelerimizi, köylerimizi adım adım gezecek misiniz? İşçimize, esnafımıza, memurumuza, emeklimize, çiftçimize, köylümüze, ev kadınımıza, iş adamlarımıza, serbest meslek erbabımıza, sanatkârlarımıza, gencimize, işsizimize, dul ve yetimlerimize bizimle daha güzel ve müreffeh günlere ulaşacaklarını anlatacak mısınız?”

“Binlerce dava arkadaşımızın bir hilal uğruna toprağa düşmesini sorarım sizlere gözlerimiz yaşarmadan nasıl anlatalım?” Diyerek başladığı konuşmasında vatan için şehit olan ülkücülerin isimlerini söylerken, gözyaşlarımızı tutamayarak ağladık.  “Sorarım sizlere hangi birimiz; 21 Mart 1970'de, mahsur kalan arkadaşlarına ekmek götürmek isterken alçakların kurşunlarına hedef olan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencisi Süleyman Özmen'i aklından çıkarabilir? Ya da 23 Kasım 1970'de, ciğerlerine hava basılıp üç gün süreyle işkence yapıldıktan sonra pencereden atılarak şehit edilen Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi Zileli Dursun Önkuzu'yu unutabilir? Unutacak mıyız bu ülkü abidelerini? Hafızamızdan çıkaracak mıyız? Sayın Bahceli ülkücüleri ağlatırken “açın kollarınızı herkesi kucaklayın” diyerek MHP'nin kapılarının bütün vatandaşlarımıza sonuna kadar açık olduğunu söyledi.

Sayın Devlet beyin 2 saati aşan konuşması büyük bir heyecanla dinleyen ve coşkusu dinleyen bir salon vardı karşında. Yüzü gülüyordu, küskün Ülkücülere yaptığı çağrı da büyük bir yankı yaptı. Önümüzdeki genel seçimlerde Muğla'mızda Milletvekilli sayısı birden, ikiye veya üçe çıkarmaya için canla başla çalışılmalı. MHP yönetimi tabanın sesine kulak vererek adayları belirmeli.

MHP Lideri Bahçeli “Gelenek haline getirdiğim üzere; Dedem Korkut'tan ilhamını aldığım yeni bir “Hayır Duası” ile konuşmamı tamamlıyorum”.

  Hak Taala,

Huzurumuzu bozmasın, birliğimizi zedelemesin.

Hilalimizi dalgalandırsın, azmimizi artırsın.

Vatanımızın düzenini sağlasın.

Bayrağımız çekildiği gönderden inmesin.

Düşmesin, üzülmesin, el uzanmasın.

Ülkümüzün yolunu açık etsin. Ülkücünün yardımcısı olsun.

Bozkurtun başını dik etsin.

Türklüğü payidar etsin, İslam'ı mutlu kılsın.

Topraklarımızı kem gözlerden korusun.

Kardeşliğimizi muhafaza etsin.

İki cihanda yüzümüzü güldürsün.

İnsanız elbet, varsa bir kusurumuz, onu da affetsin.

Şehitlerim, yiğitlerim, analarım, bacılarım, gardaşlarım haklarını helal etsin.

Gönlünümüzden ülküyü, yüreğimizden sevgiyi, kalbimizden inancı eksiltmesin.

Türk milletini sonsuza kadar korusun, kollasın ve yolunu açık etsin.

Her dava arkadaşımdan ayrı ayrı razı olsun.

Yolunuz bahtınız ve alnınız açık olsun.

Sağ olun, var olun.                                                                                                                       Ne mutlu Türküm diyene”.