Anadolu STK'ları "Bizi Bölmeye Gücünüz Yetmeyecek"
Bünyesinde yaklaşık 45 Hemşeri Federasyonu'nu bulunduran Anadolu Sivil Toplum Kuruluşları Platformu "Birliğimize, beraberliğimize ve kardeşliğimize kast eden hainlere son sözümüz; “BİZİ BÖLMEYE GÜÇÜNÜZ YETMEYECEKTİR” açıklaması yaptı.
31 Ekim 2014 Cuma 14:53
Anadolu Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına, Murat Gökhan (Diyarbakır Amed Dernekleri Federasyonu Başkanı) imzasıyla yapılan basın bildirisinin tam metni;
“Diyarbakır’da ve Yüksekova’da hain saldırı sonucu şehit olan “dört fidan” için; ağlamak, üzülmek, bu ‘Son olsun’ demekten başka çareler olmalı…”
Terörün her türlüsünü kınıyor ve lanetliyoruz!
Anadolu STK Platformu olarak, Yüksekova’da 25 Ekim günü Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üç fidanına düzenlenen hain ve kalleşçe saldırıyı telin ve kınamak maksadıyla ortak metin hazırlama çalışmalarımızı sürdürürken, Ermenek’teki maden ocağında mahsur kalan 18 madencimizin acı haberini aldık. Madencilerimizin sağ salim kurtulması ümidi ve temennisiyle akıbetlerini beklerken, bu kez Diyarbakır’dan Nejdet Aydoğdu astsubayımızın sivil ve eşiyle birlikte pazar alışverişine çıktığı sırada yüzü maskeli teröristlerin hain ve kalleşçe saldırısı sonucu ağır yaralanması ve şehit olduğu haberi geldi. Dün akşam itibarıyla sizleri haberdar edip basın açıklamamızı yapmak üzere buraya gelinceye kadar Isparta’da ki mevsimlik işçileri taşıyan aracın trafik kazası sonucu 15 işçimizin hayatını kaybettiği ve çok sayıda yaralının olduğuna dair acı haber ulaştı. Umarız ve temenni ederiz ki, toplantımız bitinceye kadar başka bir acı yaşamayız. Değerli basın mensupları gördüğünüz ve yaşadığımız gibi toplumsal olarak hepimizi derinden üzen ve etkileyen acı olaylar karşısında gündeme yetişemez olduk. Bu acı olaylardan duyduğumuz derin üzüntülerimizi kamuoyumuz ile paylaşırken, Yüksekova ve Diyarbakır’da şehit olan askerlerimize ve Isparta’da ölen işçi kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar ve Ermenek maden ocağında mahsur kalan madencilerimize ve ailelerine metanet diliyor ve acılarını paylaşıyoruz.
Dünya’nın her yerinde olan bitenden bağımsız olmadığımızı, olup bitenler karşısında daha uyanık ve daha dikkatli olmamız gerektiğini biliyoruz. Değişen dünyada, değişen şartlar karşısında yeni roller, yeni aktörler sahneye çıkmakta ve geleceğimize yönelik öngörüler ve planlar hazırlamaktalar ve bu planları uygulamak üzere canlar yakıp, yuvalar yıkmaktalar. Diyarbakır ve Yüksekova’da yaşananlarda bu planların bir parçasıdır. Tetiği çeken genç neyi yok ettiğini bilmiyor, duyarsız politikacı neyi yıktığını düşünmüyor. Ama bu ülkede yaşayan halklar olarak bizler her şeyin farkındayız.
Ey insanlığa medeniyet dersi vermekten çekinmeyen ve her fırsatta efendilik taslayan ikiyüzlü ABD ve Batılı devletler; kendi halklarınızın refah ve mutluluğu için, insanları ve insanlığı katlettiğinizi bilmediğimizi mi sanıyorsunuz? Ey silah tüccarları, ey petrol simsarları, Anadolu’muzun duygusal insanlarını kullanarak hem malını, hem geleceğini, hem de canını almaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Dünya sizleri tanıyor ve biliyor.
Biz halk olarak, dünyadaki bu karmaşayı kimlerin çıkardığını, kimlerin bu oyunun başrollerinde olduğunu, hangi oyunların, neden sahnelendiğini biliyoruz. Ancak bilmediğimiz ve anlayamadığımız, neden hâlâ bu oyuna inanıp, bu oyunun bir parçası ve piyonu olanların aramızda olduğu ve korunduğudur.
Terörün ve terörizmin her türlüsünü lanetlemek, kınamak ve protesto etmekten öteye geçerek, emperyalistlerin teorilerini değil, insanlığın yüceltilmiş değerlerine ve ülkemizin binlerce yıllık birikimiyle elde ettiği kazanımları olan tecrübelerimizi kullanmamızın gerektiğine inanıyoruz. Halkımız üzerindeki potansiyel tehdit ve tehlikelere karşı sosyal, siyasal ve psikolojik savunma
mekanizmaları geliştirerek, her durum ve halde tehditleri ortadan kaldırma, menfaatleri en üst seviyeye ulaştırma konusunda yüksek beceri ve marifetlerimizi ivedilikle ortaya koymak durumundayız. Bu marifet ve becerilerimiz aynı zamanda bizim gelişme dinamizmimizin de temelini oluşturacaktır.
Unutulmamalıdır ki, hayatta kaçınılmaz ve vazgeçilmez yegâne unsur, bir arada yaşama kültürüdür. Medeniyetimizin gelişmesi de buna bağlıdır. Bize düşen de; bu kültürün canlı tutulması, barış, hoşgörü ve kardeşliğimizin yaşatılmasıdır.
Hepimizi derinden üzen ve etkileyen bu hadiselerin, kardeşliğimize ve beraberliğimize kast eden hainlerin bir oyunu olduğunu biliyoruz. Ancak bizler, bu oyuna gelmeyeceğimizi hatırlatır, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken, hükümetten beklentimiz bu karanlık ellerin bulunması ve cezalandırılmasıdır. Birliğimize, beraberliğimize ve kardeşliğimize kast eden hainlere de son sözümüz; “BİZİ BÖLMEYE GÜÇÜNÜZ YETMEYECEKTİR” diyoruz.
Kaynak: www.ulkeajans.com