BENCE NAZAR...
19 Temmuz 2018 Perşembe 12:29
Çamaşır makinem bozuldu. Kapısı tam kapanmadığından devreye girmedi. Kapıyı önce kibarca bastırdım. Sonra yumrukladım sonra da sağ ayağımın topuğu ile tekmeledim. Banamısın demedi. Tabi servis çağırdık. Kilit bozulmuş 400 liraya hallederiz dediler. Hayrola çelik kapı falan mı takacaksınız diye sordum. Gülmediler, sadece "400 liranı alırız abi" diye tekrarladılar.
Boynumuzu büktük kabul ettik. Malum servisin kestiği parmak acımıyor. Makineyı aldı götürdüler. İki gün sonra getirdiler. "Tamam abi yepyeni oldu bir on sene daha gider" dediler. "Bir on sene acaba ben gidermiyim" diye sordum yüzümde yaratabileceğim en güzel gülümsememle, yine gülmediler. İşte o zaman sadece polise değil servise de şaka yapılamayacağını anladım. "Abi fatura istermisin" diye sordular. Ben de intikam için "verin lan sevimsiz herifler" demek istedim ama ağzımdan sadece bir lütfen çıktı.
Test ettiler çalıştırdılar. Kapağı açtı kapadılar olmuş gözüktü. 400 lirayı bayıldık, nakit. Akşam işten dönünce bütün kirlileri doldurdum makineye intikam alır gibi. Yüzümde huzur dolu bir ifadeyle başla düğmesine bastım. Makine su almaya başlayınca salona indim televizyonun karşısına yattım. Uyumuşum, uyandığımda saat sabahın üçü olmuştu. Çamaşırlar aklıma geldi. Uykulu uykulu yukarı çıktım. Yıkama bitmiş. Kapağı açıp çamaşırları çıkarmak için hamle ettim. Kapağı açabilirsen aç. Kale kapısı oldu sanki lanet kapı. Ne yaptıysam açılmadı. Bir türlü kapatamadığım kapak bu defa da açılmıyor. Hay senin kapağına da, sana da servisine de, iltifatlarımı sıraladım ve sabahı beklemeye karar verdim.
Sabah uyandığımda ilk iş çamaşırlara koştum. Kapak yine açılmadı. Servisi aradım durumu anlattım. Tam anlatırken kapak açıldı çamaşırları çıkarmaya başladım makinenin içi su dolu. Neyse serviste ki kız halime acıdı öğleden sonra birilerini göndereceğine söz verdi. Bu arada servis ücretinin 45 lira olduğunu da kibarca hatırlattı.
Sonra sayın seyirciler ben o çamaşırları çarşafları( ilk çarşaf yıkamamdı,çok heyecanlıydım) teker teker elde sıkıp astım. Sonra da bir havlu ile makinenin içindeki suyu emdirip defalarca sıktım. "Ah anam ah beni görsen yüreğin parçalanırdı"dedim. Sonra "lan 72 yaşındasın anan mı kaldı. Utanmıyor musun hala anam diye ağlıyorsun" diye azarladım kendimi. Sonra bütün herşeyin yıkanıp ütülenip önüme getirildiği, benim farkında bile olmadığım o güzel günleri hatırladım. Duygulandım ve yerleri sildim.
Aslında makine bozulmadan çamaşır ve çamaşır yıkama ilmini bütün korkunçluğu ve incelikleriyle söktürmeye başlamış, ütü yapma heyecanı ile yanıp tutuşuyordum. Yıkıldım, yaz temizliğini sonbahara ertelemem gerekebilir.
Hayat çok acımasız olabiliyor, "F" ciklerim Önce şohben, sonra elektrikli süpürgesi şimdi de çamaşır makinesi. Ev erkekliği zor. Elim kaldı. Evlatlarımı kaybetmiş gibi hissediyorum kendimi. Olmamalıydı, ben bunları hak etmiyorum.
Hamaratlığıma nazar mı değiyor ne? Kurşun mu döktürsem acaba?