TBMM’de görüşülen Bütçe Kanunu ile ilgili TBMM Genel Kurulu’nda Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesi ile ilgili söz alan CHP Muğla Milletvekili ve AB Uyum Komisyonu üyesi Av. Burak Erbay, AKP’nin hazırladığı bütçenin bir saray bütçesi olduğunu belirterek, “AKP hükümetleri 16 yıldır bütçe yapıyor. Daha önce yaptığı bütçelerin sonucu ortadadır. Halk borç batağında, kredi kartı ve kredi borcu olmayan insanımız yok denecek kadar az ve en önemlisi insanlarımız mutsuz.” dedi.

“Bir ülkenin itibarını belirleyen Saray’da yanan ampulün sayısı değil halkın ne kadar refah içerisinde yaşadığıdır.” diyen Erbay, “Bu bütçenin halkın değil sarayın ve yandaşlarının bütçesi olduğunu açık bir şekilde ortadadır. Bu bütçede işçiler, köylüler, emekçiler, atanamayan öğretmenler, öğrenciler, esnaflar, EYT’liler, 3600 ek gösterge bekleyen emekçiler, işsizler, kadınlar, gençler yok. Ama Saray var, yandaşlar var, yağma var.” ifadelerini kullandı.

AKP’nin ülkeyi büyük bir yıkıma sürüklediğini söyleyen Erbay, “2002 yılında 3 Y ile yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceğiz diye iktidara geldiniz ancak bırakın bu 3 Y’yi ortadan kaldırmayı bunların yanına 3 Y daha, yandaşçılık, yağmacılık ve yozlaşmayı eklediniz.” diyerek şunları söyledi;

Sözcü Gazetesi’ne yönelik bir proje davayla karşı karşıyayız

Geçen hafta içerisinde Sözcü Gazetesi’nin yazar ve yöneticileri hakkında açılan bir dava göstermektedir ki maalesef ülke olarak gerçek bir hukuk devleti olma yolunda bir arpa boyu yol almamışız ve yaşanan olumsuzluklardan ders çıkarmamışız. Yıllarını FETÖ ile mücadeleye adamış usta gazeteciler Emin Çölaşan ve Necati Doğru hakkında takipsizlik kararı veren savcı 3 gün sonra her nedense kendi kararına itiraz etmiş, itiraz üzerine bu iki usta gazeteci ve Sözcü Gazetesi yöneticileri hakkında FETÖ’ye yardım ettikleri gerekçesiyle dava açılmıştır. Bu durum göstermektedir ki artık bu ülkede 81 milyonun hiçbir hukuki güvencesi kalmamıştır. Bu tür proje davaların ülkeye büyük zararlar verdiği kısa bir süre önce açık ve net bir şekilde görülmüştür. Bu tür hatalara tekrar düşülmemesi için tüm yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz.

Muğla’da Vakıf malları atıl bir şekilde durmaktadır

Muğla’da Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait camiler, hamamlar, çeşitli taşınmazlar, tarla ve araziler bulunmaktadır. Menteşe ilçemizde dünyaca ünlü Karabağlar Yaylası’nda Osmanlıdan kalan, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı en önemli kültürel miraslarımızdan biri olan tarihi kahve maalesef atıl durumdadır. Yine Menteşe ilçemizde Kurşunlu Camii ve hemen yanındaki meydan restorasyonu, tarihi saat kulesi çevresi ile tarihi hamamın restorasyonu için Menteşe Belediyemiz Vakıflar Genel Müdürlüğü ile beraber ortak bir proje yapılmasını önermiş ancak vakıflar bu öneriyi reddetmiştir. Bu nedenle restorasyon ve çevre düzenlemesi gerektiği gibi yapılamamıştır. Yine vakıflara ait yüzlerce dönüm arsa ve tarla boş ve atıl olarak durmaktadır. Örneğin Düverek yolu üzerindeki yaklaşık 50

dönümlük arazi yurt ya da hastane yapılabilecekken boş bir şekilde durmaktadır. Bu araziler ve tarlalar tarıma ve turizme kazandırıldığı ya da toplumun menfaati için kullanıldığı taktirde kentimizin gelişimine önemli katkı sağlanacaktır. Tabi ki burada amaç rant değil üretim, istihdam ve toplumsal fayda sağlamak olmalıdır. Muğla ilimiz Aydın ve Denizli ile birlikte Aydın Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne bağlıdır. Bu müdürlüğün üç il ile ilgili karar merci olması nedeniyle vakıf varlıkları tam olarak değerlendirilememekte ve bu taşınmazlardan gerekli verim alınamamaktadır. Vakıfların hissedar olduğu arsa ve tarlalarda vatandaşlar yapmak istedikleri her türlü işlem için Aydın’a gitmek zorunda kalmakta ve bu durum vatandaşlar açısından hem zaman hem emek hem de maddi kayba neden olmaktadır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü el konulan malları yandaşlara peşkeş çekti

15 Temmuz darbe girişiminden sonra 161 vakıf kapatıldı. Bu vakıflara ait yurt, okul, bina, arsa gibi 2 bin 117 taşınmaz Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi. El konulan bu taşınmazların değeri yaklaşık 10 milyar TL. Peki el konulan bu taşınmazlar ne oldu biliyor musunuz? Bu taşınmazların kaç tanesi satıldı ya da kiraya verildi? Bu taşınmazlardan ne kadar gelir elde edildi? Bu gelir nerelere harcandı? Birçok ilde çocuklarımız kalacak yurt bulamazken el konulan bu yurtlar hangi cemaatlere, tarikatlara devredildi? Türkiye’nin dört bir yanındaki bu taşınmazlar ne oldu biliyor musunuz, AKP’nin yandaşlarına yok pahasına peşkeş çekildi. Hatta bazıları bedelsiz olarak TÜRGEV gibi sarayın vakıflarına verildi. Bu peşkeşe ve yağmaya karşı çıkan namuslu bürokratlar da baskı gördü, ‘FETÖ’cü müsünüz, sizi ihraç ederiz’ diye tehdit edildi. Yani anlayacağınız Vakıflar Genel Müdürlüğü yanlış olan bu düzeninin bir parçası olmuştur. Dün Vakıf malları FETÖ’ye verilmişti, şimdi de FETÖ’den el konulan mallar AKP’ye veriyor.