Gündem Gazetesi

Çıkar savaşlarının meydanı: Ukrayna

Ukrayna'da hükümetin istifa etmesine neden olan protestoların, kamu binalarının işgal edilmesinin, yakılıp yıkılmasının arka planında Avrupa ile Rusya'nın güç savaşı bulunuyor.

29 Ocak 2014 Çarşamba 12:08

Çıkar savaşlarının meydanı: Ukrayna

Ukrayna'da hükümetin istifa etmesine neden olan protestoların, kamu binalarının işgal edilmesinin, yakılıp yıkılmasının, yolların kesilmesinin arka planında, Avrupa ile Rusya'nın güç savaşı yatıyor.

Ukrayna, kasım ayında başlayan gösterilere pek de yabancı değil. Çünkü hem coğrafi hem de kültürel açıdan Avrupa ile Rusya arasında kalan ülke hemen her konuda iki tarafça adeta çekiştiriliyor.

Turuncu Devrim ile Batı yanlısı partinin iktidara gelmesinin ardından ülkede yönetim birkaç kez el değiştirdi. Öyle ki bu değişiklikler kaybedeni daha da hırslandırdı.

Rusya yanlısı tutum sergileyen Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in, AB ile beş yıldır müzakere edilen ve imza aşamasına getirilen ortaklık anlaşmasını ansızın askıya alması, bir süredir bekleyişte olan Avrupa yanlılarını meydanlara döktü. Yanukoviç'in bu tavır değişikliğinin nedeni ilk bakışta siyasi karar gibi gözükse de aslında altında ekonomik sebepler yatıyor.

Ukrayna, Yunanistan ve Romanya'dan sonra IMF'ye en fazla borcu olan ülke konumunda. Cumhurbaşkanı Yanukoviç'in, AB Ortaklık Anlaşması sürecinde daha fazla maddi destek alabilmek amacıyla bir anlamda Avrupa'ya, Rusya'ya yakınlaşma, Rusya'ya AB ile ortaklık anlaşmasını imzalama tehdidinde bulunduğu ileri sürülüyor.

Rusya'nın en etkili silahı ekonomi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin her fırsatta Ukrayna'nın Avrupa'ya değil Rusya'ya yakın durması gerektiğini savundu. Putin, bunu sağlamak için de en önemli kozunu, ekonomik gücünü kullanmaktan geri durmadı. Rusya'nın bu konudaki en etkili silahı ise Gazprom'un Ukrayna’dan doğalgaz nedeniyle 2,2 milyar dolarlık alacağı ve Ukrayna'nın Rus bankalarına olan yaklaşık 20 milyar dolarlık borcu.

Ukrayna'nın en zayıf olduğu noktalardan biri de doğalgazda Rusya'ya bağımlı olması. Rusya'nın 2006 başında vanaları kapatması nedeniyle adeta soğukta kalan Ukrayna'nın ekonomisindeki bir diğer ağırlık da aldığı gazın yüksek fiyatı.

Yanukoviç'in AB ile ortaklık anlaşmasını imzalamayacağını açıklaması ve meydanlardaki protestoların artmasının ardından Moskova yönetimi elindeki kartları açmaya başladı ve ekonomik sıkıntı içindeki Ukrayna'ya bin metreküpünü 400 dolardan sattığı doğalgazın fiyatını 268 dolara düşürdü. Bununla yetinmedi Ukrayna'nın değerli kağıtlarına 15 milyar dolar yatırma kararı aldı.

Rusya, serbest ticaret anlaşması yaptığı Ukrayna'nın, AB ile ortaklık anlaşması imzaladığında, Avrupa mallarının gümrüksüz şekilde kendi pazarlarında dolaşacağının farkında. Moskova yönetimi böyle bir durumda uğrayacağı maddi zararı, Ukrayna'ya destek olarak vererek o ülkeyi yanında tutmanın planlarını yapıyor.  

Putin'in hayali

Rusya'nın, batı komşusuna bu kadar bonkör davranmasının altında, Devlet Başkanı Putin'in bir hayalinin yattığı savunuluyor. Putin, geçici kozlarla değil Ukrayna'nın kalıcı şekilde Rusya'ya bağlı olmasını istiyor. Çünkü Putin, bu Doğu Avrupa ülkesinin Rusya'nın başını çektiği Gümrük Birliği'ne girmesini arzuluyor.

Ukrayna'yı Gümrük Birliğine sokmayı başardıktan sonra Putin’in yeni planının bu ülkeyi, en büyük hayali Avrasya Birliği üyesi yapmak olduğu söyleniyor.

İlk kez Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in dillendirdiği sonra ise Putin'in de benimsediği bu projede şu an Belarus, Kazakistan ve Rusya bulunuyor.

Bölgedeki ülkelerle sıkı diplomasi trafiği yürüten Putin, bugüne kadar Ermenistan'dan olumlu yanıt aldı. Azerbaycan'dan beklediği ilgiyi bulamayan Putin, Gürcistan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini Gürcü Rüyası'nın adayı Giorgi Margvelaşvili'nin kazanması nedeniyle bir ülkeyi daha Gümrük Birliğine katma ümidini tekrar yeşertti.

Avrasya Birliği, Doğu Ortaklığı'na karşı

Putin'in, Avrasya Birliğinde, Ukrayna'dan başlayıp tüm Asya kıtasındaki ülkelerin yer almasını, başka bir deyişle Putin'in, fiziki olmasa da siyasi ve ekonomik anlamda eski Sovyetler Birliği'ni yeniden kurmayı planladığını savunuluyor. 

Ekonomisi, nüfusu, coğrafi konumu ve kültürüyle Ukrayna, Birliğin vazgeçilmez ülkesi durumunda. Birliğin, Asya kimliğinden sıyrılıp Avrasya mahiyeti kazanması Ukrayna'nın katılmasıyla sağlanacak.

İşte tam bu noktada, Rusya ile Avrupa Birliğinin çıkarları bir kez daha kesişiyor. Ukrayna, Avrasya Birliği için taşıdığı anlamı AB'nin Doğu Ortaklığı projesinde de buluyor. Rusya, AB'nin, yanı başındaki ve eski toprakları olan Azerbaycan, Belarus, Ermenistan Gürcistan Moldova, ve Ukrayna ile gümrüksüz ticaret ve vizesiz seyahat yapmasını, daha işin başında, Ukrayna'da önlemek istiyor.

Ukrayna bölünme senaryosunu yaşayabilir  

Moskova yönetimi Ukrayna'da AB ile girdiği bilek güreşinde, Ortaklık Anlaşmasının ertelenmesiyle öne geçmiş görünse de muhaliflerin meydanları doldurması, kamu binalarını, yolları işgal etmesi, çevreyi yakıp yıkmasının ardından hükümetin istifa etmesiyle durum eşitlenmiş oldu.

Avrupa ile Rusya gibi iki güç arasına sıkışan Ukrayna, iki farklı görüntü veriyor. Doğuda ve güneyde yaşayanların çoğunluğu Rusya yanlısı, ülkenini batısında yaşayanlar ise AB yanlısı tutum sergiliyor. Her biri neredeyse nüfusun yarısını oluşturan iki taraf, ülkenin geleceğine ilişkin ortak bir vizyon oluşturamıyor. Sanayileşmenin, eğitim düzeyinin yüksek olduğu batıda yaşayan çoğunluğu Katolik Ukraynalılar, geleceklerini demokrasi ve insan hakları, ekonomik refah anlamına gelen AB içinde görüyor. Doğu ve güney bölgelerinde yaşayan, çoğunluğu Ortodoks Ukraynalılar ise Rusya ile sıkı ilişki içinde yarınlar planlıyor. 

Ukrayna’da halen devam eden krizin nedenlerini bugünden yarına ortadan kaldırmak mümkün görünmüyor. Sorunların çözümlenememesi halinde ise ülkenin ikiye bölünmesi olasılığından söz edenler yok değil.

Kaynak: Haber Kaynağı
Facebook'la Yorumla

BENZER HABERLER