DAMAT FERİT PAŞA, 23 NİSAN’I KUTLUYOR!
22 Nisan 2020 Çarşamba 11:29
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışından beri 100 yıl geçti. Savunma savaşı başta olmak üzere milletin önemli sorunlarına ancak meclisle çözüm bulunabileceğine inananlar için anılması gereken önemli bir tarihi dönemeç.
1920’den önce de Türkiye’de Meclisler vardı. 1876’da açılan ilki hükümetin işlerine karışıyor diye 1878’de İkinci Abdülhamit tarafından feshedildi. 1908’den sonra açılan meclisleri, İttihatçılar çalıştırmadılar. İttihat Terakki’nin Merkez-i Umumisi, ülkeyi savaşa soktu ve milleti büyük bir felakete sürükledi. Osmanlı Mebuslar Meclisi Mütareke başlangıcında hâlâ açıktı ve onu da gene İngilizlerin isteğiyle Vahdettin dağıttı.
KARTALLAR YÜKSEKLERDE YUVA YAPAR
1919 sonlarında Damat Ferit Paşa kabinesinin düşmesinden sonra Anadolu Hareketi’nin Amasya Genelgesinden beri ısrarla istediği meclis için seçim yapıldı. 1920 başlarında İstanbul’da açılan Son Osmanlı Mebuslar Meclisi, bağımsızlık yanlısı mebuslardan oluşuyordu. Bu Meclis, Misak-ı Millî’yi ilan ederek Kurtuluş Savaşının asgari programını saptadı. Fakat İngilizler tarafından basıldı, bazı üyeleri tutuklanıp Malta’ya götürüldü. Toplantılarını güvenle çalışabileceği bir zamana erteledi. Bu güvenlik ancak emperyalistlerin ulaşmasının zor olduğu Anadolu’nun içlerinde bir yerdedir. Kartallar, yüksek kayalarda yuva yaparlar. O yuvayı ele geçirmeyi, 1921’de Ankara’yı ele geçirmek için Sakarya boylarına gönderilen Yunanlılar da başaramamışlardır. Kenan Evren de 23 Nisan’ın başlangıçta ve aynı zamanda Milli egemenlik Bayramı olduğunu hiçe sayarak “Çocuk bayramı da olmayıversin” diyerek bu bayramı kaldırmaya kalkışmıştı.
Bunlardan çıkan sonuç şudur: Emperyalistler, bağımsızlık sevdalısı bir Meclis’ten hoşlanmazlar. Vahdettin ve Damat Ferit gibi emperyalist işbirlikçileri ile kendilerini milletin üstünde görenler, milletin sözcüsü temsilcilerinden oluşan bir Meclis’e tahammül edemezler. Ellerinde yetki varsa onu ya dağıtır ya işlevsiz hale getirirler. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bugünkü durumu, Tek Adam rejimi tarafından yaratılmış işlevsizlik halidir.
KİMLERİN KUTLAMAYA HAKKI VARDIR?
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100. Yılını kimlerin kutlamaya yüzü vardır? Veya kimler bunu hak etmektedir?
Örneğin Padişah Vahdettin’in bununla gurur duymaya hakkı olabilir miydi? “Ankara’da Meclis açarak otoritemi hiçe saydılar” diye Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere mebusların ve paşaların önde gelenleri hakkında ısmarlama idam fermanı çıkaran Vahdettin’in böyle bir hakkı olabilir miydi? Böyle bir zıtlık ancak karikatürlere konu olabilirdi.
Ya Kuvayı Milliye’yi dize getirmek üzere Kuvayı İnzibatiye adında paralı bir ordu kurup Anadolu’ya sevk eden Damat Ferit Paşa, ya onun rütbe verip Çanakkale Balıkesir yöresinde Kuvayı Milliyecilere kan kusturan Anzavur Ahmet… “Biz Padişah’ı isteriz!” diyerek Kuvayı Milliye’ye karşı ayaklanan Düzce, Bolu isyancıları, Konyalı Zeynelabidin, Delibaş Mehmet, İngiliz ve Padişah yardakçısı gazeteciler Refi Cevat, Ali Kemal, Refik Halit…
O günün kahraman Kuvayı Milliyecileri de, lanetlenmiş işbirlikçi yardakçılar da bugün yaşamıyor. Fakat onların siyasi varisleri var. Her iki cephe de günümüz koşullarında bir damar olarak varlıklarını sürdürüyor. Günümüzdeki cepheleşme, milletin hak ve özgürlükler içinde bağımsız yaşaması ile Tek Adam Rejimi taraftarlarının gerici ve baskıcı rejimi arasındadır.
Örneğin Vahdettin’i göklere çıkaran Necip Fazıl hayranlarının, Mustafa Sabri adıyla okul açanların, 23 Nisan’ı candan kutlayacaklarına kim inanır?
Herkesi, balkonlara çıkarak kendileriyle birlikte İstiklal Marşı okumaya davet ediyorlar! Öyle ya, para gibi, mülk gibi, iktidar gibi yurtseverliğin de onların tekelinde olması gerekir! Ne var ki balkondan İstiklal Marşı okumak, balkon konuşmalarına benzemez.
23 NİSAN’DA YAPILMASI GEREKEN
100 Yıl önce isyancıların ele geçirmesi tehlikesine karşı Ankara’nın çevresinde savunma hendekleri kazılıyordu. Yüz yıl sonra Cumhuriyet’e isyan edenler hendeklerden atlamayı başarmış ve merkezi ele geçirmiştir. Onların bu 23 Nisan için yaptıkları çağrı sureti haktan görünme çabasıdır. Millet, 23 Nisan’ı kutlamak için yöntemler geliştirir ve bunu yapar.
23 Nisan’da yapılması gereken, Meclis’in yetkilerini iade ederek, Tek Adam Rejimine son vererek ülkede tam bir demokrasiyi geri getirmek ve güçlendirmektir.
Gerisi lafügüzaftır. (22 Nisan 2020)