1-Depremi oluşturan mekanizmalar ve güçlerin kaynağı Dünya’nın dönmesi ve iç çekirdeğin katı dış çekirdeğin sıvı olmasıdır.
Bunun yarattığı enerji Dünyamızın manyetik alanını oluşturur ve atmosfer oluşumu sağlar. Aynı zamanda kıtaları hareket ettirerek topografyayı şekillendirir ve çeşitli eko sistemleri oluşturur, kısaca Hayatı var eder.
Depremler de bu hareketin yan ürünüdür. 

2-O zaman Dünya dönmeye devam ettikçe depremler olacaktır 

3-Özellikle kıtaların birleştiği alanlarda depremler oluşur Anadolu üç kıtanın birleşme noktasındadır, neredeyse tamamı deprem bölgesidir kaçacak yer yoktur 

4-Depremler felaket veya afet değildir. Şiddetine göre belli sürelerde tekrarlanan periyodik doğa olaylarıdır  

5-Depremlerden korunmak, mümkün olduğunca az hasarla atlatmak için, hiçbir şey yapmadan oturup beklenemez.
Yeterli sayıda ölçüm gözlem ve araştırma yapılırsa, deprem olacağını, belli bir süre önceden kestirilebilirsiniz. 

6-Marmaris’te deprem açısından yeni bir durum vardır.
 Eskiden olan sığ depremlerin aksine geçtiğimiz günlerde 70 km derinde bir deprem olmuştur. Bu bize erken uyarı şansı verir ve derhal erken uyarı sistemleri kurmanın  yolları araştırılmalıdır.
 Günümüzde Mühendislik bilimlerinin eriştiği nokta bunu mümkün kılmaktadır.
 Yeter ki yöneticilerimiz ve halkımız bu konuda kararlı olsun 

7-MARMARİS’TE ACİLEN HİÇ ZAMAN KAYBETMEDEN ‘BİLİM KURULU VE DEPREM ARAŞTIRMA BİRİMİ OLUŞTURULMALIDIR 

8-Yöneticilerimiz şu anda bunu yaparsa gelecek kuşaklar onları hayırla yad edecektir
Çopuroğlu Bilim Dergisi’nde 01 Ağustos’ta çıkan sayısında yer alan bir haberle Büyük Depremin geleceğinin bildirilmiş olmasının ciddiye alınmamasının can kaybında önemli rolünün olduğunu belirterek sözlerini bitirdi.
Toplantıya katılan Marmaris Belediyesi Afet işleri ve Sosyal Destek Danışmanı Selma Kılınç Hakkı Çopuroğlu’na uyarıları için teşekkür  ederek önerilerinin ilgililere aktarılacağını söyleyerek Marmaris Belediyesi’nin Deprem için hazırladığı ve halka dağıttığı kitapçığı tanıttı.
Konuklar arasında bulunan Kocaeli Çekül Vakfı Temsilcisi Numan Gülşah 1999 Büyük Depremi bizzat yaşadığını, bu depremde kayınvalidevesi ve kayınpederini kaybettiğini, onların yanında bulunan oğlunun ise 48 saat sonra enkaz altından sağ olarak çıkarıldığını, sanki o gün o anların duygusallığında anlatarak, doğanın sürpriz felaketlere yol açmadığını sınırlarını ve zamanlamasını açıkça belirttiğini söyledi. Gülşah tarihte altı büyük deprem geçiren Kocaeli’nde depremlerin dördünün Ağustos Ayı içinde olmasının tesadüf olmadığını belirterek, “Doğa ile barışık yaşar, onu takip eder ve onun sınırlarına tecavüz etmezseniz depremler de felaket olmaktan çıkar” dedi.
Haber Merkezi