Erdoğan: Muhtarlar Günü'nü kutluyorum
MHP Muğla Milletvekili Mehmet ERDOĞAN’ın, TBMM Genel Kurulunda 497 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının İkinci Bölümü Üzerinde MHP Grubu Adına Konuştu.
20 Ekim 2017 Cuma 11:38
MHP Muğla Milletvekili Mehmet ERDOĞAN’ın, TBMM Genel Kurulunda 497 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının İkinci Bölümü Üzerinde MHP Grubu Adına Konuştu.
MHP GRUBU ADINA MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 497 sıra sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında gece gündüz demeden vatandaşlarımızın sorunlarıyla yakından ilgilenen devletimizin taşradaki en uç temsilcileri olan muhtarlarımızın Muhtarlar Günü'nü kutluyor, hepsine sağlıklı bir ömür ve başarılar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, kanun tasarısına bir bütün olarak bakıldığında teknolojik gelişmeler ve çağın gereksinimleri göz önünde bulundurulursa yenilikçi ve faydalı düzenlemelerin olduğu muhakkaktır. Bu sebeple söz konusu düzenlemeleri barındıran maddelere Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem alt komisyonda hem de esas Komisyonda destek verdik, katkı sunduk ve tasarı metni bugünkü hâline geldi. Ancak kanun tasarısının bazı eksiklikleri olduğu ve içinde barındırdığı bazı düzenlemelerin farklı sıkıntıları da beraberinde getirebileceği açıktır. Teknoloji elbette ki faydalıdır ama faydalı olduğu kadar teknolojinin riskleri de vardır. Bu risklerden de devletimizi koruyacak tedbirleri, bu riskleri karşılayacak gerekli tedbirleri de bu kanun çalışmasıyla birlikte almak zorundayız.
Devletin iki tane önemli kaydı vardır; bir tapu kaydı, bir de insan kaydı, nüfus kaydı. Şimdi, bu kayıtların ilgili idareler dışında başka idareler tarafından tutulmasının doğru olmadığını defalarca ifade ettik. Bu manada tasarının 5'inci maddesinde hastanelerin doğum bildiriminin ardından yeni doğanların nüfus tescilini yapabilmesinin önü açılmaktadır. Bu doğru değildir çünkü herkesin zaten ömrü hayatında birkaç çocuğu olmaktadır. İnsanlar ömrü hayatında birkaç defa nüfus idaresine gitmesin diye bu tip bir düzenleme yaparak başka bir kurumun nüfus idaresi yerine kayıt tutması… Bir de 25'inci maddede bunun devamı var. 25'inci maddede de gene dayanak belge düzenleyen bütün kurumların da nüfusa kayıt yapması, hatta o dayanak belgeleri düzenleyen kurumlarda saklanmasına kadar varan sıkıntılı düzenlemeler var. Bu konuda vakit varken geri adım atılmalıdır. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi nüfus tescil hizmetlerinin, nüfus hizmetlerinin İçişleri Bakanlığının yetkisi dâhilinde kalması, bu konuda başka kurum ve kuruluşlarla herhangi bir paylaşımda bulunulmaması gerektiğini tekrar dikkatlerinize sunmak istiyorum. Nüfusa ilişkin kişisel bilgilerle ilgili kayıtların tek bir idare tarafından tutulması kişisel verilerin korunması açısından da son derece önemli ve zorunludur.
Yine, arkadaşlar, tasarının 11'inci maddesinde Veri Paylaşım Kurulu kurulmaktadır. Şimdiye kadar Nüfus Genel Müdürlüğü tarafından yapılan diğer paydaş kurumlarla bu verilerin paylaşılması -ki bu sayı 2.000'lere ulaşmıştır- bundan sonra bir kurulun incelemesinden sonra yapılacak. Mademki bir adım atılmıştır, bu kurul Nüfus Genel Müdürlüğü bünyesinde bir genel müdür yardımcısı ya da daire başkanının başkanlığında değil, İçişleri Bakanlığında, Bakanlık bünyesinde müsteşarın başkanlığında, İçişleri Bakanlığının Hukuk Müşavirliğinin ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığının da muhakkak içinde yer alacağı bir kurula dönüştürülmesi gerekir ki herkes bu verilere ulaşamasın, herkes bu verileri paylaşamasın. Dolayısıyla, fırsat varken bunun da düzeltilmesi gerektiğini kanaatindeyim. Bu kanaatlerimizi hem alt komisyonda hem de esas Komisyonda defalarca ifade ettik, burada tekrar ifade etmiş olalım. Sayın Bakanın da bizi inşallah dinlemesini ve bu konuda bir kanaat belirtmesini umut ediyoruz.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sağlık Bakanı o.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Ne yapalım? Bundan sonra Nüfusun işlerini Sağlık Bakanlığı yapacağı için, onun için herhâlde Sağlık Bakanımız burada kanun tasarısını yakından takip etmektedir.
Tasarının 29'uncu maddesi millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hâli bulunanların vatandaşlık taleplerinin Bakanlıkça reddedilmesini sağlayan bir düzenleme getirmektedir. Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından tehdit oluşturan bir kişinin vatandaşlık talebinin reddedilmesi elbette doğru bir karardır ancak tasarının 28 ve 29'uncu maddeleriyle İçişleri Bakanlığına verilen vatandaşlık taleplerinin kabulü veya reddiyle ilgili yetkinin Bakanlar Kurulunda kalması daha doğrudur. Çünkü bir kişinin vatandaşlığa kabul edilip edilmemesi ciddi bir iştir ve bu, devletin hükümranlık haklarıyla ilgili bir durumdur. Vatandaşlıkla ilgili böylesine önemli kararların sadece bir bakanlığın uhdesine verilmesi ileride İçişleri Bakanlığını dahi sıkıntıya sokabilecek bazı sorunları da beraberinde getirebilir.
Yine, tasarının 33'üncü maddesiyle, daha önceden vatandaşlığı düşürülmüş kişilerin tekrar Türk vatandaşlığına Bakanlık kararıyla kabulüyle ilgili düzenlemeler getirilmektedir. Burada daha önce İçişleri Komisyonu çalışmalarında da dile getirdiğimiz bir diğer hususu tekrar gündeme getirmek istiyorum: Öncelikle, vatandaşlığa tekrar kabulü noktasında karar verilecek kişinin, vatandaşlıktan çıkartılma gerekçesinin ortadan kalkıp kalmadığına bakılmalıdır. Yine, bu kişilerin Türkiye'de ikamet şartı aranmaksızın vatandaşlığa tekrar kabul edilecek olması da ayrı bir sorundur. Vatandaşlığa tekrar kabul edilecek olan kişinin millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmaması gereklidir. Ancak bu şartın tek başına yeterli olmayacağı da ortadadır. Ayrıca, daha önceden Türk kanunlarını çiğneyen, vatandaşlık görevlerini yerine getirmeyen ve sonucunda vatandaşlıktan çıkartılacağını bile bile bu kanunları çiğneyen kişilerin tekrar vatandaşlığa kabul edilmesiyle ilgili pozitif ayrımcılık yapılması ve bu kararın Bakanlar Kurulu yerine İçişleri Bakanlığı tarafından verilmesi doğru değildir, bu yetkinin Bakanlar Kurulunda kalması gerekir. Daha önce, kanunlarımıza göre vatandaşlık görevlerinin yerine getirmediği için vatandaşlığımızı kaybeden kişilere, yeniden vatandaşlığa kabul noktasında pozitif ayrımcılık yapılması doğru değildir. Geçmişte vatandaşlık görevini yapmayanların bundan sonra da vatandaşlık görevini yerine getirecekleri konusunda olumlu bir beklentiye girmek yersiz ve gereksizdir.
Değerli milletvekilleri, kanun tasarısının komisyon görüşmeleri esnasında üzerinde en çok durduğumuz hususlardan birisi de Nüfus Genel Müdürlüğünün sıkıntılarıdır. Bu sıkıntıların başında personel sıkıntısı gelmektedir, ikincisi de personelin çalışma şartları ve özlük haklarıdır. Komisyon çalışmaları sırasında girişimlerimiz karşılık bulmuş, taşrada 1480 veri hazırlama kontrol işletmeni kadrosu tahsisi sağlanmıştır. Bu olumlu bir gelişmedir, ancak yeterli değildir. Yine de Nüfus Hizmetleri personelinin özlük hakları, ek mesai ücretleri ile ilgili sorunları hâlâ çözüm beklemektedir. Önümüzdeki üç dört yıl içerisinde tüm vatandaşlarımıza yeni kimlik kartlarının dağıtılmasının planlanması, pasaport ve sürücü belgelerine ilişkin hizmetlerin de bundan böyle Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredilecek olması, personel eksikliğinin ileride daha da büyüyen kronikleşecek sorunlara sebep olabileceğini göstermektedir.
Nüfus hizmetlerine ve personele ilişkin bazı önerilerimizi bir kez daha burada bu vesileyle tekrar etmek istiyorum. Geçtiğimiz aylarda kanun hükmünde kararnameyle nüfus hizmetlerinde görevlendirilmek üzere 1.200 sözleşmeli personel kadrosu verilmiştir. Nüfus hizmetleri gibi bu devletin asli kayıtlarını tutacak kurumda çalışacak kişilerin sözleşmeli, 4/B'li, 4/C'li, geçici vesaire gibi ifadelerle tanımlanmaması lazım. Burada çalışacak bütün memurların bu teşkilatın asli memuru olması lazım. Bunlar hukuki bakımdan da önemlidir.
Ayrıca, Nüfus Hizmetleri Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında çalışan personelin yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nda belirlenmiş olan fazla çalışma ücretinin 5 katı ve ayda elli saati geçmemek üzere bu haktan yıl boyu yararlanmalarının önünün açılmasını sağlayacak önergemiz Komisyonda sunulmuştur, burada da hazırdır, bunu tekrar burada vereceğiz. Bu konuda da hâlâ vakit varken bir düzenleme yapılması ve personelin ek çalışma haklarının karşılığının verilmesini umut etmekteyiz.
Diğer yandan, Göç İdaresi tarafından kabul edilen, Türkiye'de ikamet izni verilen vatandaşların kayıtları Nüfus İdaresi tarafından tutulmaktadır. Burada, Göç İdaresinin uzman personeli vardır, dil bilen
personeli vardır. O da aynı Bakanlığın bir genel müdürlüğüdür. Bu yabancıların kayıtlarının da Göç İdaresi tarafından tutulması Nüfus personelinin yükünü azaltacaktır.
Ayrıca, nüfus hizmetlerinde boş bulunan kadroların, idari kadroların görevde yükselme sınavları yapılarak bir an önce doldurulması gerekmektedir. Bu konuda da müdür, müdür yardımcısı, uzman kadrosu verilmesi ve şef kadrolarının verilmesi ve bunların bir an önce görevde yükselme sınavları yapılarak doldurulması lazım. Tabii, İçişleri Bakanlığının bu özlük haklarıyla ilgili sıkıntıları geneldir. İl nüfus müdürlerimiz "Biz il nüfus müdürüyüz, sınavla bu göreve geliyoruz, rotasyona tabiyiz ama özlük hakları olarak şube müdürü, ilçe müdürü statüsündeyiz." diyor. Bu durum aynı zamanda il yazı işleri müdürü, il mahalli idareler müdürleri için de geçerlidir. Bunların durumlarının da burada düzeltilerek bunlara da il müdürü statüsünün verilmesi ve I sayılı cetvelden II sayılı cetvele taşınmaları yerinde olacaktır.
Değerli milletvekilleri, nüfus hizmetleri taşrada genellikle kaymakamlık binalarında verilmektedir. Kaymakamlıklarımızın devletin "sahipsiz" diye tanımlayabileceğimiz birçok işini de gerçekleştirdiği ortadadır. Kaymakamlıklarımızda, kaymakamın mesaisine göre mesaisi şekillenen bütün İçişleri personelinin özlük haklarının da gerekli şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Tabii, Sayın Bakanı da burada yakalayamadık ama özellikle uzman çavuşlarımızın sorunlarının tekrar masaya yatırılması gerektiğini, bunların özlük haklarının ve çalışma şartlarının, emeklilik haklarının ve zatî silahlarıyla ilgili sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini tekrardan hatırlatmak istiyorum. Ayrıca, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Emniyet teşkilatının içinde örgütle irtibatlı birçok kişinin ilişiği kesilmiş, dolayısıyla polis sayısı azalmıştır. Ancak, terörle mücadele yoğunlaştığı için de Emniyetimizin iş yükü çok artmıştır. Burada, polislerimizin çalışma şartlarının iyileştirilmesi hususunda da gerekli tedbirlerin alınması şarttır. Polislerimizin de en önemli beklentisi emekli ücretleriyle ilgilidir. Bu konunun da bir an önce çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Son olarak, yeri gelmişken bir hususu daha hatırlatmak isterim: Devletimizi ve Hükûmetimizi taşrada mülki idare amirleri temsil etmektedir. 2002'ye kadar mülki idare amirleri hep hâkim ve savcılardan fazla maaş almıştır. 2002'den bu yana, devri iktidarınızda mülki idarenin maaşları hâkim ve savcıların maaşlarının yarısına kadar gerilemiştir. Devletimizi ve Hükûmetimizi taşrada temsil eden mülki idare amirlerinin özlük hakları hiç olmazsa hâkim ve savcıların özlük haklarıyla eşitlenerek bu konuda taşradaki sıkıntı bir an önce giderilmelidir. Bu konuyla ilgili ipe un sermeye gerek yok. En kısa zamanda çözülmesi konusunda biz destek vermeye hazırız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve düşüncelerle kanun tasarısının aziz milletimize hayırlar getirmesini dileyerek yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erdoğan.