EŞİTLİKÇİ KÖYLÜ AYDIN: ABDULLAH ÖZKUCUR
15 Ağustos 2022 Pazartesi 09:51
Öğretmen Dünyasını çıkarmaya başladığımız ilk yıllardı. Kardeşim Ayhan çok ilgnç bir kitap okuduğunu anlattı ve kitabı bizde de okuma isteği uyandırdı. Bu kitap, Abdullah Özkucur'un Özyürek Yayınlarından çıkmış olan "ÖĞRETMEN OLACAĞIM" kitabıydı. 1983'te basılmıştı. Kitap çocukların bile okuyayabileceği arı, duru bir dille yazılmıştı. Abdullah Özkucur adını o zaman duyduk. Kitaptan getirterek Öğretmen Dünyasında gelen gidene ulaştırmaya çalıştık.
Konya'nın bir köyünde, arı bekçiliği yaparken yeni açılan Çifteler'deki üç yıllık Köy Öğretmen Okulu'na yazılan yoksul bir köy çocuğunun eğitim yoluyla nasıl dönüştüğünü anlatan Özkucur, 1940 yılında mezun olmanın, maaşa dahil olmanın heyecanı içindeyken Köy Enstitüleri Yasası'yla okulun yeni kurulan enstitülerle birlikte beş yıllık eğitim vereceğini, dolayısıyla iki yıl daha okumak zorunda olduğunu öğrenince nasıl da üzülür!
Hatay'da öğretmenik yapıyordu. Kendisiyle yazıştık. Ankara'ya geldiğinde uğradı, tanıştık, sevdik.
"KÖY ENSTİTÜLERİ DESTANI" adlı bir yeni çalışmasından söz etti. Kitabın editörlüğünü yaptım. Özkucur, Hasanoğlan Köy Enstitüsünde öğrencilik yıllarını bir destan diliyle anlatıyordu. Kitap Öğretmen Yayınlarının ilk kitaplarından biri olarak 1984'te basıldı. Özkucur, daha sonra Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü yıllarını anlatan bir kitap da yazdı.
Ulusal Eğitim Derneği, Özkucur'a Yılın Eğitimci manevi ödülünü verdi. Üyesi olduğu Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı, onun 100. yaşını bir toplantıyla kutladı ve onu anlatan yazılardan oluşan bir armağan kitap yaptı.
Bir insanın hayatta yapmak istediği şeyler hiç bitmez. Fakat Özkucur, yapabilececeklerini yaparak gitti. Enstitü ideolojisini ayakta tutmaya çalıştı. O destanın baştan beri öznesi olan biriydi. Anlatacakları vardı ve anlattı. Devrimcilerden de saygı gördü. Sosyalist düşünceleriyle Özkucur'u, Tonguç'un Şube Müdürü Ferit Oğuz Bayır'a benzetiyorum. Onunla da Foça'da uzun bir görüşme yapma şansına kavuşmuş, Yılın Eğitimcisi plaketini Foça'da kendisine sunma onuruna erişmiştim.
Özkucur, Enstitü mezunları içinde en uzun yaşayandı. Konuşmalarında Azrail'le pazarlık yaptığını, her gelişinde yapacağı işleri anlatarak biraz daha izin istediğini söylüyordu. Sununda Azrail, görevini daha fazla ertelemedi. Öte dünyayı dolduran bir sürü kötü insanın yanında biraz da iyi insanlar olmalı diye düşünmüş olmalı ki, 11 Ağustos'ta onu yazları kaldığı Burhaniye'den aldı götürdü. 13 Ağustos'ta Ankara Asri Mezarlık'ta çok sevdiği ve bağlı olduğu Tonguç'a komşu oldu.
EŞİTLİKÇİ BİR KÖYLÜ AYDIN
Özkucur, içinden çıktığı yoksul köylülere ihanet etmedi. Köylüleri bunu anlamamışsa da o yolundan dönmedi. Eşitlikçi bir dünya hayal ediyordu. Öyle ki, Belediyenin öğretmenlere tanıdığı otobüslerde indirim sağlayan kartı almayı reddetti. Halk, otobüste kaç para ödüyorsa öğrtmenler de aynı parayı niçin ödemesin diye düşünüyordu. Fakir Baykurt ve arkadaşları da TÖS'ün 1969 Öğretmen Boykotunda öğretmen maaşlarının yükseltilmesini, halkımız bizdan daha yoksul diye TÖS'ün istekleri arasına almamıştı. Şimdi artık böyle bir dünya yok!
İnsanların biyolojik genleri gibi düşünceleri de kuşaktan kuşağa geçer. Şimdi eşitlikçi dünya görüşümüzde Özkucur'dan geçen genler de var. Devrimci düşünceler var oldukça orada Özkucur'un adı da anılacak. (Ayvalık, 14 Ağustos 2022)
zekisarihan.com