Felaket geliyorum demiş
Filipinler'deki doğal afetten üç gün önce Manila Gözlemevi'nin tayfunun nasıl bir yıkıma neden olabileceği yönündeki raporunu kamuoyuyla paylaştığı bildirildi.
12 Kasım 2013 Salı 15:28
BM Afet Riski Azaltma Ofisi (UNISDR) yetkilisi Jerry Valesquez, Filipinler'deki doğal afetten üç gün önce Manila Gözlemevi'nin tayfunun nasıl bir yıkıma neden olabileceği yönündeki raporunu kamuoyuyla paylaştığını bildirdi.
BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Valezquez, Filipinler'de her yıl ortalama 20 tayfunun meydana gelmesi nedeniyle, insanların uyarılara rağmen bu kadar büyük bir yıkım beklemediği için bulundukları bölgeyi terk etmediklerini söyledi.
Tayfunun 378 kilometre hızla ilerlediğini anımsatan Valesquez, en son Haiyan gibi 5. kategoride olan Reming tayfununun Filipinleri 2006'da vurduğunu ve 7 bin kişinin ölümüne neden olduğunu bildirdi.
Ülkedeki düşük gelir düzeyi nedeniyle sahil kıyısındaki yapıların sağlam olmadığına dikkati çeken Valesquez, bunun da ölümleri artırdığını kaydetti.
Filipinli yetkililerin, tayfun nedeniyle yaklaşık 15 milyar dolar kayıp yaşandığını bildirdiğini ifade eden Valesquez, bunun ülkenin milli gelirinin yüzde 5'ine denk geldiğini kaydetti.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Sözcüsü Jens Laerke ise BM örgütlerinin değerlendirmelerine göre yardım faaliyetlerinin finansmanı için 300 milyon dolara ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.
800 binden fazla insan yerinden oldu
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Adrian Edwards ise tayfun nedeniyle 800 binden fazla insanın yerinden olduğunu ve bölgede hala sel tehlikesi bulunduğunu bildirdi.
Bölgede elektrik bulunmadığını belirten Edwards, durumdan en çok etkilenenlerin kadın ve çocuklar olduğuna işaret etti.
Tayfunun vurduğu bölgede bin 400 geçici barınma merkezi kurulduğunu bildiren Edwards, ancak insanların çoğunun kısmen yıkılmış durumdaki evlerinde veya buldukları çadırlarda kalmayı tercih ettiğini kaydetti.
Hayatta kalanların acilen yiyecek, temiz su, ilaç, giyecek ve battaniyeye ihtiyaç duyduğunu ifade eden Edwards, diğer taraftan yıkılmış yollar, köprüler ve henüz temizlenmemiş enkazın özellikle uzak bölgelere ulaşımı güçleştirdiğine dikkati çekti.