HAY-DER KUTLU DOĞUMU KUTLADI
İnsanı hedef alarak “Mutlu insan, Sağlam aile, Güçlü toplum…” hedeflerine ulaşmak gayesiyle kurulan HAY-DER Hayırda Yarışanlar Derneği 3 yaşına bastı.
19 Nisan 2014 Cumartesi 10:31
Her yıl muntazam olarak kutlanan Peygamberimizin doğumunun kutlandığı “Kutlu doğum haftası” da derneğimizin yaş dönümleriyle çakışmaktadır.
HAY-DER bu iki önemli olayı bir arada kutlayabilmek için bu sene de çok büyük bir merasim hazırlamış, yaptığı kutlama programıyla seçkin davetliler huzurun değerli hatiplerle geceyi kutlamıştır.
Resimde, HAY-DER Genel Başkanı Nevzat laleli, EHAD Genel Başkanı kura hafız Abdülkadir Sağlam, Doç. Dr. Halil Altuntaş, dua han Ali Bulut, İlahi gurubu yöneticisi Hayri Çalışkan ve takdimci Önder Karakartal görülüyor.
Programın açılış Kur’an-ı Kerimini, Kurra hafız ve EHAD Evrensel Hafızlar Derneği Genel Başkanı Abdülkadir Sağlam’ın okuduğu gecede, Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek ilmi kurul üyesi Doç. Dr. Halil Altuntaş da “Din ve samimiyet” konulu bir konuşma yaparak; “Samimiyet yani ihlâs dinin özüdür. Samimiyetin olmadığı yerde riya (iki yüzlülük) vardır. Hazret-i Mevlana bunu; Ya olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol” diyerek özetlemiştir.
Riyakâr diğer adıyla münafık insanlar tarih boyunca bütün insanlığın en büyük acısı olmuşlardır. İnsanlık, yanlış yolda giden yanlış adamları tanımakta ve ona göre tedbir almaktadır. Ama riyakâr insanlar, bukalemun gibi toplumun rengine bürünmekte ve toplumu kandırmaktadırlar” demiştir.
Programda bir konuşma yapan genel Başkan Nevzat Laleli ise misafirlere ve program uygulayıcılarına teşekkür ederek HAY-DER’in hedefleri üzerimde durmuştur. Laleli; “Derneğimiz bu hedefleri alırken değişik ilim, düşünce adamı, bürokrat ve siyasilerin bilgisine müracaat ederek onlara; Bu gün insanımız mutlu mudur? Aileler sağlam mıdır? Toplumumuz güçlü müdür? Sorularını sormuş, sonra da bu hedeflerin nazari (teorik) bilgilerle sağlanamayacağını, bunları ameli (pratik) uygulamalarla elde edileceğine inandığı için bu şekilde kamuoyu önüne çıkmıştır” demiştir.
Her şeyde olduğu gibi insan, aile ve toplumun yetiştirilmesinde bizzat örneğimiz Hazret-i Muhammed (s.a.v) dir. O, Asr-ı Saadette ne veya neler yapmışsa, hangi tedbirleri almış hangi davranışlarda bulunmuşsa onu aynen uygulamak, bu hedefleri yakalamak olduğu gibi bu çalışmalar aynı zamanda bir ibadet de olmaktadır.
Bir insanın mutlu olabilmesi, onun insanca yaşama şartlarına kavuşması, Allah’a kul olduğunun şuurunda, her an ilimle hem hal olması, nefsini terbiye ile meşgul olması ve haksızlıklara karşı cihat etmesiyle mümkündür.
Ailenin sağlamlığı daha kuruluşundan başlar. Yuvalar adın sevgi veya aşk denilen hislerle değil akıl ve mantıkla kurulmalıdır. Koca karısını Allah’ın emaneti olarak, kadın da kocasını cennete girmeye vesile olduğunu bilmesi, bir talak olursa (boşanma) arş’ın titreyeceğine inanılması gerekir. Bunları sevgi, saygı ve hoş görü tamamlar.
Biz İstiklal harplerinde Çanakkale de güçlü bir toplumduk. Yedi düvel gelmiş ama Çanakkale’yi geçememişti. Şimdi aynı apartmanda ki komşular birbirini tanımamaktadır. Güçlü toplum olabilmenin asgari şartı; Hak’ka bağlı bir başkan, ona bağlı insanlar, verilen görevin hakkıyla yapılması, ebeveyne hürmet, büyüğe saygı küçüğe sevgi, akrabalarla iyi ilişkiler, komşularla iyi geçinme, misafire ikram ve mahlûkata şefkat esaslarıdır” demiştir.
Hayri Çalışkan ilahi gurubunun org eşliğinde seslendirdiği ilahilerden sonra Pınar okulları yönetim kurulu başkanı Ali Bulut’un yaptığı dua ve HAY-DER’in programı icra edenlere hazırladığı “Teşekkür Belgelerinin” dağıtılması ile program sonlandırılmıştır.