Kadınlarımız Yine Tarih Yazdı
Kadınlarımız Yine Tarih YazdıMarmaris ve çevresindeki kadınlarımız bu kez yangında tarih yazdılar. Kurtuluş Savaşında
10 Ağustos 2021 Salı 17:12
Marmaris ve çevresindeki kadınlarımız bu kez yangında tarih yazdılar. Kurtuluş Savaşında, cephede savaşan erkeklere mermi taşıyan, cephe gerisinde hastanede hasta bakıcı ve hemşire olarak, atölyelerde mermi üreterek, giyim karşılayarak görev yaparken Türk Kadın bir tarih yazmıştı.
Bu kez Marmaris’in Hisarönü, Orhaniye, Turgut, Bayır, Osmaniye ve diğer kırsal bölgelerdeki kadınlarımız yangına karşı koca yüreklerini ortaya koydular. Yangın söndürme ekiplerine yardıma koştular. Hortumları çektiler, su taşıdılar, dumandan etkilenen ekiplere ve gençlere sağlık yardımında bulundular.
Marmaris’te 10 gün kabus gibi süren yangın söndürüldü, soğutma çalışmaları sürerken, Muğla’nın diğer ilçe ve köylerinde devam ediyor. Sadece Marmaris’te 13 bin 600 hektar orman yandı.
Marmaris’in çevresini saran güzelim ormanlarını ateşe kaptıran kadınlarımız şimdi yaralarını sarmaya başladılar. Yanan evlerini, ahırlarını, ürünlerini ve hayvanlarının tespitini yapıyorlar.
Hisarönü, Orhaniye, Turgut, Bayır, Osmaniye ve diğer kırsal alandaki kadınlarımız yangına karşı yüreklerini ortaya koydular. Kazmasını, küreğini, çapasını ve tırmığını kaparak yangına ilk müdahale eden onlar oldu. İtfaiye ekipleri gelmeden onlar gençlerle birlikte su bidonlarıyla yangını önlemeye çalıştılar. İtfaiye araçlarının dik yamaçlara ulaşamadığı yerlerde hortumları koca yürekleriyle taşıdılar ve yangını söndürmeye çalıştılar.
Bazı kadınlar, traktörlerle su taşırken bazıları da, yangın dumanından etkilenen itfaiye ekiplerinin sağlık sorunlarıyla uğraştılar. Günlerce yangınla uğraşan itfaiye ekiplerine yemekler yapıp, karınlarını doyurdular. Bir çoğu uyumadı. Bazıları ise kazmalarının, küreklerinin sapına yaslanıp, uyumaya çalıştılar.
KURTULUŞ SAVAŞI GİBİ
Tarihi tarih yapan olaylar olduğu gibi, bunu yaşayan ve yaşatanların sadece erkekler olmadığı bir gerçektir. Her alanda değer üreten Türk kadını savaşlarda da kahramanca mücadele etmişti. Bu mücadele sürecinde bizzat savaşlara katılmanın yanında, cephe gerisinde hastanelerde hasta bakıcı ve hemşire olarak, fabrika ve atölyelerde mermi ve cephane üreterek, askerlerin dikim ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılayarak önemli görevler edinmişti.
O dönemde Kurtuluş Savaşı’nın simgesi olmuş Şerife Bacılar, Halide Onbaşılar, Nezahat Onbaşılar, Emire Ayşeler, Erzurumlu Fatmalar gibi, Orhaniyeli, Hisarönlü, Turgutlu, Bayırlı Osmaniyeli ve diğer kırsal alandaki köylü kadınları da doğup büyüdüğü toprakları korumak için bir tarih yazdılar.
TORUNLARIMIZA ANLATACAĞIZ
İlk kez böyle bir facia ile karşı karşıya kaldıklarını anlatan Orhaniyeli kadınlar, kabus dolu günleri, torunlarına anlatacaklarını ve ormanları korumak için onları öncelikle eğiteceklerini söylediler.
Orhaniyeli Cennet Eren adlı kadının beyin kanaması sonucu özürlü hale gelmiş eşini de bırakarak yangına koşması, unutulmayacak anılar arasına girmiş.
Orhaniyeli kadınlar yangına karşı nasıl mücadele verdiklerini şöyle anlatıyorlar.
Üçgül ACAR- “Yangının köyümüze yaklaştığında eşim ve çocuklarımla birlikte, elimize geçirdiğimiz, kazma, kürek, çapa, tırmıkla yanan ormanlık alanına koştuk. İtfaiye gelmeden bizler yangına müdahale ettik. Daha sonra itfaiye ekiplerine, Orman işçilerine ve belediye ekiplerine yemekler yaptım. Helal olsun onlara, onlar da canla başla çalıştılar”
Yasemin ACAR- “ Ben burada doğdum büyüdüm. Evlendim çocuklarım oldu. Böyle bir yangını ilk kez yaşadım. Allah bir daha böyle bir faciayı bizlere yaşatmasın. O güzelim yeşil alanları ve mis kokulu çam ormanlarımızı kaybettik. Yeniden dikeceğiz ve bu olayları torunlarımıza anlatacağız”
Meliha TUNCEL -” Yangın ekiplerine yardım ettim. Özellikle Muğla dışından gelen itfaiye ekiplerine yol gösterdim. Çünkü yöreyi bizler daha iyi biliyorduk. Ekiplerin suyu bitince bidonlarla su taşıdık.”
Gizem GÜRBÜZ-” Köyümüzün gençleri yangın söndürme ekipleri ile birlikte çalıştılar. Dumandan etkilenen söndürme ekiplerine sağlık yardımında bulundum”
Ayten HOPPA – “Yangında herkes seferber oldu. Komşu komşusunun külüne muhtaçmış. Gerçekten biz bunu yaşadık. Çaresizdik. Herkes kapısını açtı. Yangın İçmelerden sonra Osmaniye köyüne sıçradı ve Osmaniye yandı. Bu insanlara evimizi açtık, konuk ettik. Osmaniyeli Köylüler iki gün sonra evlerine gittiklerinde hiçbir şeyleri kalmamıştı. Arabaları, traktörleri, hayvanları yanmıştı. Gecemiz gündüzümüz kabusa dönmüştü. Kızım Asel bile “Ağaçlarımız yandı anne” diye ağlıyordu. İçler acısı her yer. Nasıl yeşerecek, düşünemiyorum.”
Emine Bilgiç, Hayriye Savaş, Yeşim Özcan, Binnur Özkan, Fatma Yavuz, Oya Can, Orhaniye’nin tarih yazan diğer kadınları oldular...
ORHANİYE MUHTARI CEM DİNÇ
Orhaniye Köyünün genç ve çalışkan muhtarı Cem Dinç de şunları söylüyor :
“Bütün orman çalışanlarımıza, değişik il ve ilçelerden gelen itfaiyeci arkadaşlara, gönüllü kardeşlerimize, yürekli, fedakar, cefakar gençlerime, cesur kadınlarımıza, telefonlarıyla desteğini esirgemeyen güzel yürekli insanlara, Selimiye mahallesinden bize aş gönderen dostlarımıza, Turgut mahallesinden elindeki malzemeyi paylaşan kardeşlerimize, acısını unutup bize üç beş saat sonra desteğe gelen Hisarönü mahallesindeki arkadaşlarımıza, amaçsız, beklentisiz yanımızda olan her bir bireye şükranlarımı sunarım.
Siz varsanız, biz varız ,yoksanız yarımız eksik. Acınız acımız, bir bütün elmanın parçasıyız hepimiz. Yaralarımızı hep beraber saracağız, birlik beraberliğin örneğini göstereceğiz.
İyi ki varsınız güzel yürekli insanlar “