KARAYİP DENİZİNDE BÜYÜK TÜRK ADASI “GRAND TURK
Yıllar önce Profesyonel Turist Rehberi olarak Dünyada, Türk adlı yerleşim birimlerini araştırırken Belçika-Liege- Faymonville Türk köyünün yanısıra bir turizm broşüründe Karayip Denizindeki Grand Türk (Büyük Türk) ismine de rastladım.
12 Mayıs 2020 Salı 12:08
Pekcan Türkeş yazdı...
“Çok okuyan mı çok gezen mi bilir?” sorusuna halkımızın verdiği isabetli cevap gereğince çok gezen bendeniz Modern Evliya Çelebi,rotamı Batı Hint adaları da denilen Karayip Adalarına çevirdim.
Miami’den kalkan kruvaziyer turlarından birinde yerimi ayırttım. Bu seyahatin sonunda Grand Turk Adası’nda yaptığım araştırmada bir tarihi yanlışlık olduğunu da farkettim.
KOLOMB’UN “YENİ DÜNYA” SEYAHATİNİN İLK DURAĞI: GRAND TURK
Karayip adaları , ABD'nin güneyinden başlayarak Venezuela'nın kuzey batısına kadar uzanır. Bölge üzerinde yirmi beş ülke ; 7000' den fazla ada , adacık ve kayalıklardan oluşur . Bu adalardan biri de Grand Turk adasıdır.
Grand Turk Adası, Turks ve Caicos adaları başkenti Cockburn Town’ın üzerinde bulunduğu ada. 1973 yılından beri Turks ve Caicos Adaları iç işlerinde serbest ama dış işlerinde İngiltere’ye bağımlı bir yönetime sahip durumda .Ülkenin resmi dili İngilizce, resmi parası ise Amerikan Doları.
Atlantik Okyanusu Doğu Karayip Denizindeki destinasyonumuz iki tropik ada grubundan oluşuyor: Turks ve Caicos. Büyük ada grubu Caicos, küçüğü Turks. Masmavi denizi, sualtı zenginlikleri, lüks otelleri, göz alıcı bitki örtüsüyle doğa sever turistleri, balayı çiftlerini çeken adalar;aynı zamanda paravan şirketlerle kara para aklama cenneti.
TİŞÖRTÜMDEKİ 1492 SAYISI VE KERTENKELE
Türkiye’den binlerce kilometre uzaklıkta Atlantik Okyanusunda Türk, üstelik “Büyük Türk” adını taşıyan bir yerde Türk’lüğümle gurur duydum.
Grand Turk sahilinde ilk karşılaştığım tişört ve şapka satan seyyar satıcıya gayet safiyane şöyle dedim: “Ben sizin hemşeriniz,Türk’üm. Türkiye’den geliyorum”. Adam sırıtarak: “Alışveriş yap ki hemşeri olduğumuza karar vereyim” dedi. Tabii biz de hemşeriliğimizi gösterip pazarlık yapmadan tişört ve şapka aldık. Satın aldığımız tişörtlerin ve şapkaların üzerinde 1492 sayısı ve İguana sembolü var. Bu yörede nesli tükenmekte olan kaya iguanaları 9 harfinin içine sıkıştırılmış olarak konulmuş.1492 rakamı ise Amerikanın keşfedildiği tarihtir. Hindistan’a batıdan ulaşma çabasıyla yola çıkan İtalyan kaşif Kristof Kolomb, 1492 yılında sadece yerlilerin yaşadığı bu kıtaya ayak bastığında bir Doğu Asya adasına vardığını sanmıştı. Aslında ayak bastığı ada Grand Turk’ün bulunduğu Bahama Adalarından biriydi.
Daha sonra Fransız, İngiliz ve İspanyol sömürgecileri adaya gelmişler. 18’inci yüzyıl sonunda Bahamalar’ın yönetimine giren adalar, 19’uncu yüzyılda Jamaika’ya bağlanmış.
MERCAN KAYALIKLARI
Kızıl Deniz-Şarm El Şeyhʹde olduğu gibi burada da dünyanın en uzun mercan kayalıkları bulunuyor.Tabii dalma sporu da bir hayli gelişmiş bu adalarda. Özellikle sömürge döneminden kalan birbirinden zarif yapılar ve doğal güzellikler el ele vermiş adayı süslüyor. İki kat üzerine inşa edilmiş 150 yıllık bir binada Turks ve Caicos Ulusal Müzesi var. 1852 senesinde İngiltere’den parçalar halinde getirilerek burada birleştirilen Grand Turk Deniz Feneri de turistler için ilginç bir yer. Fener, ülkenin tarihi eserler listesine dahil edilmiş ve İngilizlerin dünyaca ünlü National Trust kuruluşu tarafından da koruma altına alınmış.
ASTRONOT JOHN GLEN’İN UZAY KAPSÜLÜ GRAND TURK’TE SERGİLENİYOR
Dünya Yörüngesini tamamlayan ilk Amerikalı Astronot John Glenn’in uzay kapsülü Grand Turk Adası’nda sergileniyor. Malûm olduğu üzere Glenn, “Friendship 7” adlı kapsülüyle 20 Şubat 1962’de 5 saat içinde Dünya’nın
yörüngesini 3 kez tamamladıktan sonra adanın birkaç kilometre uzağına iniş yapmıştı. İşte bu kapsül, Grand Turk Adasına gelen yolcuların ziyareti için limanın girişine konmuş.
TUZ PARASI SALARİUM
Grand Turk;adaların en önemli tarihi noktalarından biri. 18. ve 19. yüzyıldan kalma Bermuda stili mimari yapısını süsleyen evlerin bulunduğu yerde tuz yatakları da var. Tuz ticareti adanın zenginleşmesine neden olunca 18. yüzyıl sonunda Bahamalar’ın yönetimine giren adalar, 19. yüzyılda Jamaika’ya bağlanmış.
Ülkenin bayrağında “İgloo” Kardan ev görüntüsü bulunuyor. Bunun nedeni de tuz yığınını igloo şeklinde çizilmiş olmasından kaynaklanıyor. Tuzun insan hayatındaki önemli bir yeri olduğunu belirten büyük tabelada şunlar yazılı: İncil’de 36 defa salt (tuz) kelimesi Shakespear’in oyunları’nda ise 67 defa geçmektedir. Hatta İngilizce’de salary (ücret) kelimesi de Latince Salarium (tuza yatırılan para) kelimesinden gelmektedir. Zira Romalı askerlerin ödediği tuz parası salarium ‘dur. Tuz göletlerinin bulunduğu yerde hayatınızın tadı, tuzu, bereketi eksik olmasın dileğiyle pembe flamingoları ve göçmen kuşları seyrederken sevdiğiniz insana şu cümleyi fısıldamayı da ihmal etmeyin: …”Sevmek saçak altına sığınan göçmen kuşun kar tanecikleri arasında uçuşan beyaz tüyünü görmektir.”
Pek sıcak kanlı insanları var bu ülkenin. Eğlenmeyi, gezip tozmayı, dans etmeyi çok seviyorlar. Kendi aralarında konuştukları İngilizceyi anlamak zor olabiliyor bazen.
KABUKLU DENİZ ÜRÜNLERİ ÇİFTLİĞİ
Grand Turk,spor ve dans yarışmaları ile de ünlü.Adadaki butik otellerden biri de Grand Turk Inn. 150 yıllık bir manastır restore edilerek 2005 yılında turizme açılan Grand Turk Inn’de palmiye ağaçlarının altında hamakta dinlenebilecek konaklama noktalarından biri. Muhteşem kumsallarıyla ünlü Providenciales (Provo)ʹde plajlarının en tanınmışı GRACE BAY. Denizi kristal berraklığında. Yanı başındaki bembeyaz kumsal yaklaşık 20 kilometre uzunluğunda. Tarihten hoşlananlar için Cheshire Hall ve Richmond Hill görülmesi gereken yerler arasında olmalı. Cheshire Hall size 200 yıllık bir tarihe dokunma ve pamuk tarlaları ile kölelerin hikayesini dinleme fırsatı sunuyor. Dünyadaki tek kabuklu deniz hayvanları üretim çiftliği de burada.
TRAFİK SOLDAN
Kruvaziyerimiz limana yanaşmadan önce yapılacak turlar ile ilgili olarak, kamaradaki TV ve girişteki ilan panosu aracılığı ile yolcular bilgilendiriliyor. Sizi bekleyen minibüslerle şehri gezeceksiniz. İsteyen, sırada bekleyen taksilerle pazarlık yapıp şoförün rehberliğinde adayı gezebiliyor. Ayrıca adada araba kiralayabiliyorsunuz. Ancak İngiltere’ye bağlı olduğu için trafiğin soldan olduğunu da unutmayın.
Adanın sokaklarında at ve eşek taşıma aracı olarak kullanılıyor.
KAKTÜS,FES VE TÜRK
Bu Seyahat boyunca dünyanın diğer ucunda yer alan Grand Turk’ün neden Büyük Türk adını taşıdığını merak ettim.
Türkleri ve kayıkları anımsatan Turks ve Caicos Adaları ve Grand Türk isminin kökeniyle ilgili birkaç farklı hikaye anlatılıyor. Bunlardan biri fese benzeyen, dolayısıyla da bir Türkü hatırlatan, bu yöreye has bir kaktüsten aldığını söylüyor. Bir diğer anlatıya göre, isim bir korsan hikayesinden kaynaklanıyor. Geçmişte “Türk” kelimesi “korsan” anlamında kullanılıyormuş. 15 ve 16’ncı yüzyıllarda, Osmanlıların Akdeniz’de kuş uçurtmadığı dönemde Okyanusa açılan korsanların Turks ve Caicos Adaları’nı bir gizlenme yeri olarak seçtiği söyleniyor. “Caicos”un ise yerli dilinde “adalar dizisi” anlamına gelen “caya hico”dan geldiği sanılıyor.
Her ne kadar ansiklopediler buraya Türk denilmesinin sebebini Adada bulunan bir çeşit kaktüsün (Melocactus) üst kısmının fese benzemesinden dolayı denilmişse de burada tarihi bir yanlışlık var.Şöyle ki;Biz Türkler fesi Sultan 2. Mahmut döneminde ilk defa tanıdık. Oysa Türk sözcüğü daha 15. yüzyılda geçiyordu. 19. yüzyılda Osmanlı sarayında Avrupalı gibi giyinme modası baş gösterdi. Daha sonra bu moda ilim adamlarına ve halka yayıldı ancak Avrupa usulü şapkaların namaz kılarken zorluk çıkarmaları, sipersiz bir şapka kullanımını gerekli kılmıştı. Bunun üzerine Kaptan-ı Derya Koca Hüsrev Paşa, Fas’tan “Fes”leri getirmiştir. Dolayısıyla 2.Mahmud’un fermanı üzerine imparatorluğun resmi şapkası olan “Fes”in biz Türklerle ilişkisi 19.yüzyılda kurulur.
GRAND TURK MUHTEŞEM SÜLEYMAN
Grand Turk adının Adaya ,Türk Denizcileri’nin gelmesinden sonra Batılılar tarafından “Büyük Türk, Grand Senior, Muhteşem Süleyman” adlarıyla anılan Kanuni Sultan Süleyman’dan alındığı sanılmaktadır.
İspanyol gemisi San Agustin, 1596 Küba- Havana’ya geldiğinde mürettebatın yarıya yakını Müslümanmış.
KRİSTOF KOLOMB VE MEZQUİTA
Amerika’yı keşfeden Kristof Kolomb, hazırladığı haritada Karayip Denizinde bugünkü Küba’nın bulunduğu bölgede bir yeri “Mezquita” diye işaretlemiştir. Bu kelimenin Türkçe’deki karşılığı “Mescit-Camii”dir. Daha sonra Piri Reis’in Kolomb’un haritasını inceleyerek meydana getirdiği Haritada da “Mescit” görülür. Bu da “Karayip Adaları”nın Kolomb’dan önce Piri Reis ve diğer Müslüman Türk denizcileri tarafından 15. Yüzyıldan beri biliniyordu” iddiamı güçlendirmektedir.
GRAND TURK ADASININ MENŞEİ İDDİAMI DIŞİŞLERİ BAKANINA NİHAYET ANLATABİLDİM
Bendeniz her fırsatta bu tarihi yanlışlığı düzeltmek için azamî gayret sarfederken; Türkiye dönüşünde, Avrupa Birliği eski Bakanı ve şimdiki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile karşılaştım. “Olacak O Kadar” isimli televizyon programındaki “Yusuf Yusuf Usta” tiplemesiyle tanındığım o dönemlerde Mevlüt Bey, lise eğitimi sıralarında tiyatro çalışmalarından söz edince, ben de seyahat yazılarımdan bahsettim. Bir ara mevzuyu Grand Türk Adası’na getirdim. London School of Economics’te “Çevre Ekonomisi ve Sürdürülebilir Kalkınma” üzerine doktora yapmış Bakanımız konuyu hemen anladı. Baş Danışmanına benimle ilgilenmesi talimatını verdi.
Dünyanın birçok yerini dolaşarak gezi yazıları kaleme aldığımı belirtip, gezilerim sırasında Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt dışında yaptıklarını takdirle izlediğimi dile getirdim.Özellikle Türk Hava Yolları ile gurur duyulması gerektiğini ifade ettim. Çavuşoğlu ise Türkiye’nin TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) aracılığıyla yurt dışında önemli hizmetlerde bulunduğunu hatırlatarak, “Türkiye Cumhuriyeti olarak dünyanın birçok yerinde varız, bundan sonra da olacağız” dedi.
Konuyla ilgili Sayın Bakanımızla yaptığımız sohbet sonrasında ve düzeltilmesi için verdiğimiz uğraşlar sonucunda “Yanlış hesap Bağdat'tan döner” misali Vikipedi de Grand Türk iddiamı ispat edercesine ilgili maddede şöyle bir değişiklik yaptı: .....”Adını şekli Türk fesine benzeyen Melocactus adlı kaktüsten aldığı söylenmektedir. Ancak daha sonra bunun doğru olmadığı adaya Türk adının verilirken daha Türklerin fes giymediği ortaya çıkmıştır.”
KARAYİP KORSANLARI
Karayipler’i yeniden keşfetmek istiyorsanız eğer Kristof Kolomb gibi açılacaksınız, bu sefer Karayipler’in güneşini, turkuaz rengi denizini ve beyaz kum sahillerini keşfedeceksiniz. Cennette yaşadığınızı hissedeceksiniz. Kristof Kolomb Karayipler’i keşfederken turistik yönünü düşünmedi belki ama, günümüzde turistik yönü ağır bastığı için keşifler artık farklı gözle görülüyor…
Keşifleriniz sırasında kıyılarda gemi enkazlarına da rastlamak mümkün. Tüple dalış yapmayı seviyorsanız işte size batık gemilere ulaşma fırsatı… Belki Johnny Depp ve adamlarının, “Karayip Korsanları” filmlerinden batırdıkları gemi enkazlarına da rastlarsınız… “Karayip Korsanları” filmlerinde Karayiplerin hep kara yüzünü gördük. Korsan savaşlarını izledik… Bir de size cennet misali yüzünü anlatalım. İster macera ve heyecan arayın, isterseniz sadece keyifli bir şekilde dinlenmek isteyin, hepsini Karayipler’de görmek mümkün…
Yıl boyu güneş ışınları, egzotik vahşi yaşam, nefes kesici manzaralar ve adaların canlı külbeyaz kumları, masmavi bir deniz ve gözün alabildiği en son noktada uzaklardan bize göz kırpan lüks yatların yer aldığı bu adada binlerce değişik tonda, henüz tanışılmamış yepyeni bir hayatın müjdecisi renk var.
O cennet mavisi denizden çıkıp, bembeyaz kumlara basarak tüm elektriğimizi attıktan sonra, yeşilin tam da can aldığı tondaki ağaçların altına yarı ıslak uzanmak yaşadığınızı hatırlatır size…
GRAND TURK’DEN AYRILIŞ
BAMBAŞKA BİR TUTKUDUR DENİZ. AŞKTIR, HEYECANDIR.
Grand Turk’den ayrılırken dalgalı denize bakıp Anemon Yayınevi’nin yayınladığı “Deniz Hikâyeleri” adlı kitabımın arka kapağında yazılanları birebir yaşıyorum: “Bambaşka bir tutkudur deniz. Aşktır, heyecandır, korkudur. Bilinmeyene yolculuktur… Her yolculuk ayrı bir serüven ve her serüven ayrı bir öyküdür deniz tutkunları için. Bir çok hikâye yazılmıştır deniz üzerine. Her hikâye bambaşka dünyalara götürür sevdalıları.”
Gökyüzünden ufka doğru uzanan bembeyaz bulutlar, çocuksu çığlıkları
haykırır birbirleri ile oynaşan martılar
cennete açılan o mavi kapının üzerinde bir tekne bekler sizi. Ufka doğru kanat çırpan bir kuş gibi süzülürsünüz mavi ve beyazın ortasında… Bazen bir turkuaz, bazen de gri. Renkten renge bürünür size sevgisini sunmak istercesine…
Tanrının yarattığı tüm canlılar o cam mavisinin ve renk cümbüşünün altında dans eder…
Denizle olan dansınız başlıyor işte o anda sizin de… Yüreğinizdeki duygular öyle coşar ki dile gelir hepsi birden. Şair olur şiirler dizersiniz. Yazar olur sayfalarca denizi anlatırsınız. Ama bir türlü tarifini yapamazsınız aşık olduğunuz denize… Ona kavuşma heyecanının, ondan ayrılma kabusuna dönüşmesi kaplar artık yavaş yavaş benliğinizi… Herkesten uzak, cennet sessizliğinde bir denizin ortasında balıkların en güzelinin sonuncusunu yedikten sonra başlar geriye yolculuk. Karaya yaklaştığınızda, içinizi bir hüzün kaplar. Mavi düşlerinizden uyanmanın, yolculuk boyunca gördüğünüz o tatlı rüyaların sona ermesinin ızdırabını duyarsınız. Bir deniz yolculuğunun daha sonuna geldiğinizde, karadaki yolculuğunuz başlayacaktır. Ama siz karaya ayak basmadan gideceğiniz başka bir deniz yolculuğunun hayâlini kurmaya başlarsınız. Bir çocukluk coşkusuyla bırakırsınız vücudunuzu mavi sulara… Attığınız her kulaçta yeni bir deniz serüveni vardır aklınızda…
Bir sonraki deniz serüveninde başka bir limanda, yeni bir kentte buluşmak üzere bu Tropikal iklime, bu güzel mavi yolculuğa “Hoşca Kal” diyoruz.
GRAND TÜRK’ÜN ANIMSATTIKLARI