Kişisel Sınırlar
“Komşum çat kapı bize geliyor, önceden haber vermediği gibi müsait olup olmadığımı da sormuyor”;
20 Temmuz 2015 Pazartesi 13:18
Kişisel Sınırlar
“Komşum çat kapı bize geliyor, önceden haber vermediği gibi müsait olup olmadığımı da sormuyor”; “Dayım her hafta sonu arabamı ödünç istiyor, bana lazım dediğimde ise ısrarla ne yapacağımı soruyor”; “Yeni tanıştığım halde bana ismimle ve senli benli hitap ediyor. Yakınlığımı ve sıcakkanlılığımı hemen yanlış anladı”; “Telefonla konuşurken arayan tarafa müsait olmadığımı söylediğim halde, kendi söylemek istediklerine odaklı bir halde konuşmaya devam ediyor”; “Daha yeni tanıştığımız halde bana özel hayatımla ilgili birçok sorular sormaya başladı”; “Annem kapımı çalmadan odama giriyor, günlüğümü okumuş ve sırf davranışa bile dökülmemiş duygularım yüzünden bana hesap soruyor”; “Eşim sürekli cep telefonumu kurcalıyor”; “17 yaşıma girdim, babam hala izinsiz çantamı, özel eşyalarımı karıştırıyor”; “kız arkadaşım sürekli beni eleştiriyor, bazen de giysilerimi ödünç istiyor, hayır diyemiyorum. Bu durumlar beni çok asabi yapıyor.” Daha pek çok örnekler verebilirim kişisel sınırlara yapılan ihlallere. Bu alanlarda yaşanan sıkıntılar danışanlarımla terapilerimesnasında sıklıkla karşıma çıkar. Nedeni ise özsaygımızı, duygularımızı, davranışlarımızı, ilişkilerimizi, ebeveynlik becerilerimizi,ve bağlanmamızı etkilediğinden bu sınırların iyi belirlenmemiş yani sağlıksız olması yaşantımızı oldukça etkiler. Peki nedir bu sınırlar?
Kişisel sınırlar, bir kişinin başkaları ile etkileşimlerinde gördüğümüz ve kişininkendisi ile ilgili tercihlerini ve diğer kişilere tepkilerini belirlerken ortaya çıkardığı bir duruştur. Sadece fiziksel değil, zihinsel ve psikolojik sınırları da kapsar. İnançlar, değerler, aile, çevre etkisi, geçmiş deneyimler, fikirler, tutumlar ve sosyal öğrenme ile biçimlendirilebilir.
Kişide sınırların olmaması veya çok az olması durumunda, kişinin kendisine yapılanlar veya kendisinden istenenlerüzerinde, ve aynı şekilde kendisinin başkalarından talepleri veya davranışları üzerinde kontrolü yoktur. Sınırlar iç içe geçmiştir. Başkaları ile fazlaca özdeşleşir, duygularını ve kişisel bilgilerini başkalarına kolayca açabilir. Kolay manipüle edilebilir, kolay bağlanır ve kolaylıkla suiistimal edilir. Dürtüsel hareket eder, insanlara hayır diyemez. Çocuklar her istediğinin yapılması için diretir, ebeveynleri de çocuğun her dediğini yapmaya çalışır. Bu ailelerde bireyselleşme gelişemediği gibi, aidiyet hissi ve paylaşmak ön plandadır.
Kişide sınırların gevşek veya geçirgen olması terimi aslında kişinin kendi sınırlarından girilebilirliğin kolay olduğu ve kişinin başkalarının sınırlarına girme eğiliminin olduğu durumlar için kullanılır. Bu kişiler kendilerinden emin değildir. Sınırlar, gevşek veya geçirgen olduğundan etkisizdir çünkü yanlış davranışlar son bulmaz, kabul edilebilir davranışlar başlatılamaz, öğrenme sağlanamaz. Örneğin, yemekten önce çikolata yememesi gereken çocuk annesi başka işlerle meşgulken gizlice dolaptan alıp yemeye başlar. Annesi fark ettiğinde “yemekten önce yememen gerektiğini konuşmuştuk” diyerek sadece sözel ifade kullanır ama kararlı bir şekilde müdahale etmez. Çocuk başını sallar ama yemeye de devam eder. Annesi ise her canı istediğinde tatlı yemenin zararlarından bahseder, yemek yiyemeyeceğini söyler ama bu seferlik yemesine izin vererek bir daha ki sefere günde bir kere sadece çikolata veya sadece dondurma yeme hakkı olduğunu ve onu da akşam yemeğinden sonra kendisinin vereceğini söyler. Çocuğun burdan aldığı mesaj ise aslında annesi görmeden yemenin mümkün olabileceğidir.
Sınırları katı olan kişiler ise sağlıklı ilişkiler kurmakta, yardım istemekte, duygularını düzenlemekte zorlanırlar. Patlayacak gibi hissedene ya da uzun süreli negatif duygusal durumlar deneyimleyene kadar duygularını tutarlar. Aile bireylerinin birbirinden uzaklaşmış olduğunu görürüz. Çocuklarda kendi kendine yetebilme ve bağımsız olma durumu, ebeveynlerinde katı sınırların olmasının pozitif bir özelliğidir. Katı sınırlar aile içinde iletişimi zorlaştırdığı gibi ebeveyne yabancılaşma görülebilir.
Kişisel sınırları korumak ebeveynler olarak çocuklarımıza zamanında öğretmemiz, öğretemiyorsak bir aile terapistinden, uzman bir psikologdan destek almamız gereken en önemli konulardan biridir. Bunu öğretmekle beraber, kişisel sınırları belirleyerek ve bu sınırları gerek kendimiz ihlal etmeyerek gerek çocuklarımızın ihlal etmesine izin vermeyerek içselleştirmelerini sağlayabiliriz. Unutmayalım! Bugün çocuk tacizlerinin çoğuna müdahale edilebilmesi bile ebeveynlerin çocukları ile fiziksel sınırları rahatlıkla konuşabilmesi ve öğretmesi ile yakından ilişkili.
Bahar Erden
Uzman Psikolog/Evlilik ve Aile Terapisti
İçmeler Mah.306 Sok. No.3/3 İçmeler-Marmaris
Tel: 0530 640 29 70