Gündem Gazetesi

Leopara "sırtlan modeli" koruma

Güneydoğu Anadolu'da çizgili sırtlanın kaderini değiştiren koruma programının benzeri Diyarbakır'daki olayla gündeme gelen leopar için de uygulanmaya başladı- Dağ köylerinde oturan vatandaşların eğitileceği program kapsamında leoparın bir canavar

08 Kasım 2013 Cuma 11:38

Leopara sırtlan modeli koruma

TOLGA ALBAY - Anadolu'da son 10 yılda 4'üncü leopar ölümü, sivil toplum örgütlerini harekete geçirdi. Çizgili sırtlanların korunması için Şanlıurfa'da uygulanan ve başarı sağlanan projenin benzeri leopar için de uygulanmaya başladı. Okullar, köy kahveleri ve ev ziyaretleriyle bölge insanına leoparın canavar değil korunması gereken özel bir hayvan olduğunu anlatılacak.

AA muhabirine açıklama yapan Doğa Kültür ve Yaşam Derneği Başkanı Turan Çetin, 1974 yılında Ankara Beypazarı'nda öldürülen leoparla resmi olarak Anadolu'daki neslinin tükendiği düşünülen leoparın, 2005 ve 2008 yıllarında Bitlis, 2010'da da Siirt'te, 4 gün önce de Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde ortaya çıktığını, leoparların bu topraklarda yaşam alanlarının devam ettiği savının güçlendiğini ifade etti.

Yaşanan tüm olayların çoban silahından çıkan kurşunla sonuçlandığını, önlem alınmadığı takdirde birkaç yıl sonra benzeri bir olayın tekrarlanmasının kaçınılmaz olduğunu kaydeden Çetin, "2010 yılında Gabar Dağı'nda Botan Çayı çevresinde yaşanan olay sonrası leoparlara yönelik projelere hız verildi. Doğa Kültür ve Yaşam Derneği ile Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Derneği olarak bir proje başlattık. Birleşmiş Milletler Küresel Çevre Fonu Küçük Destek Programı sponsorluğunda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü desteğiyle başladığımız proje kapsamında ilk etapta leoparların yaşam alanlarını tespit etmeye çalışıyoruz. Projenin henüz 4'üncü ayında Diyarbakır'dan yeni bir leopar haberi geldi. Ama bu olay da maalesef öncekilerde olduğu gibi çoban silahından çıkan kurşunla ve ölümle sonuçlandı. Bu olay, projenin aciliyetini bir kez daha gündeme getirdi" dedi.

Yaptıkları çalışmada özellikle Bitlis, Siirt, Hakkari ve Tunceli'de leopar yaşadığı duyumları aldıklarını anlatan Çetin, son olayın yaşandığı Çınar ilçesinin ise leoparın yaşamı için uygun bir habitat olmadığını, hayvanın Bitlis tarafından bu bölgeye gelmesi ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti.

Çetin, araştırma kapsamında dağ köylerinde oturan vatandaşlarla konuştuklarını, özellikle yaşlıların anlattıkları olayların aydınlatıcı olduğunu belirterek, Bitlis ve Siirt'te anlatılan çok sayıda olaya rağmen Çınar ilçesinde halkın daha önce böyle bir hayvanla karşılaşmadıklarının belirlendiğini anlattı.

Yaşam alanlarının belirlenmesi ve mümkünse hayvanların görüntülenmesi sonrası bakanlık tarafından leopara yönelik koruma statüsünün belirleneceğini dile getiren Çetin, belirlenen alan içindeki köylerde oturan vatandaşlar ve çobanlara yönelik eğitim programı başlatılacağını, broşür, poster benzeri materyallerle farkındalık yaratmaya çalışacaklarını ifade etti.

Yöre halkının leopardan çok korktuğunu, bu hayvanla karşılaştığında savunma mekanizması içine girebildiğini kaydeden Çetin, "Bölge insanına leoparın özellikleri, korunmasının önemi hakkında bilgilendirmelerde bulunacağız ve bizimle işbirliği yapmalarını isteyeceğiz. Projeyle ölümle sonuçlanan olayların sona ermesini hedefliyoruz. Bu konuda geçmişte Hedef Sıfır Yokoluş Kampanyası kapsamında uygulanan Şanlıurfa Bozkırları Projesi'ndeki deneyimlerinden yararlanacağız" dedi.

- Canavar değil korunmaya muhtaç

Şanlıurfa'da Doğa Derneği tarafından yürütülen koruma projesi sayesinde geçmişte leoparlarla aynı kaderi paylaşan çizgili sırtlanların bugün 5 köyde yöre halkıyla bir arada yaşamasının sağlandığını, ceylan, kelaynak, çöl yılanı ve ishak kuşu gibi nesli tehlike altındaki türlerde olumlu sonuçlar kaydedildiğine dikkati çeken Çetin, şu bilgileri verdi:

"Sırtlanda edindiğimiz deneyimler leoparda çok işimize yarayacak. İki hayvanın ekosistemi ve insana karşı davranışları farklı olsa da insanların bu hayvanlarla ilgili düşünceleri ortak. İkisinden de çok korkuyorlar. Şanlıurfa'da elde ettiğimiz başarıyı tüm Güneydoğu Anadolu'da leoparda da elde edeceğimizi düşünüyoruz.

Proje kapsamında köy kahveleri ve ev ziyaretleriyle bölge halkına leoparın bir canavar olmadığı, korunması gereken özel bir hayvan olduğunu anlatacağız. Leoparların bölgeye getireceği faydaları anlatacağız. Okullarda vereceğimiz dersler ve öğreteceğimiz çeşitli oyunlarla leoparların çocuklar tarafından da sahiplenilmesini sağlayacağız. Şanlıurfa'daki proje kapsamında 1 Ocak 2010'da sırtlan, ceylan ve çöl yılanı gibi hayvanların korunması için cuma hutbesi verilmiş, çok büyük bir etki sağlanmıştı. Yöre halkının bu hayvanlara bakış açısı bir anda değişmişti. Leopar için de benzeri bir girişimde bulunacağız."

Muhabir: Tolga Albay
Yayınlayan: Serdar Yılmaz

Kaynak: Haber Kaynağı
Facebook'la Yorumla

BENZER HABERLER