MUMCU’NUN HABERİNİ NİYE YAYINLAMADIK?
18 Eylül 2013 Çarşamba 14:51
Salı günü öğleden sonra, Marmaris menşeli bazı internet sitelerine ve sosyal medyaya bir haber düştü. Haberin içeriği, Avukat sayın Ceyhan Mumcu’nun Marmaris Belediye Başkanı sayın M. Ali Acar’a yönelik çok ama çok ağır ithamlarıyla doluydu. Haber metninde “Türkiye’nin önde gelen avukatlarından” sıfatı takılan Ceyhan Mumcu, söz konusu açıklamayı, DP Marmaris belediye başkan aday adayı Mustafa Karacan’ın Marmaris Belediyesi ile ihtilaflı davalarının duruşmasının ardından yapmıştı. Ancak, yargı sürecinin sürdüğünü belirttiği davaya ilişkin sadece birkaç cümle sarf eden “Türkiye’nin önde gelen avukatlarından” sayın Mumcu, sıra Belediye Başkanı Ali Acar hakkındaki düşüncelerine gelince konuştukça konuşmuş. Hem de Başkan Acar’ın siyasi rakiplerinin dahi kullanmadığı itham ve iddia dolu çok sert ifadeler kullanmış: “Belediye her tapulu malı olanı tehdit ediyor. ‘Bir imar kararı alır bedava el koyarım’ diye. Tapunun güvencesi kalmıyor. Barzani Kerkük’te bütün Türkmenlerin tapularına el koydu, onları geçersiz saydı. O zihniyetin buradaki bir uzantısı, örneği. Sadece bir değil birkaç tane var. Akif Cankurt’un Yüksel Restaurant’ı var. Parti farkı da gözetmiyor. Her partilinin geleceğini belediye başkanının keyfine bırakıyor. ….
Ali Acar’ın yaptığı ile Melih Gökçek’in Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği’ne ODTÜ’ye yaptığı tıpatıp aynı. Aralarında bir fark yok, AKP’den kurtulalım diyorlar, kurtulacaksak Ali Acar zihniyetinden de kurtulmamız gerekir. AKP yaparsa karşı çıkacağız, CHP yaparsa, bizim belediye başkanımız yaptı diye ses çıkarmayacağız, bu çok yanlış bir anlayıştır” Başkan Acar hakkında konuşurken kendini frenleyemeyen Ceyhan Mumcu, işi alenen siyasete de dökmüş. “Ali Acar zihniyetinden kurtulmamız gerekir” diyen Mumcu, yerel siyasete adeta müdahil olmuş, “Umarım CHP örgütü bunu fark etti. Ali Acar’ın bir kader olmadığını anladı. Sağ duyu orada egemen olur. Ön seçimde ısrar ederlerse Ocak ayında Ali Acar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Şimdiden uyarıyorum CHP zarar görmek istemiyorsa olaya el koysun. Ben de 43 yıllık CHP’li olarak kendi partimi böyle savcılığa şikayet etmeyi içime sindiremiyorum” demiş. Dediğinin bir kısmını da zaman geçirmeden yapmış, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Ali Acar’ı şikayet telgrafı” çekmiş. -Bu arada telgraf adresine ulaşamayabilir. Çünkü, telgraf metninde Mumcu’nun 43 yıllık üyesi olduğu CHP’nin Genel Başkanının soyadı yanlış yazılmış.- Gereğinin yapılması istenen telgrafta şu ifadelere yer verilmiş: “Ankara eski belediye başkan yardımcısı ve bir hukukçu olarak sizleri mevcut Marmaris belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri ile ilgili uyarmak istiyorum. Bunlar belediye imkanları ile Marmaris’teki tüm inşaat ve konut yapılarının hemen hemen tümünde tekel olmuş, bilhassa ihtilaflı ve şuulu yerleri hallederiz vaadiyle akçeli işlerin içindedirler. Eğer bu belediye başkanında ısrarlı olursanız ülke çapında sıkıntı çekersiniz.” Mumcu’nun açıklamaları ve şikayeti yerel medyanın önemli bir kısmında yer buldu. Haber bize de ulaşmıştı. Arkadaşlarla oturup, konuyu değerlendirdik. Ortaya çıkan ilk fikir doğrultusunda, ya tamamını ya da Karacan Ailesi ile Belediye arasındaki davaya ilişkin bölümünü manşetten verecektik. Davaya ilişkin haber metni oluşturamadık. Çünkü, ortaya bir buçuk cümle çıkmıştı: “Karacan Ailesi ile Marmaris Belediyesi arasındaki dava devam ediyor. Dava süreci kapsamındaki duruşma için Marmaris’e gelen Karacan ailesinin avukatı Ceyhan Mumcu ‘….’ dedi.”
Sayın Mumcu, noktalı alanları dolduracak davayla ilgili söz sarf etmemişti. O halde, önümüzde iki seçenek kalmıştı. Diğer bazı yerel gazetelerin dünkü sayısında olduğu gibi haberin tamamını manşetten verecek ya da hiç vermeyecektik. Gazetenin sahibi ve genel yayın yönetmeni olarak sorumluluğu üstlendim ve kararı verdim. Habere yer vermedik. ‘Sorumluluğu üstlendim’ dedim çünkü, haberi kullansak, bazı kendini bilmezler, bize, “Baysal’cı, Karacan’cı”, aksi durumda ise “Acar’cı” yaftasını yapıştıracaktı. Oysa kararı verirken, siyaseti değil gazetecilik anlayışını temel aldık. Aynı açıklamayı, Başkan Acar’ın siyasi rakipleri, söz konusu davanın bir tarafı yapsaydı yada sayın Mumcu açıklamayı müvekkili adına dile getirdiğini, görüşlerinin kendisin değil de müvekkilinin olduğunu belirtseydi tereddüt etmeden kullanırdık. Fakat, sayın Mumcu, bir avukat değil bir siyasetçi edasıyla konuşmuş. Bana göre, bir avukatın yapması gereken bir açıklama değil, bir siyasetçinin yapması gereken bir açıklamaydı. Sanırısınız, sayın Mumcu, yerel seçimlerde Marmaris Belediye Başkanlığına aday olacak. Sanki Demokrat Parti adaylığını açıklayan sayın Mustafa Karacan’la yer değiştirmiş. Sayın Mumcu’ya işini öğretmek haddin değil. Ama 8 bin 358 oy alarak, Marmaris’e ikinci kez belediye başkanı seçilmiş olan sayın M. Ali Acar’ı yakışık olmayan ifadelerle eleştirmesini hiçte hoş karşılanmadım. Sayın Acar’ı seversiniz, sevmezsiniz.. Ki ben de kendisini çok defa bu köşeden eleştirdiğim. Ama bir davayı siyasete bulaştırmayı haklı bulmadım. O zaman sayın Mumcu çıksın, belediye başkanlığa aday olsun. Kozlarını paylaşsınlar. Marmaris Belediyesiyle, Karacan ailesinin davası artık yargılık olmuş, yorum yapmak bizim işimiz değil. Yüce yargının işidir. Velhasıl, haberi yayımlamadık, sebebini de bu yazıyla açıklamaya çalıştım, takdir siz okurlarımızın..
(Point Centerle ilgili yıllar önce kaleme aldığım makaleler, bu köşenin arşivinde mevcuttur. Merak edenler okuyabilirler.)