OKUL MÜDÜRLERİNDEN ÇOCUKLARIN GÖKKUŞAĞINA SALDIRI
Olağanüstü bir dönemin içerisinde olmamız ve bundan dolayı da süreci yakından takip ederek, kamu yöneticilerini uyarmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve gerektiğinde sorumluluk almak gibi görevlerimiz olduğunun farkındayız.
31 Mart 2020 Salı 12:17
Eğitimdeki skandalların ardı arkası kesilmiyor! Her yeni gün, “pes dedirten” gelişmelere tanık oluyoruz. Neden mi? Çünkü eğitim, hiçbir dönemde böylesine niteliksiz, eşitlikten uzak, baskıcı bir kuşatmaya maruz kalmadı.
Coronavirüsle mücadele kapsamında vatandaşların büyük bir kısmı sokağa çıkmayarak, 'Evde kal' çağrısı yapmaya devam ediyor. Coronavirüsün önüne geçmek isteyen kişiler çeşitli faaliyetlerle farkındalık yaratmaya devam ediyor. Tüm Dünya çocuklarını kapsayan faaliyetle hem çocuklara hem de hayatını evde sürdürmek zorunda kalan tüm bireylere moral olacak bir akım başlatıldı. Bu akıma göre, evde kalan çocuklar gökkuşağı çizerek, boyayacak ve evlerinin pencerelerine asacaklar. Bu sayede çocukların evde moral bulması amaçlanıyor. Bu kapsamda yapılan çağrıda ""Akıma uyalım. Tüm çocuklarımız bir kağıda gökkuşağı çizip boyayacak. Sonra onu camlarına ve bu gökkuşağını gören her çocuk evde kalanın sadece kendi olmadığını görecek ve yalnız olmadığını hissedecektir. Bu gökkuşağı ile içinde bulunduğumuz stresli durumu biraz renklendirip yeni umutlara ışık saçalım hep beraber” denilmiştir.
Türkiye’de eğitim ve sağlık sisteminden kadın politikalarına kadar her alanda çocukların yararını değil, kendi çıkarlarını düşünen mevcut sistem; çocuklarımızın sahip olduğu heyecan, merak ve yaratıcılıktan açıkça korkmaktadır. iktidarın eğitimi kamusal hizmet olmaktan çıkararak, yeni rejimin kurucu aracı olarak kullandığının bir örneğini daha İlimizde İlçe Milli Eğitim Milli Eğitim Müdürlerinin talimatıyla Okul Whatsapp gruplarında paylaşılan yukarıda bahsedilen farkındalık çalışmasına karşı yapılan “Bu bir LGBTİ Projesidir. Gökkuşağı Onların Sembolüdür. Mayıs Ayında yapacakları onur yürüyüşünün bir ön hazırlığıdır. Bu mesajı yayıp uyaralım. Öğretmenlerimiz ve Çocuklarımız bu projenin parçası olmasın. Lgbt sapıklarına destek vermeyelim” paylaşımıyla görmüş olduk. Kamu kurumlarının ve yöneticilerinin olması gereken işleyişinin dışına çıkmasının yarattığı keyfiyetin olumsuz sonuçlarını defalarca gözlemlediğimiz için bu durum elbetteki bizleri şaşırtmadı. Örneğin “Bir kereden bir şey olmaz” anlayışı içinde tarikat yurtlarında taciz, tecavüz, şiddet ve en önemlisi ‘çocuk istismarı’ aklanmaya çalışıldığına defalarca tanık olduk .
Her yurttaş düşüncelerini ifade etmek ve yaygınlaştırmak özgürlüğüne sahiptir. Ancak bulunduğu makam ve sahip olduğu yetkileri kullanarak, çalışanları ve öğrencileri etnik köken, dil, din, inanç ve cinsiyet ayrımcılığa sürüklemesi hem hukuken suçtur hem de etik bir sorundur. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Öğretmenler, kamu adına faaliyet sürdüren emekçilerdir. Doğal olarak öncelikle halkımıza karşı sorumlulardır. Ayrımcılık ve nefret suçu işleyen bu yaklaşımın yaratacağı karanlık tablo gayet açıktır. Eğitim Sen bu yaklaşımı kınamakta ve bu durumu kabullenmeyeceğini kamuoyuna açıklamaktadır. Bu emirleri verenlerle ilgili yasal haklarımızı kullanacağımızın bilinmesini isteriz.
Bu nedenledir ki Eğitim Sen olarak öğretmenlerimize, öğrencilerimize, velilerimize bir çağrı yapıyoruz! Varsın onlar içlerindeki karanlığa sarılsın! Bizler birbirimize, insanlığımıza, daha güzel yarınlara daha güçlü sarılalım, el ele verip umut olalım! Çocuklarımızı, insanlıktan nasibini almamış olanların karanlık ve kötücül dünyalarına teslim etmeyelim! Çocuklarımızın renklerinin kirlenmesine izin vermeyelim.