SAĞLAM AİLE GÜÇLÜ TOPLUMUN İLK ŞARTIDIR
Mutlu insan, Sağlam aile, Güçlü toplum… Nevzat Laleli
16 Mart 2015 Pazartesi 11:59
HAY-DER,
Mutlu insan, Sağlam aile, Güçlü toplum… Nevzat Laleli
SAĞLAM AİLE GÜÇLÜ TOPLUMUN İLK ŞARTIDIR
Derneğimiz, 13.Mart.2015 Cuma günü HİZMET-İŞ sendikası salonlarında Yard. Doç. Dr. Muhsin Yılmazçoban’a “Sağlam aile nasıl kurulur” adında bir konferans verdirmiştir. Konuşmacı Yılmazçoban; “Toplumun güçlü, olması aileye verilen önemle ölçülür” dedi.
Balgat Hamidiye camisi imam - hatibi Emrullah Kahraman’ın okuduğu Kur’an-ı Kerimle başlayan gecede ilk sözü Genel Başkan Nevzat Laleli aldı ve “Derneğimiz, Bakara suresi 148.ayette buyrulan, Kötülüklerde değil, iyilik ve hayırda yarışın, emrine imtisalen hayırda yarışmak için bir araya gelmiş idealist insanlarla çalışmalarını sürdürmektedir.
Hâyır, çok geniş bir anlama sahiptir. Hâyırın hangi sahasında çalışmalıyız? sorusuna cevap aradık ve karşımıza; İnsanın mutluluğu için MUTLU İNSAN, ailenin sağlam olabilmesi için SAĞLAM AİLE ve toplumun içeriden ve dışarıdan gelebilecek bütün tehlikelere karşı kendini koruması için GÜÇLÜ TOPLUM olarak benimsenmesine karar verdik” dedi.
Derneğin çalışma hedefleri olan bu üç sahayı bir makasa benzeten Laleli; “Makasın parmaklarımızla tuttuğumuz tarafı ferdi, kesme işlemlerinin yapıldığı uçları topluma benzetirsek, bu makası mutlaka bir tespit noktasıyla birleştirmemiz gerekir ki makas kesme işlemlerini yapabilsin. İşte aile, makasın bu tespit noktası gibidir. Tespit noktası olmayan makas hiçbir işlem yapamaz” dedi.
Genel Başkanımız Nevzat Laleli, “Sağlam aile nasıl kurulur” konferansını veren Yard. Doç. Dr. Muhsin Yılmazçoban’a teşekkür plaketini verirken…
SAĞLAM AİLE NASIL KURULUR
Allah’a hamd ve Resulüne salat ile konuşmalarına başlayan Musin Yılmazçoban; “Flört, Batıdan gelen bir hastalıktır ve flörtü anlamak, Batı Moderminizminin bize uyguladığı programların ne olduğunu anlamaktır” dedi.
Konuşmasına flörtü tahlil ederek devam eden Yılmazçoban; “Nasıl ki namazın 12 şartı vardır ve namaz kılanlar bu 12 şarta yerine getirmek zorundadırlar. Yoksa namazları olmaz. Flört yapanlar da onun kanunlarına tabi olurlar. Flörtün doğasında 3 aşama vardır. Bunlar arkadaşlık, sevgililik ve cinsel ilişki aşamalarıdır” demiştir.
“Flörtte taraflar, beğenilmek arzusu içinde bulunduklarından hep iyi ve güzel yanlarını birbirlerine gösterirler. Evlenme kararını ise adına sevgi veya aşk denilen hissi olarak verilir. Bu evliliğe flört evliliği denir. Aradan biraz zaman (cicim ayları) geçince her iki taraf da normal yaşayışına dönerler. Bu esnada her iki taraf da karşındakinin hatalarının ve kusurlarını görürler. Bu tespitler, yuvayı önce zihinlerde sonra da fiilen yıkar.
“Flörtün kaynağı özellikle üniversitelerdir” diye sözlerine devam eden Yılmazçoban, “Ülkemizin hemen her ilinde ve ilçesinde üniversite veya fakülte kurulmuştur. İnsanımız, üniversitelerin bu kadar yaygınlaşması ile ilmen ilerlediğimizi zannetmektedir. Hâlbuki flört hastalığını bütün il ve ilçelerde yaşayanlara da bulaştıran bir manevi mikrop yuvasıdır, üniversiteler” demiştir.
Soru ve cevapların yer aldığı bölümde dinleyiciler; “Bir yazarımız, Bir ülkede batakhaneler (gazinolar, pavyonlar ve genelevler) açık olduğu sürece o toplumun bütün genç kız ve gelinleri, buralara sermaye olmaya namzettir. Zira bu batakhaneler, sermayelerini o toplumdan alırlar” der. Siz bu konuda ne söylersiniz deyince, Yılmazçoban;
“Bu doğru bir tespittir. Flört diye yola çıkan kızlarımızın bir kısmı maalesef sonunda buralara düşürülmektedir. Bu sayı o kadar çoktur ki belki binlerce kızımız ve gelinimiz baskı altında oralarda bir ömür çalışmaya mecbur tutulmaktadır. Hatırlarsınız AP iktidarı döneminde vergi rekortmenleri ilan edilirdi. O dönem iki yıl üst üste toplumun tanımadığı bir kadın, Koç’ları, Sabancıları sollayarak vergi rekortmeni olmuştu. Bu kadının adı Matild Manukyandı ve yaptığı iş de Genelevler patroniçeliği idi. Şimdi bu Ermeni kadın ölmüş fakat yerini oğlu alarak, bu çalışmaları aynen devam ettirmektedir.”
Konferansın sonunda Genel Başkan Nevzat Laleli konferansı veren Yard. Doç. Dr. Yılmazçoban’a teşekkür ederek, bu günün hatırası bir plaket takdim etmiş ve “Şimdi artık insanımızın ve ülkemizin sorunlarını çözmeye and içen, bir Milli Gençlik geliyor” demiştir.