SARI KEDİ
17 Nisan 2013 Çarşamba 16:35
Bu sarı kedi var ya, sarı kedi.
Her gün aynı saat geçer ofisimin önünden, kafasını kaldırır, bana bir bakar, sonra çeker gider.
Yaklaşık on dakika sonra geri döner. Aynı yerde durur, kafasını kaldırır, tekrar bakar bana.
Sonra evinin yolunu tutar.
Sarı kedi diyorum, ona içeri çağırıyorum gelmiyor. Onun suya yemeğe ihtiyacı yok sahibi var. Sarı kedi ondan takmıyor beni demek ki.
Beni umursamadan geçip gitmesi içimi acıtıyor. Sende mi, sarı kedi diyorum. Sende mi takmıyorsun beni, anladın demi, bu günlerde çaresiz olduğumu diyorum. Gözlerini kısıp bakıyor gözlerimin ta derinlerine. Kucağıma alıp sevmek istiyorum. Ama yaklaşıkça geçip gidiyor. Anladım sarı kediyle, uzaktan seveceğiz birbirimizi. Ertesi gün yolunu bekledim. Sallana sallana geliyordu. Onun hiç bir şey umurunda değildi. Ne süreç, ne de geçiş dönemi. O bir sokak arkadaki, sevgilisini görmeye gidiyordu. Asaleti yürüyüşünden belli oluyordu.
Arkasından bakarken, düşündüm.
Bana mesaj verir gibiydi.
Bu sarı kediden çok ders alacak gibiydim.
Bakalım, ertesi gün aynı saatte geçerken, selam verecek mi diye düşünmeye başladım. Ya da umursamadan geçip gidecek miydi. İnsanın kendine güvenmesi, sağlam olarak ayaklarının yere basmasıdır, demek ki hayat. İşte sarı kedi, güvenle bir sokaktan bir sokağa ayaklarını güvenle yere basıp, gidip sevgilisini uzaktan da olsa görüp geriye dönmesi gibiymiş güven.
Bazılarımızın hayvan deyip ayağıyla itmeye çalıştığı o duygu yüklü sarı kedi. Çoğumuzun yapmadığı şeyi yapıp “selam”ı verir geçiyor ofisimin önünden.
Belki de, kaç kez geçti. O güne kadar fark etmemiş de olabilir. Fark ettikten sonra, o sarı kedi bambaşka geliyor bana. Her gördüğümde, içimden bir parçaymış gibi geliyor. Geleceği saati bildiğimden çıkıp, bakıyorum. Gelecek mi diye, sallana sallana geldiğini görünce rahatlıyorum. Yüzüm gülüyor. Ne hayvansın sen ya diyorum içinden seni Yaratana şükürler olsun. İnsanlar asilliğini unuturken, sarı kedinin asilliği bağlıyor beni hayata.
“Allah’a Emanet Olunuz”