Okullar açılmadan önce çocuklarımızın sağlık kontrollerinin yaptırılması başarının en önemli anahtarıdır. Sağlıklı neslin sağlıklı gelecek olduğu unutulmamalı,devamsızlık yapılmaması çok önemlidir.

Okul açılırken veya hali hazırda bizim gibi açık olan özel anaokullarıda dahil,yeni dönem yeni eğitim olacağı için,yeni çanta yeni suluk çocuklarımızı iştahlandıracak yeni kıyafetler yeni dönem için katkı sağlayacaktır. Veliler okulların açılmasını stres unsuru olarak görmemeliler genelde böyle olmadığına inanmak istesemde laf olsun diye şaka olsun diye bile çocuklara doğrudan söylemeseler bile başkalarıyla telefonda konuşurken dahi çocuklar bu durumdan negatif etkilenebilir.Okul dışı aktivitelere en az bir ay ara verilmeli benim şahsi önerim,hafta sonları çocukları sık sık etkinliklere götürmeye çalışmak,çocuğun okuldaki etkinliklerin keyfini çıkarmadan diğerine konsantre olmaya çalışmasına ve almaya çalıştığı zevki almamaya başlamasına neden olabilir. Çocuklara boş vakit tanınmalı.kendi kendine kalacağı,hayal kuracağı zaman bırakılmalı. Tatilden okula,okuku devam eden anaokulu kreşlere yeni eğitim öğretim yılına başlangıçta yumuşak geçişler yapılmalı. Aldığımız eğitim setlerini,hazırladığımız programları çocuklarımıza sunmadan önce aile ve öğretmen olarak,uyku saatlerini yeniden düzenlemeli,derslerini yapacak sessiz ortam sağlamalı ve ödevleri geldiği zamanda tek başına yapılmaya yönlendirilmeli.

Sevgili velilerimize önerim,öğretmen ile kurum ile iletişim halinde kalmanızı,fakat bazı sorunları kendi başına çözmeyi öğrenebilmelidir,buda eğitimin bir parçasıdır. Çocuğun öz güveni için gereklidir. Her çocuğun gelişim süreci illaki farklıdır,her çocuk kavramları farklı zamanlarda oturtabilir,örneğin çocuğa daha az başarılı olduğu bir konu sürekli altı çizilerek hatırlatılmalı,iyi olduğu konular gündeme getirilmelidir.

Öğretmen arkadaşalarıma öneriler;

Beklentilerin ne olduğunu öğrenmelidir.

Her öğretmenin çocukları ikinci bir anne baba gibi sahiplenmeleri önemlidir. Bu çocukta aidiyet gelişimini sağlar.

Öğretmen başarıyla sevgiyi bir arada tutmamalıdır. Başarı sevginin koşulu olmamalıdır. Çocuk başarısız olduğu zaman da öğretmeni tarafından sevildiğini ve kabul edildiğini hissetmelidir.

Ara sınıftaki çocukları, öğretmenler keyifle karşılamalıdır.

Çocuklar, güzel bir tatil geçirip bir üst sınıfa geçmiş olmalarının zevkini yaşamalılar.

Öğrenciler, özlendiklerini, sevildiklerini ve öğretmenleri tarafından kabul gördüklerini hissetmeliler.

*Sevgili velilerimize önerilerim;

Çocuklarınızın sorunlarını sahiplenmeyin!

örneğin;onun problemi etraflıca düşünmesine fırsat verin,sorunu çözebilmesi için ona kaynak sağlayın

*Asıl sebebi keşfedin!

Çocuk ödevini yapmıyorsa ya da okulu sevmiyorsa, zorla yaptırmaya çalışmayın. Nedenini keşfedin. Ödev mi ilgisini çekmiyor, seviyesinin üstünde mi yoksa eksiği mi var, keşfedin. Belirtileri değil, asıl sebebi çözün.

*Çocuklarınızı ödülle motive etmeyin!

Çocuğunuza ödülle ders çalıştırmaya ya da ödev yaptırmaya çalışırsanız, çocuğun derse olan ilgisi azalacaktır. Örneğin, “Ödevini yaparsan, bilgisayarla oynayabilirsin.” dediğiniz an, çocuk ödevi araç olarak görmeye başlayacak ve ilgisi azalacaktır. Amaç bilgisayar olacaktır. Ödevi yapmak zaten çocuğun sorumluluğudur. Ödül verilirse, çocuk ödevi sorumluluğu olarak görmeyi bırakacaktır.

Sevdiğim bir söz ile tekrar görüşmek dilegimle hepimize mutlu bir eğitim-öğretim yılı diliyorum;İnsan eğitimle doğmaz, ama eğitimle yaşar” demiş. Bu sözün anlamı şudur; elbette insan en başta (doğduğu zamanda) eğitilmiş olarak doğmaz. İnsanları ailesi ve etrafındaki insanlar eğitir. Bireyin kişiliği karakteri bu şekilde gelişir, şekillenir.