Çelik: "Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ hakkında, 19 Ocak 2025 tarihinde “Zafer Partisi İl Başkanları Çalıştayı”nda yaptığı kapanış konuşmasındaki eleştiri sınırındaki bazı cümleler nedeniyle Cumhurbaşkanının avukatlarının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuruyla 20 Ocak 2025 sabah saatlerinde soruşturma başlatıldığı açıklanmış ve aynı günün akşam saatlerinde Ankara’da bir mekânda yemek yerken gözaltına alınarak İstanbul’a karayolu ile götürülmüştür. 

Geceyi İstanbul Emniyetinde uygun olmayan koşullarda geçirmiş ve ilk planda avukatlarıyla görüşmesi engellenmiştir. Sayın Özdağ’ın dosyası anlaşılamaz bir biçimde bekletilmiş, geceyi Emniyet Müdürlüğünde geçirmesinin ardından öğleden sonra getirildiği adliye sarayında dosyası bekletilmiş, Cumhurbaşkanına hakaret suçu bir kenara bırakılarak Kayseri Emniyeti’nin Kayseri’de 6 ay önce yaşanan bir olay için 20 Ocak tarihinde yazdığı soruşturma raporuna dayanarak, Sayın Özdağ “Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” suçundan tutuklanmıştır. 

Kendisi 19 Ocaktan itibaren iktidar tarafından hukuksuz bir biçimde alıkonulmaktadır. 

Öncelikle bilinmesi gereken Sayın Özdağ, Antalya Zafer Partisi Çalıştayında yaptığı konuşmada Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı sıfatına değil, AKP Genel Başkanı sıfatına hitap etmiştir. Zira alıntı yaparak eleştirdiği konuşmayı Erdoğan, AKP Mersin İl Kongresinde AKP Genel Başkanı olarak yapmıştır. 

Kaldı ki eğer suç unsuru oluşmuşsa bu suçla ilgili soruşturma açma yetkisi Antalya Cumhuriyet Başsavcılığındadır. Öncelikle bu durum göz ardı edilerek Ümit Özdağ hakkında gözaltı işlemi yapılması tam bir hukuksuzluktur. 

Gözaltına alınması ve sonrasındaki süreçte İstanbul’a götürülüş biçimi ise en basit haliyle yakışıksızdır. 

Ardından savcının Cumhurbaşkanına hakaret fiilinin oluşmadığını görmesi üzerine, bu seferde Sayın Özdağ’ın attığı bazı X’ler konu edilerek gözaltına alınmasına sebep suç hiçe sayılarak yeni bir suç yaratılmıştır. 

Bu suç yaratılırken Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nce sahte niteliği taşıyan bir raporu savcılığa sunarak suç unsuru yaratılmasına yardımcı olmuştur. 

Bu suç için bile Ümit Özdağ’ın kaçma ihtimali olmamasına ve karartılacak bir delil bulunmamasına rağmen tutuklanması da saçmalıktır. 

Bu kararla ikinci bir Ergenekon sürecinin başlatıldığı çok açık ortaya çıkmıştır. 

Tüm bu süreçte iktidarın umduğu olmamış ve Zafer Partisi dimdik ayakta kalmıştır. Daha ilk günden Vatan Emniyet ve Adliye önümde toplanan kalabalık yandaşları hüsrana uğratmış, aynı gece Partimiz Divan Kurulu’nun Ankara’da olan üyeleri acil koduyla toplanmış, diğer üyeleri ilk andan itibaren Başkanımızın yanında yer almıştır.

Divan toplantısından Başkanımızın daha önce belirlediği yol haritasını aynen devam ettirme, mitingleri sürdürme kararı çıkmış ve dosta güven düşmana korku verilmiştir. Dağılmamızı bekleyen akbabalar bu karar karşısında şaşkınlık yaşarken, kendi gazete köşelerinden partimizi tehdite devam etmiştir. 

Hemen ilk hafta sonra Genel İdare Kurulumuz acil toplanmış, Başkanımıza tam destek verilirken her satıhta mücadele kararı almıştır.

Ardından yüksek bir katılımla İzmir Mitingimiz yapılmış onbeş bin kişinin katılımıyla Bornova Meydanı “Ümit Özdağ’a Özgürlük” ve “Hükümet İstifa” sloganlarıyla inlemiştir. 

Genel Başkanımızın direktifleriyle Genel Başkan Vekili olan Sayın Prof.Dr. Ali Şehirlioğlu’nun liderliğinde çalışmalarımız ve “Mehmekçik Katillerine Af Yok” mitinglerimiz başta olmak üzere faaliyetlerimiz devam edecektir.

Zafer Partisi, tüm yöneticileri ve teşkilatlarıyla, üyeleri ve gönüllüleriyle dimdik ayaktadır. Bu ceberut iktidar gitmeden de oturmak gibi bir niyeti yoktur." Dedi.