Otelciler, depremde yıkılan ya da hasar gördüğü için oturulamayacak duruma gelen evlerde milyonla ifade edilecek kişinin evsiz kaldığı dikkate alındığında soruna ilk andaki kişisel yardım çabalarının ötesinde bakmak gerektiğini söylüyor.
Sektörde şu değerlendirmeler yapılıyor:
Depremzedelere açılan otellerin bir bölümü zaten kış mevsimi olduğu için ya kapalı ya da düşük kapasite ile çalışıyor. Bu durumda kapılarını depremzedelere açmaları kolay.
Peki yüksek sezona girildiğinde ne olacak?
Depremzede otelden çıkarılacak mı, hayır.
Ama oteller de bir işletme. Dolayısıyla sorun yalnız kişisel yaklaşım duygusallıkla çözülmeyeceği gerçeğini görmek gerekir.
Duygusallık gerçek ile birleştirilmeli
Bu durumda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Maliye ve Hazine Bakanlığı otellerle görüşerek yalnız gönüllük temelinde ve kısa süreli değil, gerçekçi temelde bir çözüm geliştirilmeli. Örneğin her tesis kapasitesinin yüzde 10-15'lik bir bölümünü, maliyeti kamu yönetimi tarafından karşılanmak üzere depremzedelere ayrılırsa bu gerçekçi bir çözüm olur.
İspanya İmserso modeli
Böylece kamu yönetimi sorumluluğunu yerine getirirken oteller de depremzedelere yardımlarını işletme kârlarından özveride bulunarak bu hizmeti vermiş olurlar.
Bu konuda İspanya’nın emekliler için uyguladığı İmserso sistemi örneği veriliyor. İspanya’da uygulanan İmserso sistemi ile kamu yönetimi sübvansiyonuyla deprem gibi bir felaketin olmadığı ortamda 2.5 milyon emeklinin tatil yapmaları sağlanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.