Ramazan Bayramı (!)..

(Abdurrahim Karakoç'un “Bayramlar Bayram Ola – 2” şiirin son mısrasını bizlerle paylaşarak yazıma başlamak istedim. Mübarek Ramazan ayının son günlerini yaşıyoruz. Bayramda Anamın, babamın ve akrabalarımla hasret gidermek için memleketim Samsunda olacağım. Ramazan ayı boyunca orucumuzu tutmaya çalıştık. (Hz. Allah kabul eylesin) hasta olanlar elbette ki tutamadılar. Ama İslamiyet öyle güzel bir din ki, hasta olanlar iste fakir insanları doyurmakla oruç ibadetini yerine getirmiş sayılacaklar. İslâmın Şartlarından birisi olan “Ramazan ayında her gün oruç tutmak” şartını yerine getirenler getirdi. Ve yine bu güzel ay içinde, İslamın şartlarından birisi olan “Malın zekatını vermek” yani elimizdeki dünyalık malların zetatını ihtiyaç sahiplerine dağıtmak.
Bayramların bir başka yanı ise, bayramda küslerinin barışmasıdır. Birbirimizi ziyaret edelim, hertürlü sorunlarımıza rağmen bu mübarek üç günlük Ramazan Bayramı süresince önümüzün düzlüğe çıkması için dua edelim. Hiç olmazsa manen bir birimize destek olalım. En önemlisi bu bayramda kucaklaşalım, çevremizde küs olanlar varsa barıştıralım. Açıkçası benim de küs değil ama kırgın olduğum kişiler yok değil ama bana küs olanlar var bunu biliyorum. Ama kırgınlığım geçicidir. Benimle küs olanlar ya da benim kırgın olduğum kişiler benim yazdığım yazılardan hoşlanmayan kişilerdir. Bunlar da parmakla sayılacak kadar azdır.

Bayramda bana küs olanları yerlerinde bulabilirsem barışmaya giderdim, eğer memleketime gitmeseydim. Hem de benim ekmeğimle oynayan, sadece yazdıklarımdan ötürü bana kin nefret duyanlarla bile barışmaya giderdim. Onlar barışır ya da barışmaz, ben savunduğum `barış` tezine önce kendim uymak istiyorum. Herkesi de bilakis küskünleri barışmaya davet ediyorum. Üç günlük dünyada hepimiz misafiriz. Ebediyete manevi değerlerin dışında hiç bir maddi değer götürmeyeceğiz. Gelin “Gönül Dostlarım” kini, nefreti, küskünlüğü bir kenara bırakın barışın. Bu bayram barışmak, sevgiyle birbirinizi kucaklamak için büyük bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmayın.
Dargınlık olsa bile üç günden fazla sürmemelidir. Şayet bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın! Ey Allah'ın kulları kardeş olun! Bir müslümanın diğer kardeşine darılarak üç günden çok uzaklaşması helal değildir.) [Buhari>
(Müslümana üç günden fazla dargın duran, Cehenneme gider.) [Nesai>
(Birbirine dargın iki kimseden, hangisi önce selam verirse, günahları affolur. Verilen selamı öteki almazsa, bu selamı melekler alır. Selam almayan kimseye de şeytan, sevinerek iltifatta bulunur.) [İbni Ebi Şeybe>

Hayat şartları ne olursa olsun çocuklarımıza bayram neşesini tattıralım. Çok küçük de olsa onlara bayram hediyesi alalım. Böylelikle bayram öteki zaman dilimlerinden daha ayrı ve ayrıcalıklı olsun. Bayram harçlığını da ihmal etmeyelim. Bazı şeyler verdikçe bereketlenir. Siz verin Allah da size versin Boşluk olmalı ki o boşluğun dolması söz konusu olsun. Mübarek Ramazan Bayramınızı şimdiden kutluyor, İslam âleminin uyanmasına ve kurtuluşuna vesile olmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum.