‘SAHNEDEN BİRAZ’, ‘SENDROM’DA!
Yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren ‘kültürel’ ve ‘sanatsal’ etkin liklerin tümünde temel aldığı uluslararası normlara bağlı bir şekilde içerik üreten ve ‘etkileşim’i medyanın en temel özelliklerinden biri olarak gören ‘Sahneden Biraz’, ‘sanat piyasası’ ile etkileşime girdiği ve iletişim süreç lerinde aktif rol üstlendiği nitelikli işlerin dikkate ve kayda değer noktalarını bulmaya ve onları ön plana çıkarmaya devam ediyor. Bu süreçte ‘kaynak’ zaman zaman ‘alıcı’, ‘alıcı’ da zaman zaman ‘kaynak’ olabiliyor. Hem bir üretici hem de eş zamanlı bir tüketici olan yeni nesil bağımsız ve alternatif event değerlendirme yapısı ‘Sahneden Biraz’, ‘13 Ocak 2025 Pazartesi’ günü, ‘Baba Sahne’ de gösterimi gerçekleşe cek olan ‘Sendrom’ adlı oyunun gösteriminde. https://tiyatrolar.com.tr/tiyatro/sendrom
İkinci sezona ‘merhaba’ diyecek ve yeni sezonun ilk ‘sold-out’ gösterimini gerçekleştirecek olan, ‘Fact Tiyatro’ nun kariyerindeki en önemli iki işden birisi olan (diğeri ‘Sipariş Listesi’) ‘Sendrom’ a taşıdığı yoğun ve vurucu nitelikteki psikolojik öğeler nedeniyle iki kere izleme kararı alan ‘bağımsız’ ve ‘alternatif’ yapı ‘Sahneden Biraz’, ‘Afife Ödülleri’ nde, iki kez üst üste ‘en iyi umut vaadeden kadın oyuncu ödülü’ için adaylık getiren ‘Dilara Vural’ ı, akıllara kazanan ‘Sendrom’ daki performansı ile ilk olarak ‘13 Ocak 2025 Pazartesi’ günü ‘Baba Sahne’ de seyredecek.
Ekip hemen ardından ‘20 Şubat 2025’de ‘Dasdas Sahne’ de olacak ve tarihi performansa bir kez daha tanık olacak. ‘Ali Haydar Çataltepe’ nin Genel Sanat Yönetmenliğinde ‘Dilara Vural’ ile birlikte ‘29 Ekim 2022’ tarihinde kurulan ve yolculuğuna ilk başta ‘gez gin’ bir tiyatro olarak başla yan ‘Fact Tiyatro’ özellikle yerli ve üretimini kendi üstlendiği işlerle biliniyor.
‘Türkçe Metin’ konusunda uzun süredir kan kaybı yaşayan ‘Türk Ti- yatrosu’ na ihtiyaç duyduğu kanı pompalayan ‘Sendrom’, öncelikle yok denecek kadar olan ve arandığında nadiren bulunan ‘yerli metin özelliği’ ni ne sahip işler arasında yer alıyor olmasıyla her se zon yaşanan büyük gös- teri yarışına bir sıfır önde başlıyor.
‘Sahneden Biraz’ ın daha öncede üzerinde durduğu üzere ‘TUİK’in her sene düzenli olarak açıkladığı ‘sinema ve gösteri sanatları istatistikle ri’ ni incelemeden özellikle ‘gösteri sanatları’ na bir iş üretme eğiliminde olan işletmeler sezona yüksek motivasyon ve potansiyel ile başlayıp ve de vam edebiliyor ama süreci gereği ölçüsünde göğüsleyemiyor ve nihayetlen diremiyor. Gösteri Sanatları Profesyoneli ‘Ares Kıvanç Dönmez’ e göre, ‘Sendrom’ gibi izleyeni sarsan yani gayesi sadece nitelikli bir seyir sunmak değil aynı zamanda iz bırakmak olan yapımlar sözel ve görsel imgeleri de sunduğu izleğe doğru bir şekilde yerleştirirse zaten fark edilir ve çok çabuk ayrışabilir olacak.
Ne var ki, gösteri sanatlarında ihtisası tam olmayan alan profesyonellerinin sektörde cirit atması nedeniyle bu mümkün olmuyor. Bazen de ihtisası tam olan ama yaratıcılığı falanca nedenlerle baskılanan ve ya da baskılanmış olanların elinde nice iş ziyan oluyor.
‘TUİK’in pandemiden hemen sonra ‘2023’ yılı sonunda yayınladığı ‘sine- ma ve gösteri sanatları istatistik- leri’ni inceleyen ve konu özelinde ‘Kültür Bakanlığı’nı arayarak bizzat bakanlıktan gelen raporu değerlendi ren ‘bağımsız’ yapı ‘Sahneden Biraz’, ‘tiyatro hacmi’ nin ‘pandemi öncesi dönemi’ şu anda yakaladığını tespit etti. https://tiyatrolar.com.tr/tiyatro/sendrom
Verilere göre ‘808’ salonda, ‘8223’ tiyatro oyunu gösteriliyor ve toplam ‘6 milyon’ un üzerinde seyirci oyun seyrediyor. Bu nedenle hem özgün bir iş üretmeyip daha önce bir ya da birden fazla kez denenen (az ya da çok bilinmesi-yerli ya da yabancı bir metin içermesi, klasik ya da modern türe girme- mesi önemli olmaksızın) bir işi yeniden yapmaya yeltenenlerin hem de ‘sıfır bir işi ilk kez üreten’ ama iyileştirilmesi gereken yerleri son düzlükte tespit etmeden servis edenlerin, seçkin bir profilden denk gelen ‘bunun nedeni nedir?’ sorusuna vereceği cevap artık ‘bunun üzerine düşünmedik’, ‘biz bizden önce yapılanı izlemedik’ ve ‘bunu ekipce farkemedik’ olamaz.
Düşünen, fark eden ve tespit eden kimse onun sunduğu önem teşkil edecek ve hangi biçimiyle sunuyor olursa olsun ‘tiyatro’yu bir sanat olarak yüksel tecek. ‘Sahneden Biraz’a birbirinden apayrı profilde en az ‘20’ ayrı kişi den gelen ‘Dilara’ yı hala izlemediniz mi?’ buna örnek işte. Bağımsız bir yapı olarak, ‘Sahneden Biraz’ olarak gidip izlediğimizde, tüm ekip üyeleri ile ilk etapta üç temel şeyi önceleyeğiz.
Birincisi ‘Fact Tiyatro’ neyi düşünmemiş olmak istemedi, ikincisi süreç içerisinde hangi farkındalıkla hareket etti ve temel aldığı-araştırıp üretime katkı sağladığı şeyler nelerdi ve nedendi? Oyun neden sadece adı ile değil oyuncusu ‘Dilara Vural’ ile de bir anda bilidni ve ezber edildi?
Tüm bu soruların yanıtlarını ararken bir yandan da oyunu doğru okumak ve bir sonraki aşamasında baz aldığı uluslararası kriterlere bağlı kalarak puanla yacak olan bağımsız ve alternatif yapı ‘Sahneden Biraz’, ‘Send rom’ a bir oyun olarak değil ama ‘Dilara Vural’a bir oyuncu olarak a’dan z’ye tüm sürecini kurucusu olduğu ‘Fact Tiyatro’ bünyesinde üstlendiği ve orjinal bir yerli yapım olarak ürettiği için baştan ‘+1’ verdi. https://tiyatrolar.com.tr/dilara-vural
‘Sendrom’un ilk gösterim tarihi olan ‘06.02.2024’ den bu yana gerçekleş en gösterimlerde toplam ‘10’ ambulansın kalktığı, ‘5’ epilepsi hastasının atak (kriz) geçirerek oyunun belli bir bölümünden sonrasına katılım sağlaya madığı, ‘7’ kişinin bayıldığı ve ‘6’ kişinin belirli aralıklarla nöbet geçirerek oyunu sağlıklı bir şekilde tamamlayamadığı biliniyor. Özellikle oyundaki karakterin yaşına yakın olan genç kızların hikaye ile direkt bir bağ kurarak kendilerini kaybettiği ve toplu ağlama nöbeti geçirdiği sık rastlanan durum- lar arasında!
Oyun ‘epilepsi hastası’ olmayan ‘sıradan izleyici’ de ise eğer sonuna ka dar kalır ve tamamlayabilirse, final sahnesinde geçirmesi muhtemel duygu- sal kriz ile alkışlamadan- oyuncunun selamına bile kalmadan salondan ayrılma ve hızlıca açık havaya çıkma isteği uyandırıyor. Oyun az sonra olacakları başlamadan çok önce tanıtım yazısında bir uyarı olarak da sunuyor:
İki polis kapıyı -biri kadın biri erkek- kapıyı çaldığında ilk başta hiçbir şey anlamadım. Annem içerde her zamanki pırıltılı zekâsıyla çok düşünmek ten yorgun düştüğü için uyuya kalmıştı ve kapıyı ben açmak zorunda kal- mıştım!Annemi uyandırmaya gittim. Buz gibi suratıyla kapıya geldi! Polisler ismi söylediğinde babamın adını o an öğreniyormuşum gibi hissetmiştim. Böyle birinden bahsediyorlar, hiç duymadığım birin- den…Çünkü benim için adı; “Baba’ydı!’’ Ve bu olan şey,11 yaşında bir çocuk olarak, Hiç düşün- müyorsun böyle şeylerin olacağını ama Oluveri- yor…Denk gelişler çok acayip!
‘Sahneden Biraz’ da, ‘potansiyel izleyici’yi bu konuda özellikle uyarıyor. Farklı sanat kollarında alana hakim, dünya ortalamasını bilen ve ‘off-off broadway’ işleri yakından takip eden üst düzey gözlerin ‘Sendrom’a karşı geliştirdiği hassasiyet, sunduğu görme biçiminin sertliği ve sahip olduğu hikayeyi saptırmadan-çarptırmadan-direkt bir şekilde ve doğrudan aktarması nedeniyle. Pandemi biter bitmez aktif üretim sürecine geçen ve ard arda imza attığı nitelikli işlerle beklentiyi yükselten ‘Fact Ti- yatro’ nun ‘Sendrom’da küçük yaşta bir çocuğun yaşadığı ağır bir travma sonrası kullanmak zorunda kaldığı ağır kronik ilaçların doğurduğu sonuçları çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermesi dışında ‘political correctness’ ı devre dışa bırakan bir metin tasarlaması.
‘Sahneden Biraz’ ın CEO’ su ‘Doruk Sardag’, ‘Sendrom’ a önceden gidenlerin aktarımlarından yola çıkarak şunu söyledi: “Oyundaki ana hikaye yi destekleyici bir şekilde yazılmış olan yan hikayelerde sunulan espiriler şayet söylendiği gibi bütün bir gücü ‘political correctness’ a direnerek alıyorsa buna ayrıca bakılmalı. Çünkü böyle olması durumunda oyunun yazar ve yönetmeni ‘Ali Haydar Çataltepe’ nin bu matematiğin hikaye dramturjik öğeleri de düşünerek nasıl yedirdiği önem kazanacak. ‘Sahne- den Biraz’ olarak girdiğimiz ‘sendrom’dan çıkarsak buna da bakılacak.
‘Sahneden Biraz’ ın Genel Yayın Yönetmeni ve Gösteri Sanatları Profes- yoneli ‘Ares Kıvanç Dönmez’ ise oyun öncesi ‘Sendrom’ özelindeki son sözlerinde ‘political correctness’ kavramıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Fransız ihtilali ile ortaya çıkan ‘ulus devlet kavramı’na bağlı olarak baş- layan ve sonraları ‘2.Dünya Savaşı’ ndan kurulan uluslarüstü bir takım oluşumlarla neden sonra etkisini kaybetmeye baslayan ama esas ‘11 Eylül’ den sonra tekrar piyasalaşan ‘ötekilestirme hareketi’ne karşı geliştirilen bir kavram bu. Dikkat etmenin gerekli olduğu durumlar var ama bununla kafayı yiyen ve ‘politik doğrucluk sendromu’na girip kendini delirten de çok. Bakalım görelim; ‘Ali Haydar Çataltepe’ yazıp yönettiği ‘Sendrom’ da bunu gerekli mi önemsemedi yoksa gereksiz mi? Bu önemli.”
‘Fact Tiyatro’ yu sunduğu gerçekci yaklaşım nedeniyle ‘Sendrom’dan he- men sonra ‘Sipariş Listesi’ ni de izlemek üzere yakın ve özel takibe alan ‘Sahneden Biraz’, oyunun yazarı ve yönetmeni ‘Ali Haydar Çataltepe’ ile telefonda yaptığı bire bir görüşme sonunda, ‘Fact Tiyatro’ yu arıyoruz, yönetmen yönetmen olduğunu söylemeden telefona bakıyor ve dünyanın en beyefendi kişisi ile ‘yapımdan sorumlu’ biri diye konuşuyorsunuz, bu mütevazi durum ülke şartlarında bu şekilde ‘sold-out’ iş yapan ve adını henüz duyuran başka hangi yapımda var dedi.
Gerçekleşen telefon konuşmasında ‘Sahneden Biraz’ın Genel Yayın Yönet meni ‘Ares Kıvanç Dönmez’e, ‘Fact Tiyatro’ nun kuruluş amacını, kendi bünyesinde bulunan (veya gelecekte bulunacak olan) ‘Türkiye’nin değerli oyun yazarlarının ‘özgün’ ve ‘iddialı’ tiyatro metinlerini seyirciyle buluşturmak şeklinde ifade eden ‘Ali Haydar Çataltepe’, ‘yeni nesil seyirci’ ile etkileşimlerini bu amaç üzerinden her daim taze tutacaklarına dair de söz verdi.
‘Sahneden Biraz’ için şimdi büyük gün, ‘13 Ocak 2025’. ‘Sendrom’ u ilk kez bu tarihte, ‘Baba Sahne’de izleyecek olan ‘Sahneden Biraz Eki- bi’, ‘Fact Tiyatro Ekibi’ ile de ilk kez bu tarihli gösterim sırasında tanışa- cak ve teşekkürünü canlı olarak sunma fırsatı bulacak.
‘Sahneden Biraz’a göre, denenebilecek yeni iletişim yöntemleri ve güncelleme gerektirebilecek ‘izleyen-izlenen’ ilişkisi ‘yeni nesil oyun anlayışı’nın önemli iki pratiği. Eğer ‘Sendrom’ ele aldığı meseleyi ortaya koyarken bu iki şeyi pratiklemişse, bugüne kadar seyircinin seyircinin yaşa- dığı ifade edilen ‘duygusal koşullanma’lar, ‘atak’ ve ‘boşalma’lar oyu- nun sadece amacına hizmet ediyor.
Normal karşılanması ve abartılmaması gerekiyor. Bakalım bizim izleyecece- ğimiz tarihteki gösterimde ne olacak? ‘Dilara bizi ne tür bir sendroma soka cak? Sıklıkla, ‘Sendrom’ gibi türünün örneği olan işleri bulup çıkararak ve sürecine dahil olup gereği ölçüsünde parlatarak gösteri sanatlarında ‘yeni ileti şim yöntemleri’nin önemine vurgu yapan ‘Sahneden Biraz’, ‘Sendrom’ u izler izlemez yeni bir içerikle tekrar okuyucunun karşısında olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.