1. Her millet kendi kaderini tayin hakkına sahiptir. İster bağımsız yaşamayı tercih ederler, ister başka bir milletle federasyonu, bir devlet içinde özerk bölge kurmayı isterler. Başka devletlerle bölgesel veya uluslararası birlikler kurarlar. Bunların hangisini tercih ettikleri tamamen onların tercihine bağlıdır.
2. Hiçbir devletin başka bir devletin iç işlerine karışmaya, başka bir milletin nasıl bir rejim içinde yaşayacağına karar vermeye hakkı yoktur. Bir devletin rejimini belirlemek başka bir ülkenin üstüne vazife değildir.
3. Vatan toprakları başka bir ülkenin saldırısına uğramadıkça savaş cinayetten başka bir şey değildir. Hiçbir devlet topraklarına girmiş yabancı askerleri kovalama dışında başka bir ülkeye asker sokamaz. Başka bir ülkeye savaş açamaz. Başka bir ülkeye silahlı asker göndermek ancak asker gönderilecek ülkenin isteği ve rızası ile mümkün olabilir.
4. Milletler, kendi zenginlik kaynaklarını nasıl kullanacaklarına kendileri karar verirler. Onların maden, petrol, doğalgaz gibi yer altı ve yerüstü zenginliklerine el koymaya kalkışmak korsanlıktır.
5. Bir devlet, başka bir ülkenin içindeki karışıklığa ve isyana müdahil olamaz. İsyancıları kendi topraklarında eğitip silahlandırarak o ülkeye salamaz.
6. Hiçbir ülkenin anlaşmalarla belirlenmiş sınırları değiştirmeye, başka bir ülkeden toprak talep etmeye, bir kısım toprakları işgal etmeye hakkı yoktur.
7. Ülkeler arasındaki olabilecek anlaşmazlıkları çözecek uluslararası kurumlar ve yürürlükte olan kurallar vardır. Bunları hiçe sayarak başka ülkeler üzerinde ağalık yapmaya hiçbir ülkenin hakkı yoktur.
8. Sınıfsal karakteri olmayan savaş yoktur. Bağımsızlık savaşları işbirlikçiler dışında bütün milli sınıf ve tabakaların yararınadır ve haklıdır. Haksız savaş yanlısı iktidarlar, bu savaşın herkesin yararına olduğunu ileri sürerek bütün milletin savaşta iktidarın arkasında durmasını isterler. Bir kısım halk, başlangıçta bu havaya girer. Savaş uzadıkça memnuniyetsizlik ön plana çıkar ve barış istekleri güçlenir. Ancak o zamana kadar uğranılan yıkımları telafi etmek mümkün olmaz.
9. Sömürge ve emperyalist savaşlarda galip gelen taraf, milletlerin el koyduğu zenginliklerini, hâkim sınıflar arasında pay ederken emekçilerin önüne de kemikler atar. Böylece onları savaşın bir vatan savaşı olduğuna inandırmaya çalışır. Ancak emekçilerin bu kazancı savaş boylarında bırakılan asker kemiklerinin bedelidir ve pahalıya mal olmuştur. Bilinçli emekçiler bu savaşa karşı durmaya çalışırlar.
10. Savaş politikası, hayat pahalılığına, halkların yoksullaşmasına, güvenliğin zayıflamasına neden olur. Barış politikaları ise kalkınma ve zenginleşmeye, sosyal refahın artmasına, insanların kendilerini güven içinde hissetmelerine yardım eder.
11. Her milletin kendi kaderini tayin etmesi ilkesine saygısız iktidarlar, kendi ülkelerinin kaderini de başka devletlere bırakabilir. Başka ülkelerin iç işlerine karışma hakları olduğunu ileri süren hükümetler, yönettikleri ülkeye de diğer devletlerin karışma hakları olduğunu zImnen kabul etmiş demektir. Bağımsız yaşamaya tutkun insanlar ise başka milletlerin bağımsızlığına saygılıdır