kürsüsünde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu sığınmacı sorununu "bir ihanetin anatomisi" olarak tanımladı.
Özdağ, milyonlarca sığınmacının ülkeye alınmasının uzun vadeli bir planın parçası olduğunu savunarak, sert açıklamalarda bulundu.
"Anadolu'yu Türksüzleştirme ve Milleti Mülksüzleştirme Planı"
Konuşmasında sığınmacı akınının tesadüf olmadığını belirten Özdağ, "Sığınmacı ve kaçak istilası ile ülkemizin demografik yapısını bozarak Anadolu’yu Türksüzleştirmek, kentsel dönüşüm ve rezerv yasaları ile bu milleti mülksüzleştirmek amaçlanıyor" ifadelerini kullandı.
Ottawa Anlaşması ve Mayın Temizliği Vurgusu
Özdağ, Türkiye’nin 2003 yılında taraf olduğu Ottawa Anlaşması’nın ardından Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesiyle başlayan sürecin, ilerleyen yıllarda ülkeye yönelik sığınmacı akınının önünü açtığını öne sürdü. “Kim 15 yıl sonrasını öngörebilirdi? Ama birileri bu planı adım adım uyguladı” dedi.
"Ensar-Muhacir Söylemiyle Taban İkna Ediliyor"
Hükümetin sığınmacı politikalarını dini kavramlar üzerinden meşrulaştırmaya çalıştığını iddia eden Özdağ, “Ensar-muhacir söylemi ile başlayan bu süreç, hicret gibi dini motiflerle desteklenerek kamuoyuna kabul ettirilmeye çalışılıyor. Ama aslında bu, uluslararası bir planın parçasıdır” dedi.
"Ruanda ve Filistin Örnekleri Üzerinden Uyarı"
Geçmişte TBMM kürsüsünde dile getirdiği Ruanda örneğini hatırlatan Özdağ, Türkiye’deki gelişmelerin uluslararası planlarla benzerlik taşıdığını söyledi. Filistin meselesi üzerinden yapılan “hicret” çağrılarını da eleştiren Özdağ, “Daha birkaç hafta önce Gazze’den vazgeçmeyeceğini söyleyenler, bugün Filistinlilerin başka yerlere göç etmesini savunuyor. Bu söylemlerle dini duygular kullanılarak halk kandırılıyor” dedi.
“Kapalı Kapılar Ardında Başka İttifaklar Var”
Özdağ, sözlerini, “Bağırıp çağırarak ekranlarda halkı kandıranlar, kapalı kapılar ardında Trump’la, Netanyahu’yla, İngiltere ile iş birliği içinde” ifadeleriyle tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.